Bir zamanlar diye başlamak ne acı
Kahkahalar uçuşurdu, kaşık seslerinin arasına
Gülüşler dökülürdü ekmek kırıntılarına soframda
Şimdi, sessizlik çöküyor çayın buğusuna
İnsan yaşlandıkça yalnızlaşırmış
Gençliğimde gölgelerimiz ne çok kalabalıktı
arkamızda dizilen
Bir adım önde olsam alkışlar yağardı hunharca
Şimdi adımı unutan gözler içinde
Bir selam eksik, bir vefa yarım mı kaldı zamanda
Gidenlerin ardından kaldırılan bardaklar çiy ile dolmuş
Toz tutmuş hatıralar dizilmiş tek tek rafa
Bir ses arıyor insan her akşamüstü yani başında
Ama duvarlar konuşmaz bilirim
Ne sofralar kurdum, ardı sıra
Ne yaralar sardım ruhumun duymadığı canlara
Güldüler yanımda
Ama ağladığımda!
Hep sırtım dönüktü gölgelerine bile
Dostlar vardı anımsıyorum, birer birer unuttum isimlerini
Mevsimler gibi geçtiler içimden hızlıca
Bir gün anladım: Yaş almak değilmiş ağır olan,
Azalmakmış insanın içindekilerden
Kimi çağırdık da geldi?
Hangi dost gece çaldı kapımı?
Ölünce mi akıllarına düşer ihtiyar
İki satırda adımı anıp da geçer mi?
Yalnızlık...
Önce bir misafir gibi gelir
Sonra ev sahibi oldu usulca
Ve ben, kendi hayatında bir misafir gibi kaldım
Zamanın ucunda
Sitemim yok sana -Zaman
O kendi işinde zaten
İsyanım insana...
Çünkü insan insana yetememekte zaten...
Kayıt Tarihi : 4.6.2025 17:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!