Yalancı Sevişine Benzetirim...

Öyle bakakaldım arkandan giderken
Çocuk gülümsemesindeki mahsumiyetle baktım.
Asla nefret etmedim arkana dönmeyişine
Kaçar gibi gidişine ve yalancı sevişine,
Umudumu bir kez daha kırıp,
Sana bir kez daha mahkum edişine...

Hiç üzülmedim yüreğimi çıkarıp
Ellerine verirken ve elveda derken.
Yavaşca kaybolurken gözbebeklerimden..
Gözlerimden süzülen iki damla yaşın;
Kalbime düştüğü andaki acısıyla özledim seni.
Her gecen gün eriyip küle dönüştüğümü..
Çölde bir damla suya hasret kumlar gibi sevdim seni.

Kardelenin güneşi gördüğünde ölüşünü,
Yıldızların matlaşıp sönüşünü …
Her geçen bulutun bu aşka ağlayışını,
Katille kurbanın göz göze geldiği;
O zaman dilimindeki en kısa filmi..
Ve; hoyratca estiğini rüzgarın.
Kanadı kırık kuş misali boynu bükük ve ürkek kaldığını umudun.
Bakışımdaki çaresizliğim ve sessiz çığlığımın adıydın sen.

Gecelere benzetirdim hep gözlerini
Uçurum kadar derin ve karanlık.
Şimdi anlıyorum hayatın anlamını.
Her yağmurun yağışında
Her şimşeğin çakışında sesini duyar gibi olurum.
Yerimden irkilir yaşlara boğulurum...
Sana uzanan bütün yollarım kesik,
Seni hatırlatan tüm şarkılar yarım kalmış kadehimde..

İşte, saçlarıma düşen aklar ve bu aşkın acı kaderi..
Sararmış defterimde kalmış yarım bir şiirsin şimdi
Gönlümün bahar kokan dallarında
Yeşermeden kurumuş bir tomurcuğum.
Ve; ıssız sokakta bir serserinin hazin çığlığı.
En sancılı şiirim ve anlamlı halimsin sen
Gözlerimde arama artık bir yudum tebessüm,
O tebessümü yok eden; aşkın katilisin sen! ! ! !

Kim bilir kaç yalancı sevda unutturur adını
Kaç yıllanmış şarap
Her kadehte sana olan hasreti içerim..
Ve; kaç gecemi şerefine armağan ederim uykusuz..
Bilirim ki artık geceleri severim
Çünkü geceleri gözlerine,
Günleri ise yalancı sevişine benzetirim.