En vefalı dostummuş yalnızlık,
kalabalıklarda dahi asla terk etmedi;
hangi yana dönsem, hangi kapıdan girsem
sensizlik, sessizlik olarak dikildi karşıma.
Zaman kemendini boynuma atsa ne çıkar?
ölümsüzlük iksirini içmişken,
gözlerinin esrarlı ummanlarından.
Saçaklara gizlenen martılar gibi,
her birimiz ayrı bir kıtadan ufka bakar.
Rüzgâr sevişirken kandillerin titrek aleviyle,
umut, tükenmek bilmeyen bir sabırla
yükselir yorgun şileplerin dumanlarından.
Islık en güzel melodisidir,
mutluluk tacını giymeyen,
suskun masal kahramanlarının.
Taş kaldırımlarda gölgeni ararken,
ve narçiçekleri aşkla açarken;
Şair, yalnızlığı yarasına sarar,
kim bilir yeniden diker sevda kalesini?
Sararan yapraklarını toplar,
sular boynu bükük lâlesini.
Belki kollarında verir son nefesini;
Kim bilir? ...
12.08.2013
Muhittin AlacaKayıt Tarihi : 12.8.2013 16:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ve narçiçekleri aşkla açarken;
Şair, yalnızlığı yarasına sarar,
kim bilir yeniden diker sevda kalesini?
Sararan yapraklarını toplar,
sular boynu bükük lâlesini.
Yalnızlık bu kadar renkli anlatılabilri ancak, ''Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz'' demiş ya şair. teşekkürler, saygılarımla,
sular boynu bükük lâlesini.
Belki kollarında verir son nefesini;
Kim bilir? ...
sözün bitip kelimelerin yumruk gibi boğaza takılıp kaldığı yerdeyim adeta.. kaleminize yüreğinize sağlık.. şiir tadında kalın tam puan antoloji ile selamlıyorum sizi ve güzel şiirinizi..
TÜM YORUMLAR (6)