Yalvaç 3 Çarşı Pazar Şiiri - İbrahim Çel ...

İbrahim Çelikli
1151

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Yalvaç 3 Çarşı Pazar

dükkanların kepenkleri;
her sabah erkenden açılır,
her akşam korkunç bir gürültüyle kapanırdı
yaşardım yalnızlığı, karanlığı...
cumartesileri elektrikler kesilirdi

çarşıya yaklaşırken gofret, leblebi
naylon ve lastik kokuları
bir de hamal arabalarının at artıkları
kalabalık arasında bilyalı tekerlekli el arabaları
yerleri pisleten, lastik tekerlekli atarabacıları
yük taşırlardı
Dellalların Aziz, Tekelilerin Memetali,
pazar kalabalık, başka arabacı da yoksa
pazarlığa yanaşmazlardı
pazarlık için bile fiyat soran
onlara taşıtmak zorundaydı
değilse aralarında kavga çıkardı

-buğday pazarı-nda elleşenler, kollaşanlar
olmadı çuvalını sırtlayanlar
yere dökülmüş zahiresini serçelerden koruyanlar
bir taraftan da şehirliye
verip-veriştirilerdi
(Yalvaç onlara göre şehir) olmalı
“-şeer yerinde bırağ insanı, guş bile
arsız, aç, gözü doymaz hırsız,
görüyon de(ğil mi

bu yandan “-huyh ha”layon
ho yanna çokaşıyollar
başındaykana go(y) macak
aynı mitli şe(h) erin adamı ğibi”

sonra biraz fazla yüklendiklerini farkedip
“-valla epap onnar da haklı
köy yerinde hankı gapıya varsan
iki sunum ekmek veren olu(r) da
şerde kim-kime, dum-duma
acından ölsen getsen
kimin habarı olu de(ğil) mi
köydeki ğibi fakir bi dene olsa kırıntıynan doyar
onnar da mezbur, su akarkana desdiyi dolduracaklar
gısa ğünün tecareti
bizden ne tüy goparsalar kar sayacaklar”

yaşlı, acayip elbiseli bir adam
yoldan geçen olmadık birini durdurur
şırıngasındaki boşluğu karşıdakine zerk eder bedavadan
alıp-almayacağını sormadan
küçük şişelere koku doldurur
pazarlık arkasından başlardı
sanırım “Sücüğüllü Gasabası”ndandı
ama esnaftı, pazarlamacıydı

“-boba bu esans, senin bildiğin hacı misi deği(l)
bu misk kedisinin terinden imal ediliyoru
bu kokuya heş bi patişa(hı) n gızı “hayır” deyememiş
Tokat milletvekili ……..(bilmen kim) bu kokuyu sürüyoru
ve başlardı bütün partilerin ileri gelenlerini saymaya
Antep milletvekilinin beş karısı
ondan neye vazgeçmez”imiş
t bu koku yüzünden,

Halk Partili birine rastlamışsa;
Halk Partililerin Demirel’e ne dediği
değilse Demirel’in CHP’lilerin ağızlarının payını
nasıl verdiğini
ya da “-amca maşallahın var yau,
genşliğini nassı goruyorun
yenge de genş mi bari
tabi öyledir, değilise ….”
olmadı “-sen hasdamısın bizim oğlan
seni son gördüğümde çakı gibiydin yau
haralda evde işler bek eyi deği
sen beni diğne, al şu kokuyu
o takike işi ba(ğ) larsın evel-Allah
değilise gel bana emme o sefer
hu kokudan verecen, emme bu birez bahalı
dost işi yaparın emme ne gereği var hinci
bi de onun yanında bi ot vermem ilazım
zati o ot da yok
olmadı mı gel yakama yapış”
herkesi bir şekilde kafa-kola alırdı
ilk fiyatın çok altında
cüz’i bir fiyata da olsa
herkese bir şeyler satardı

satma şansı olmasa bile;
bıyığının ucu uzun birileri geçiyorsa oradan
“-helal be,
sizin gibi genşler oldukça
bu millete zeval gelmez”
gencin yürüyüşü değişirdi
uzun saçlı, ispanyol paçalı birileriyse geçen yoldan
sizin gibi Atatürkün genşliği olmasa memleket ilerlemez
Atatürk’ün istikbalimizi emanet ettiği Türk Gençliği! ...
bu genşliğ işde

biri çelimsiz bir masa üstündeki kutudaki tavşana
elindeki tabladadan dürülmüş kağıtlarla
başka biri yanakları küpeli,
ayakları boncuklu güvercine “kader” çektirirdi
Yeni Caminin karşısında

bir de Bahattin yan yana gelmiş se iki kişiyle
beş kuruşa kağıtlı şekerle
“kader” çektirirdi
kağıtta mani
kimin sayısı az ise Bahattine,
on kuruş öderdi

ipek yorgan düreyim
aç koynunu gireyim
açıldıkça ört beni
yar olduğun bileyim

kahve içtim fincandan
dudakları mercandan
al tüfeği vur beni
kurtulayım bu candan

sonraları bu uyduruk maniler
sakız jelatinlerinde
arz-ı endam ettiler
uydur uydur söyle

İbrahim Çelikli
Kayıt Tarihi : 11.1.2007 15:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


1970 ler de Yalvaç

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Çelikli