Ben hislerimi dibine kadar yaşayanlardanım
böyle telefon arkasında, kağıt üstünde yaşamam
öyle korkusuzca, öyle içten, öyle umarsız
ardına bakmadan
planlar yapmadan
neler doğmuş düşünmeden
Varsın Yoksun
Varsın yoksun,
varsın, yoksun,
varsın, yok!
Ümitsizlik bizim işimiz değil.. Gittin ama bitmedin..
Hani bana "yazmadan nasıl durabiliyorsun ya!" demiştin...
Aslında duramıyorum da, yazacak bir şey, söyleyecek tek kelime bırakmadın geride..
Çektin gittin bir anda! Ne bir ses, ne bir nefes bıraktın ardında.. Sadece gittin…
Hıçkırıklara boğuluşumun bilmem kaçıncısındayım
sebebi sensin desem yalan olmaz,
haykırışlarımın hafif hafif kendimden geçireceği anlardayım,
tarih kitaplarının yazacağı yüreğimin kıyısına çarpışlarında,
vurma dedim yüreğimin gamına! vurma!
dinlemedin, geldin ve yaktın ve kanattın en derinlerimi!
Suskun kalbim!
Sesini duyun.
Geceyi deler çığlıklarım.
Düşlerimde yıkılan şehirler, kelimelerim yaralı, acıtır giderler.
Kırık bir aynada yüzüm solgun,
Bayat ekmeği ucuz ayçiçek yağında kavurup
dünyanın en lezzetli ve en paha biçilemez yemeğiymiş gibi
oturup yer sofrasında yemeyi özler mi bir insan?
Dibinde kalan son kırıntıları birleştirerek
tüm hıncını eski tencereden çıkarırmış gibi yemek,
sanki zararlı olduğunu o çocuk yaşlardaki saflığınla keşfetmiş gibi!
Hiç beklemediğin yerlerde çıkar karşına mutluluk..
Ufak hatıralar canlanıverir beyninin hiç uğramadığın tenha köşelerinde..
Çocukken mesela sahile heyecanla gittiğin
ve babanın karpuzu soğuması için denize bıraktığı yerlerde mesela,
sabahtan aksama kumdan kaleler yapmak bir meziyettir üstelik,
kokuları kodlayan beynin o kokuyu hissettiğinde o kisiyi aratacaktır gözlerin..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!