Yağmurlar yalnızca benim üzerime yağıyor
Güneş sıcaklığını çekmiş tüm vücudumdan
Ücra bir köyde unutulmuşum
Rüzgarlar beni öylece savurmuş
Nereye yolcuyum bilen yok ben dahil
Sen bir haritasın
Tüm güzellikleri gösteren
En güzel yolların buluştuğu uçsun
Ben yolcuyum, frenim yok.
Seni bir melekle teşbih etmek isterim
Turuncu hüznü tercih eder
Ay geceyi
Sonbaharda dökülür yapraklar
Yapraklar, hastalanan
Kurtların sesi geceleri en gür halinde
Akşamın sessizliği içinde
Turuncu hüznü tercih eder
Ay geceyi
Sonbaharda dökülür yapraklar
Yapraklar, hastalanan
Kurtların sesi geceleri en gür halinde
Akşamın sessizliği içinde
Bu bir veda mektubu
Şiirlerimle ve sevgimle rahatsız ettiğim son gece
Sensizliğe daha da alışacağım gün geçtikçe
Turuncunun anlamı hep sen kalacak ama
Turuncuya koşmayacağım gördüğüm yerde
Belki MFÖ çalacak kulağımda ama
Hadi gel bir fincan kahve içelim seninle
Olur da saçlarımıza kır düşerse
Bir fincan daha koyarız masamızın üstüne
Zaten bir asırdan fazla yaşayacağımı sanmam
Ya da kabul edersen çay koyayım ocağa
Bir yağmur bulutuydu yağdı geçti
Yapraklar gibi saçlarım ardında esinti
Kulaklar suların intiharına şahit
Ayakaltında havlıyor birkaç it
Kafamdan duman temiz göğe
Yalnız ve yalnızca bir bedenim bu şehirde
Aklım kim bilir şimdi hangi alemlerde
Baktığım suratların hepsi uzak bana
Beraberliğimiz süresince sıkıntı verir ruhuma
Birkaç kişi hariç yanlış bilinmesin
Aslında iyimserim, inanmayan çok lakin
Karanlıktan ve yalnızlıktan korkarım
Yanımda çekirdek sesleri, beynime çekiç misali
Karşımda imar izni verilmemiş evler var
Bulutları yaratan ve yer yüzünü ne denli bir sanatkâr
Yeryüzü, deniz üstü, karşısında büzülmüşlüğüm
Nankörlüğüm bir karga sürüsünün iz düşümü
Sesin huzura varmak için en güzel araçtır
Bunu bilirim
Uzun uzun konuşsan sen, hatta hiç durmasan
Dinlesem hep seni, dert nedir inan unuturum
Seninleyken küçük ve mutlu bir çocuğum
Bunu bilirim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!