Bir tohum düştü toprağa vaktiyle,
Ne rüzgâr savurdu ne zaman silebildi,
İlahi bir fısıltıydı kök salan derinliğe —
"Ol!" dedi Kudret, "Ey insan, ayağa kalk şimdi!"
Göklerin gözüyle örüldü alnımıza yazı,
Güneşten bir mühürle mühürlendi kaderimiz,
Biz vardık, biz varız, biz olacağız
Yarılıp geçmişin özünden gelen bir sesle:
“Ey varlık! Ey hakikat! Ey ebedi nefes!”
Taşların kalbinden geçti yürüyüşümüz,
Nice tufan, nice zillet, nice isyan gördük,
Her küllerden yeniden doğan millet gibi,
Yaralıydık, ama diz çökmedik.
Savaş bir dua gibiydi bizde,
Her secdede bir yiğit, her yakarışta bir şehit,
Zincir kıran sabrımızla yonttuk kaderi —
Ve bir hilâl gibi doğduk küfrün gecesine.
Ana duasıydı bizi ayakta tutan,
Bir çocuğun ilk kelimesi kadar kutsal,
Bir mezar taşındaki son selam kadar vakur.
Kandiller yandı, kalpler yandı,
Ama biz hep dirildik, yeniden ve yeniden.
Şimdi dinle, ey zaman! Ey çağın kırılmış aynası!
Bizim öykümüz hâlâ yazılıyor,
Kanla değil sadece, kelâmla da.
Ve şiirle taşınır her destan sonsuzluğa.
Varoluşumuz bir kader değil, bir iradeydi.
Ne gökten indi bu zafer ne yerden bitti,
Hak ile yoğrulan ellerle yazdık
Bir milletin, bir insanlığın yeniden dirilişini…
Kayıt Tarihi : 12.7.2025 19:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!