Yaprağı dökülmüş ağaç misali,
Şimdi ne hal olmuş vay benim köyüm,
Kimisi göçmüş gurbet illere,
Şimdi viran olmuş vay benim köyüm.
Her kapıdan çocuk sesi gelirdi,
Bacaları buram, buram tüterdi,
Koyun kuzusuna bakıp melerdi,
Zil sesine hasret vay benim köyüm,
İhtiyarı yok kimse kalmamış,
Gençlerimiz şehirlere dağılmış,
Yem yeşil bağlarda ağaç kalmamış,
Şimdi çöle dönmüş vay benim köyüm.
Kapılar kapanmış, pencere tahta,
Sılayı rahim yok kalmadı vefa,
Kimisi perişan, çekiyor cefa,
Bu gidiş nereye vay benim köyüm.
Yamaca çıkardı sığırla koyun,
Çobanlar sürerdi sanki bir oyun,
Baş Özüne götürüp içerdi suyun,
Kaval sesine hasret vay benim köyüm.
Akşama doğru gelirdi davar, sığırlar,
Yeşil halı olurdu karşı bayırlar,
Piknik yaptığımız özün çayırlar,
Ormana dönmüş vay benim köyüm.
Eskiden hatır gönül çoğudu,
Kin, garez, nefret etmek yoğudu,
Simdi herkes birbirinden soğudu,
Nerede o günler vay benim köyüm.
CEYLANİ der eski köyüm nerede?
Şimdi görsen dönmüş sanki harabe,
Ne söylesen dokunuyor garibe,
Maziye gömülmüş vay benim köyüm.
15.05.2008 Perşembe Saat: 01,08
Ferahmiz CEYLAN
Kayıt Tarihi : 23.5.2008 22:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)