Bir ağaç kestim
Kış geliyor diye
Kan oldu ellerim
Mutsuzluk hediye
Sordum kendime
Bir şair değilim
Bir yazar olmadım
Ve ol-a-mayacağım
Sahipsiz kalacak belki yazdıklarım
Belki bir sevdaya yama
Ve bir yalan ekiyse ama
Ateş sadece düştüğü yeri yakar. Diğerleri ise ısınmak için üzülmüş taklidi yapar.
Sererdi dedem bir ömrü önüne, 
Bir gözleri durmazdı, birde sözleri.
İşleyen demir paslanmaz derdi.
Küçüklüğümü bahane eder anlamazdım,
Bilemezdim ondaki derdi.
Şimdi anlaşılmazları anladım.
Sahil'sizliğin acısını çekiyor bu çorak şehir. 
Ne martılar var, ne simit atanlar,
Kimsesiz burada, yere düşen susamlar.
Canın sıkılsa, baksan ufuklara,
Dağlar, bayırlar, ovalar,
Uzakta diyar diyar gezen çobanlar.
Kalemde ağaçtan yapılır,
Darağacı da.
Birisi öldürürken bedeni,
Diğeri ruhu yaşatır ebedi.
Bedenim ararken edebi,
Ruhum sever kalemi.
Kılıçlar kınından çıkmaya hazırken,
Ya birbirimize güvenecek kadar aptaldık,
Yada rol yapacak kadar iyimser.
Ve hepimiz çok iyi biliyorduk,
Dublörsüzdü ölümler.
Ama yozlaşacaksın ama köksüzleşecek
Üzerine betonda dökülecek
Hep uzaklara doğru özlemle baktığın
Yemyeşil gözlerin griye dönecek
Soğuk kaldırım boşluklarından
Yağmur son bir kez daha yağdı kurak aşklara.
Belkilere bir kala, gözler dikildi sisli ufuklara.
Bir sonbaharda son buldu, dünya üzerindeki son aşk.
Sonsuzluğa niyet edilip, sonlara secde edildi.
Aşk bu defada kabul değildi.
Sevmek hangi kula hak idi?



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!