Geldi sineme saplandı bir ok,
Artık dünyadan bana hayır yok.
Galibiyetime içelim ey fani dünya,
Bundan sonra seninle derdim yok.
Gidiyorum, gidecek yer çok,
Dur Sevgilim
Yüreğime damla damla yağma dur,
Sonra silemem damlalarını dur.
Tenhada dur,
Sakın gün yüzüne çıkma,
Düğümlenir boğazım, boğulurum.
Bazıları gözyaşı döker ağlar,
Dünya şefkatini üzerine yağdırır.
Bazıları her an yüreğini dağlar,
Dünya hiddetini üzerine yağdırır.
Gün gelir anlar canlar,
Edebî bir ah edesim tuttu,
Elime geçene vay ki ne vay.
Biri bugün gönlüme su tuttu,
Serinletene vay ki ne vay.
Hadi bir hikaye yazalım,
Keder olmasın, gam asla.
Mesela seni yazalım, hudutsuzca seni.
Tüm kuşların senin gözlerinde can bulduğunu,
En büyük hayalperestin tek hayalinin bir gülümsemenden ibaret olduğunu,
Mesela çizdiği tüm resimlere aynı gözleri iliştiren bir ressamı,
Şu zorladığın bir amaç mı dersin?
Yoksa kocaman bir inanç mı?
Yoksa amaç sadece inanç mı?
Yada inanç amacına bir araç mı?
Şu hor-ladığın bir kazanç mı dersin?
İşte ben böyle sevmişim.
Her an düşlerime ızdırap çektirmişim,
Seni düşlerimden def etmişim,
Ve kalbimin ciğerine çizmişim seni.
En derin hücreye kilitlemişim,
Ve orada sana bir hayat bahşetmişim,
Bizim gururumuz,
Ah şu taş kalpli gururumuz,
Ne ister bilinmez yürekten.
Ah gururumuz,
Bir şahlanır, bir söner,
Ama hep en başa döner,
Merhaba amca,
Ben Ali, Filistinli Ali.
Henüz bu gün doğdum.
Dünyaya gözümü açtığımda bir dev adamın kucağına verdiler,
Öyle bir adamdı ki o, bir avucuna sığdırabiliyordu beni,
Oğlum dedi, gözleri yaşlı, telaşlıydı, acelesi vardı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!