Yalnızlığın suskuncası

Filozof Sosyolog
64

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Yalnızlığın suskuncası

I)
Bir umut yürüdüm güne doğru
Gün bakışlarını düşünerek,
Anladım ki ıssız sokağın içinde kalan kuytu köşeye saklanmış kör kuyudaymışım meğer.
Hiç bir ses, hiç bir ışık yok zifiri gözlerinden başka aklımda kalan.
Yalnızlığın dibine vurdum
O kuyuda benim gibi yalnızlığın dibine vurmuşlar vardı
Kimse konuşmuyordu, bakmıyordu, duymuyordu,
Bir hal vardı cehennem gecesi gibi
Kan revan içindeydi her yer
Herkes kendi suskunluğuyla "suskunca" konuşuyordu,
Ben çok iyi bilirim suskunca dilini
Yıllardır bildiğim dildi o
Sonra
Bir fısıltı geldi kuyunun dibinden,
Kimin sesi, bilemedim belki bendim.
Belki yıllar önce bıraktığım bir parçam,
Yaralı, küsmüş, ama hâlâ bekleyen.

Suskunluk birden büyüdü içimde,
Bir ağıt gibi yankılandı taş duvarlarda.
Anladım,
Bazen umut da karanlıktan doğar,
Ve bazen güneş, kör bir kuyuda uyanır.

Gözlerimde hâlâ ışık aradım,
Ama karanlık daha kalın, daha soğuktu.
Kuyunun dibinde yankılanan sessizlik
Beni kendime daha da yabancılaştırdı.

II)

Bir umut yürüdüm güne doğru
Gün bakışlarını düşünerek,
Anladım ki ıssız sokağın içinde kalan kuytu köşeye saklanmış kör kuyudaymışım meğer.

Hiç bir ses, hiç bir ışık yok zifiri gözlerinden başka aklımda kalan.
Yalnızlığın dibine vurdum
O kuyuda benim gibi yalnızlığın dibine vurmuşlar vardı.
Kimse konuşmuyordu, bakmıyordu, duymuyordu,
Bir hal vardı cehennem gecesi gibi
Kan revan içindeydi her yer.
Herkes kendi suskunluğuyla "suskunca" konuşuyordu,
Ben çok iyi bilirim susunca dilini;
Yıllardır bildiğim dildi o.

Bir fısıltı geldi kuyunun dibinden,
Kimin sesi, bilmedim — belki bendim,
Belki yıllar önce bıraktığım bir parçam,
Yaralı, küsmüş, hâlâ bekleyen,
Ama artık neyi beklediğini bilmeyen.

Suskunluk birden büyüdü içimde,
Bir ağıt gibi yankılandı taş duvarlarda,
Soğuk ve nemli taşların arasında titredi nefesim.
Anladım,
Bazen umut da karanlıktan doğar derler,
Ama bazen de güneş, kör bir kuyuda bir daha uyanmaz.

Gözlerimde hâlâ ışık aradım,
Ama karanlık daha kalın, daha soğuktu.
Her adımım yankısız kayboldu taşlarda,
Ve kuyunun derinliği
Beni kendime daha da yabancılaştırdı.

Ne el vardı uzanan, ne ses vardı duyulan,
Sadece kendi nefesim ve onun ağır, boğuk ritmi…
Ve ben hâlâ,
Kör kuyuda, kendi yalnızlığımın dibindeyim,
Ne umut var, ne güneş,
Sadece sessizliğin derinliği
Ve onun tarifsiz ağırlığı…

Filozof Sosyolog
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 22:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yalnızlığın dibindeyim benim gibi olanlara ithafen yazdım.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!