Vefa çöken kalenin ayakta son sur’uydu
Son sur’u çökerttiler sancağı defnettiler
Akıllarda muamma bulunmadık soruydu
Çöküşü bile bile nedense fethettiler
Soruyu çözemezsem boşa gelmişim derim
Vefa yıllara inat her şeyi unutmakmış
Acısı tatlısıyla anıları atmakmış
Ele geçen fırsatta dostlarını satmakmış
Kahpelikle vurarak huzur dolu yatmakmış
Dostlara güvenirsem daha çok kazık yerim
Vefa daha tan vakti en garip kuş uyurken
Dostum dediğin için uyanıp koşuyorken
Can nedir ki diyerek vermeye coşuyorken
Yalnızca dostluk için bu ömrü yaşıyorken
Boşaymış her şey diye anlayınca biterim
Vefaymış dostu! Dosta tanıtıp düşman eden
Uğrunda savaştığım her şeye pişman eden
Onlar için döktüğüm gözümde yaştan eden
Onsuz boğazdan geçmez dediğim aştan eden
Yine de ders alamam aşımdan da geçerim
Vefa aba altından sopayı göstermekmiş
Dosta! Gülü koparıp yalnız diken vermekmiş
Dostluk! Adlı tuzağa dostunu düşürmekmiş
Nefret dolu yürekten nefreti yeşertmekmiş
Yine de nefret bilmem Allahımdan ürkerim
Vefa ihanet denen bilinmeyen sır imiş
Aynayı ayna yapan ardındaki sır imiş
Hak’tan gelmeyen vahiy, zannedilen sureymiş
Kalbin şeytana uyup göz kırptığı süreymiş
Herkes vefasız olsa, tanıtıp da göçerim
Kayıt Tarihi : 17.5.2008 04:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!