fidan ağaca yakın boyda
tomurcuğunda darağacı
yol boyları alaca karanlık
şehir efsaneleri küllüm yalan
bir atımlık kalem tıss
çıkmaz sokaklar intihar içer
Doldur.
şimdi fıratın karşı kıyısına geçme zamanı
düşünmek alabalıkları koklamak
harman gölünde kulaç atmak
ama çok geç kaldık sanki
Doldur.
şimdi fıratın karşı kıyısına geçme zamanı
düşünmek alabalıkları koklamak
harman gölünde kulaç atmak
ama çok geç kaldık sanki
Sen Eylül'de gel.
Lam ı cim i boş ver
Bir ağacı başımdan aşağıya dök
Yaprakları kavgamı üflesin
Bir şafak vakti dinlenceden uyanmış
Ekim uzun gelir
Çayın kenarında, pat patikler arasında.
Yeşermeye çalışıyor, umutlarim.
Nereden baksan sessizlik
Nereden baksan vurdum duymaz
Alabalık parçaları sıçrıyor ruhuma.
Kıvranıyor tüm gerçekler.
allar pullar insanı zaman
adresi yazılmamış mektuplar
zorunlu göç
mecburi iskan ve itaat
pulsuz dilekçeler
basılıdır üstünde mühür
arkana bakma çocuk
misketlerini geri verecek
vurulmuş uçurtmanın yarasını saracak
kimse yok
sevgililer günüymüş
gel otur
kırk katır kır satır
yok sözümüz başlarken
ya sen konuş
ya ben içimi dökeyim
coğrafya tarih beni eğlesin
Abuzerin mektubu
seni dinliyorum
abuzer.
doğru mu söylüyordun,
üfürüp geçtin mi
dinle beni abuzer
haber gönder ahaliye
ağırına gitmesin kimsenin
damarına bas istersen
avuçlarına baksınlar yeter ki
gökyüzü sana bana ağlamıyor vanda
Yüreği olupta, bu yüreğinin varlığıyla yüreği elinde gezen dostlara selam olsun, Yüreğinize sağlıkk