VURGUNLARDAYIM
Vurgunlardayım
Umut renkli güvercinler dolaşırken gökyüzünde, hüzün
basıyor dört bir yanımı. Kimsenin bilmediği acılarım
şaha kalkmış at sırtında, koşar dört nala. Dalından kopmuş
yaprağın, ağacını özleyişidir yaşadığım
Umutsuzluğun şafağı doğunca tenime
Hüzünlerim üşüyor, ben üşüyorum
Vurgunlardayım
Acılar emziriyor yüreğimi. Kepenkleri kapalı
ses vermez sokaklarda kimse görmez yalnızlığımı
Her adımda çoğalan ayrılık busesidir yanağımda, nişan gibi taşıdığım
Ağaçlardan sallanan birer kozalak gibidir hüzünlerim
Ve mutluluğum, kumdan kulelere benzer, ilk dalganın
kıyıya varışına yazgılı
İşte, son vapurda yanaştı iskeleye, hatta son yolcusunu da
indirdi. Bir tanıdık yüz, bir tanıdık sesten yoksun
olmak. Delirmek belki de bunca acının ortasında
ve karanlığın göbek taşında çatlayışı göz pınarlarımın
Yalnızlığım üşüyor, ben üşüyorum
Vurgunlardayım
Tek bir ses uzatmayınca elini
Çekip gitmekti belki de tek umar, güneş
dokununca camlara. Neresi olursa olsun çekip gitmekti
yanağımı titrettiğinde ayrılığın ilk esintisi. Gitmektir
görünmez bir kementle sıkılırken ruhumun boğazı
Yarıda bırakıp da şiirleri, hatta kum saatinin dolmasını beklemeden
çekip gitmek. Gökyüzünde maviye koşarken umut renkli güvercinler
Vurgunlardayım
Yalnızlığım üşüyor, ben üşüyorum (29 TEMMUZ 08-ESKİŞEHİR)
Kayıt Tarihi : 25.8.2008 18:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!