Birden bire güneş vurur sırtına Nisan'ın
Ağaçlar şaşırır
Tomurcuklar patlar vakitsiz
Bir çılgınlık sarar dalları
Aldanma
Bu bahar yalancıdır
Bir kumarbaz gibi dağıtır güneşi
Ardından
Islak bir toprak kokusu
Ve bir yürekte
Ertelenmiş bir kavga bırakır
Sonra ansızın
Bir gece yelesinden
Keskin bir ayaz eser
Beyaz bir sessizlik çöker
Çiçeklerin üstüne
Yalancı bahar budur işte
Oysa ne çok benzer
İnsan içindeki bahara
Bir bakışla ısınıp
Bir sözle donmak
Yürekte böyle aldanır
Sanki gerçek gelecekmiş gibi
O ilk sıcaklığa
Ama bilir misin?
Belki de yalancı değildir bahar
Sadece biziz aceleci olan
Kök salmadan filizlenen
Derinliği unutan...
Belki baharın yalancısı yoktur
Sadece dinlemeyi bilmeyen
Kulaklarımız vardır rüzgarı
Yine de açacak ağaç
Yine de sürecek tomurcuk
Belki yarın kar yağacak üstüne
Belki donacak
Ama o, baharı içinde taşıyan
Susmaz
Çünkü her yalancı bahar
Gerçeğin habercisidir aslında
Kayıt Tarihi : 20.12.2025 07:44:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




yalancı, riyakâr, nankör ve kamalı Brütüs.
Sonra..
Nisan ın yazı önünde, güneşte önünde olmalıydı.
"Nisan güneşi"
bahara pusu kurup,
oğlak sevenlerin,
onu kestirip kanını akıtıp
derisini soyup bütün bedeni soslayıp
et öbür sofralarına pedofil iştahı kuyu tandır ile teskin yüzsüzlüğüne Nazire olmuş
"Bahara Pusu"
olmuş
üstad nfk da aynı şeyi söylemedi mi... bir hayata çattık ki; hayata kurmuş, pusu...
bizden de size ufak bir hediye peki;
ve masalın minimal beklentisi…;
madem yoksun ve yoksunum artık,
ki hani yine mayısın bu son haftası takvim yaprağında,
kapatıyorum gözlerimi…,
bir düş daha;
camdan bir doğum günü tabutu içinde,
sensiz kokular burnumda tüterken,
gardenya bahçesinde
yedi cüceler,
on dört gözbebeği ile,
türlü renkte yaşlar içinde,
ormanın derinliklerinden gelen,
kaval sesini
ve beni beklerken;
yedi tepeli istanbul dahi utanıyor,
yönsüzlüğümün şahitliğine
ah;
ki içimden yedi kez tekrarlayamadan
seni sevdiğimi,
ellerimden kayıp
gidiverdi şahitsiz hatıralarımız;
at kendini raylarıma,
sahipsiz şiirler taşırım sana,
dizelere devrilen keder yüklü vagonlarla…,
ve seç göğün intihar meyilli
bulutlarından birini,
bileklerinden kırmızı yağmurlar yağsın;
bizden uzak constantineye,
mezar olsun bu kadim ah/
ki seni gördükten sonra aylarca ağladım,
nerelerdeydin diye gençliğim katledilirken,
cibilliyetsiz ve şerefini yitirmiş
bir yılan soyunun maktulü,
gençliğimin baharı evet,
sonra;
silsilenle büyülendikçe,
kurudu gözyaşlarım
ve siy/ah gözlerinle ısındım,
lisanının mahreçleriyle soludum,
duygu durumuma iyi geldin,
hoş geldin...,
aşk sürükledi beni sana
ve sende, kayboldum sevgili;
ki lütfen bana,
bir daha kendimi buldurma ömrümce,
yitmiş ve sana gitmiş bir iyi insan olarak,
yaşat beni,
ruhum ruhuna emanet olsun…,
TÜM YORUMLAR (2)