Erik gözlerine yandım
Yar seni gönlüme sardım
Ne edeyim bilmiyorum
Oturdum şaşırdım kaldım
Gözleri buğday feriği
Aklım kaldı bir ceylan'ın gözünde
Bana güzel renkler siyahtır gayrı
Bütün teller onu inler sazımda
Tabipten derdime derman yok gayrı
O Ceylan ki beni gurbete saldı
Karanlık gecelerin yalnız insanıyım,
gölgelerde aradım kendimi.
Kalabalık caddelerde yatar,
çıkmaz sokakların son durağına bakarım.
Gömerim bütün dertleri içime,
üstüne bir de cigara yakarım .
Orda bi dur bakalım "Kadın"!
Sana bir şiir yazacağım, dedim.
Ama neresinden tutacağım.
Bilmiyorum,
eksiksin hâlâ bende.
Daha bir şiir kadar dinlemedin beni
Duydum ki efkârlıymış,
bir fincan kahve alıp,
bir dal sigara yakıyormuş geceye karşı.
Dumanı gökyüzüne karışırken
yıldızların arasından çoban yıldızını arıyormuş.
Elvedalar bile mücadele edip
Apansız gidişine takılamadı
anladığım yanlış doğrusu Oldu
Yaptığın bütün yanlışların
Ya da ben kendimi anlatamadım galiba
olsun demek isterdim
Gitmeliyim…
Biletimi aldım,
Eylül kenarı ilk trene.
Zaman sarısı yapraklar dökülmeden,
takvimlerden.
Hayallerimiz varken
Güvenmiştim sözüne
Mutlu yarınlar derken
Kara çaldın yüzüme
Düşmana gerek duymam
Önce bir kedimiz olacaktı.
Küçük bir evde, sıcak bir ışığın altında, birbirine yaslanan iki insanın yanına bir neşe misafiri gibi gelecekti. Haylaz, yumuşak, evin duvarlarına sinen sıcak bir nefes olacaktı. Belki birlikte sabahları uyandıracak, akşamları sessiz bir mutluluk gibi kucağımıza kıvrılacaktı.
Sonra,
Bir kedi ve ben kaldım geriye.
Bir tesadüfle başladı herşey,
O sokaktan geçmeyecektim.
Tozlu raflarda unutulmuş bir
Hikayem vardı ,
O sayfayı bir daha açmayacaktım.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!