Sözlerim,
Gecenin kırık aynasından sarkıyor,
Sözlerin,
Hedefini bulmuş oklar gibi bağrımda sızlıyor,
Bir nehir gibi açtığın yaralardan sızan kanım,
Birikirken kendi yatağına sığmıyor.
Sen gittin.
Ölüm gibiydi her şey
Ve ben öğrendim:
Senden bana kalmayacak hiçbir şey.
Ayrılık,
İçimize dikilmiş
Ateşten bir gömlekmiş,
Uğruna canını bile verebilecekken,
Sevgiliyi el gibi görebilmekmiş.
Kırık dökük kalbimi,
Paramparça gönlümü,
Bir antika dükkânına bırakıyorum bugün,
Satılsın
Ya da tozlu raflarda uyusun,
Unutulsun
Hiç fark etmez.
Çünkü anladım ki:
Bazı sevdalar,
İnsanı yaralar
Ve o yaralar
Kabuk bağlamaz,
Kanamaya alışır.
Biliyor musun?
Artık senden söz ederken ben
Dilime kuş tüyü sarıyorum,
Acıtmadan söyleyeyim diye adını.
Bak,
Son bir defa bana bak,
Ben sana küs değilim,
Sakınılacak bir virüs değilim,
Bir zamanlar gönül verdiğinim,
Yalnızca benim.
Hâlâ yıldız haritam gözlerin,
Korkarım seni incitmekten güzelim.
Belki bir gün,
Son günü gibi sanki ömrümün,
Anlatırken şimdi bugün,
Bir başka elin avuçlarında
Çözülür belki yürek düğümün
Ve işte o gün,
Gülüşün tamir etsin
Ruhunun bütün yaralarını.
Ben burada kalırım,
Beni bıraktığın yerde,
Belki tutulurum onulmaz bir derde,
Belki bir merhem bulurum bu kederde.
Kim bilir?
Sensizliğin kurak kırsalında
Sessizliğin kıyısında,
Ömre bedel anılarla,
Yaşarım bende tüm yaralarımla.
İnan içinde yok artık kavga
Ve sana,
Dünyanın bütün iyilikleriyle
Veda ediyorum yana yana.
Kayıt Tarihi : 11.7.2025 16:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!