Yalnız Kurt
Dağların gölgesinde doğdum ben,
Sessizliğin içinde,
Uzakların dilinde,
Yalnız bir kurt gibi…
Ne bir sürüye ait oldum
Ne bir çobana…
Benim rotam,
Yıldızların altında çizilir geceleri.
Rüzgâr dostumdur,
Kurtuluşun diliyle ulurum ay’a.
Ne zaman karlar düşse toprağa,
İçimdeki sessizlik daha çok konuşur.
Yalnız kurt…
Diyorlar bana.
Sanki yalnızlık bir eksiklikmiş gibi.
Oysa ben,
Kalabalıkların susturduğu çığlığım.
Bir izim yok ardımda,
Çünkü her adımım silinir rüzgârla.
Ama yüreğimde iz bırakan
Nice göçebe bakış var,
Nice uğramalık sevda…
Ben sevdim, evet…
Ama zincirlenemedim.
Kapanlarda değil,
Kalplerde sıkıştım bazen.
Bir gece vakti,
Ay tepemdeyken,
Ulurum içimdeki feryada.
Kendi sesim yankılanır uçurumlardan
Ve anlarım…
Dünya bile benim kadar yalnız aslında.
Ne evim oldu,
Ne kök saldığım bir toprak.
Gittiğim her yer
Benimle başlar,
Benimle biter.
Ama sor bana:
"Hiç pişman oldun mu?"
Olmadım.
Çünkü özgürlük acıtır bazen,
Ama esaretin yıkıcılığından güzeldir.
Yalnız kurt olmak,
Sadece yürümek değildir karanlıkta,
Karanlığı tanımaktır içten içe…
Ve bazen,
Hiç kimsenin cesaret edemediği yerlere
Sessizce ulaşmaktır.
Sen beni anlamazsın belki,
Ama ben seni çoktan gördüm
Kalabalıklar içinde kaybolmuş halinle.
Ben,
İz bırakmadan geçerim hayatın kıyısından.
Ama bir gün
Bir gecenin en soğuk vaktinde,
Bir uluma duyarsan uzaklardan—
Bil ki hâlâ hayattayım
Ve hâlâ özgürüm.
Şiir Hamit Atay
Kayıt Tarihi : 14.5.2025 19:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!