Olmayan Rüyalarla
Yalandan bir sevda,
naylon bir yağmur gibi değdi üstüme;
ıslatır gibi yaptı,
iz bırakmadı.
Yalandan dünyada
ağzımıza şekerli sözler kondu;
eridi, dilden aktı,
boş bir cam bardak kaldı masada.
Kiralanmış bir yüzük,
ödünç alınmış “söz”.
Fotoğraf çekildi ışık başkasından,
gülüş bizden değil.
Umutsuz yarınlara
körelen bir takvimle yürüdük;
yaprağı kopan günler
ayıp olmasın diye sustu.
Olmayan rüyalarla
uykuya girdik her gece;
rüya gelmeyince
yastıkta sadece başın ağırlığı kaldı.
Bir gölge tiyatrosu kurduk kalbimize:
arkada mum cılız
önde dev gibi kımıldayan biçimler;
dokununca yok oldular.
Yalanın da nabzı var,
hızlı atar, çabuk yorulur;
doğrunun susuşu ağırdır,
yer değiştirirken ses çıkarmaz.
Ben o sesi duydum:
ince bir kırık gibi çatladı içimde cam.
Orada anladım
sandalla denize çıkılmaz
kâğıttan haritalarla.
Yalandan bir sevda,
yalandan dünyada,
umutsuz yarınlara,
olmayan rüyalarla
biz var sanıyorduk
Pencereyi açtım.
Rüzgâr yazıları sildi,
kalan tek cümle netti:
Az, ama gerçek
çoktan ve boşluktan iyidir.
Kayıt Tarihi : 5.9.2025 00:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!