Kabahat samurdan kürk bile olsa;
Giyen bulunmuyor vay anasını…
Eşeğin şeleği kitapla dolsa;
İnsan olunmuyor vay anasını…
Nice ağaları, nice beyleri
Gezdim dolaştım da şehri, köyleri
Cesetler üflemez bilin neyleri
Ruhsuz solunmuyor vay anasını
Vekil ustasının yer safrasını.
Birde gel asil’e, gör tafrasını.
Giden unutuyor yer sofrasını.
Dürüst kalınmıyor vay anasını…
Yüzüne tükürsen nisan yağmuru;
Sanıyor; bozulmaz maya hamuru.
Sanma ki gül kokar dere çamuru.
Kimse alınmıyor vay anasını…
Unutur garibi, yoksul, hastayı.
Etek giy dese de kırmaz ustayı.
Çal çırp makamından yapar besteyi.
Telsiz çalınmıyor vay anasını…
Tuz dökünce sulanıyor hıyar’a.
Eraslan’ım iflah olmaz bu yara.
Gidince Ahiret denen diyara.
Geri gelinmiyor vay anasını…
2–10–2013
Veysel ERASLAN
Yozgat
Şelek=sırta vurulan yük
Veysel EraslanKayıt Tarihi : 2.11.2013 00:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!