İçimde bir çocuk var hâlâ,
büyümeyi reddetmiş,
konuşmaya başladığı günden beri susmayan…
Ben her sustuğumda, o daha çok bağırıyor.
Bazen bir kahkaha gibi çınlıyor sesi,
ama içinde gizli bir çöküş var.
İçimi yakıyor bu kahkaha,
sanki beynimin içinde
bir sokak lambası patlıyor her gece—
aydınlatmıyor, sadece göz alıyor.
Her insan yüzünde bir ben buluyorum,
her terk edilişte bir kendilik kaybı.
Ben bölüne bölüne çoğaldım bu hayatta.
Her canlıda kendimden bir parça bıraktım
ve sonra geri dönüp o parçaları seyrettim
bana yabancılaşan benler.
Yaradana duyduğum aşk,
çaresizliğin içindeki tek gerçek.
Ona inanmak,
bir uçurumun kenarında dururken
rüzgâra güvenmek gibi bazen…
ama o rüzgâr,
beni uçuruma değil, içime taşıyor.
İnsana sarılan yorgun bir merhametim var hâlâ.
Her vefasızlıktan sonra bile
ellerim boş kalınca dua eder gibi kapanıyor.
Ben affettikçe yoruldum.
Sevdikçe eksildim.
Ve sen—
hayalimde kaldın.
Gerçek olamayacak kadar kırılgan,
unutulamayacak kadar derin bir ukde.
Belki bir gün silinir yüzün,
ama içimdeki o hırçın çocuk…
o asla susmayacak.
Çünkü ben
çoğu zaman
kendime bile anlatamadığım
bir yalnızlığım sadece.
Kalabalıkta.
Kayıt Tarihi : 27.7.2012 18:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!