Şükrü Bey’in “mayenesi”nden çıkan herkes; önce
elinde kargacık-burgacık yazılı “ireçete” ile
Bahar Eczanesinde alırdı soluğu
canlı-cenaze eczacı reçeteyi nasıl okurdu
her hasta sahibi tekrar muayenehaneye uğrar,
paket lastikli pembe-pelur kağıdı açar
gösterir ilaçları
“-dokdur beyim ilaşlar doğru mu? ”
“-sevabuna
bi bakıve(r) ” “-yannıç olmasın buba”
“-bunna(r) senin işine yaramaz amca”
diye kutuların kulaklarını keserdi birileri
ve tilki edasıyla gözlerini kısar
sıkıntıları sıralardı
“-yau buna(r) ne biçim doktur,
bunu da ve(r) mesi ilazım bunun yanına
senin bünyen bunu galdırmaz amca”
ya da
“-alışgannık yapa(r) bu”
……….
“-bunnar nası dokdur oluyollar yahu
hekimden sorma,
çekenden sor buba”
o akıllı, ondan başkası kerizdi
en kısa zamanda döndü köşeyi
işini iyi bilirdi”
Kayıt Tarihi : 11.1.2007 16:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)