Ve bir şehrin ayazındayız Şiiri - Yorumlar

Hikmet Büyükoğlu
25

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Ankara’nın serin taş sokaklarına yaslanmış bir kadındı o. Adı belki kimse için önemli değildi ama her gece şehrin yalnızlığı onun adını sessizce fısıldardı: Ela.
Ela’nın hikâyesi bir şiirin kıvrımlarında başlardı, tıpkı Ahmet Telli’nin “suya yazılmış bir yazı” gibi silinir gibi olan bir çocukluğun hüznünde. Babasını küçük yaşta toprağa verdiğinde öğrendi kaderin elinin ne kadar soğuk olduğunu. Annesi ise bir yas kadını gibi ömrünü acılara dikip bir sabır heykeli oldu. Ve Ela, bir daha kimsenin gözlerinin içine korkusuzca bakamadı.

Ankara’nın rüzgârı gibi inatçı bir kadındı.
“Acıyı bal eyledik,” derdi kendi kendine. Belki Aşık Veysel’in türkülerinden kalma bir öğretiydi bu. Çünkü hayatta başka ne yapabilirdi ki insan? Acılarını cebine koyup yürürdü, her sabah Ulus’un, Kızılay’ın kalabalığında kaybolurken.

Ela bir gün, kalabalıkta en çok kendini ararken, bir dükkânın önünden geçerken durdu. Camdaki yansımasına baktı: Göz altları yorgundu, ama gülüşü hâlâ güzeldi. O gülüş ki, bir zamanlar sevdiği bir adamın “Sana gülmek yakışıyor, ne olur hep öyle kal” dediği günlerden yadigâr. Ama adam çoktan gitmişti. Kim bilir hangi şehrin hangi meyhanesinde kendini kaybediyordu şimdi?

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta