Bilmezsiniz, ne ölmeler yaşadım ben.
Var olmanın çöllerinde gölge diye yalnızlığa sığındım.
Velhasıl, her yol ayrımında doğrularımla sınandım.
Uktesi içimde, mahrumiyetlerim tebessümden.
Öyle bir yerinde zamanın tüm yokluğumla kala kaldım.
Düşünmelerim dipsiz kuyu, nerelerdeyim ben?
Hüzne müptela nihayetler, gayrisi yok anladım.
Yaşlanmak buysa, hayaller kurnayı çoktan bıraktım.
Bir dünya; gözlerimi bürüyen sevda hatırı için dönen
Son şarkının namesi dudaklarımda, biçare ağladım.
Bu dünya nefes alıp vermekten daha fazlası.
Nasıl desem?
Melankoliler barındıran ruhumuzu tesellilerle yıkamanın fayda etmediği yere geldiğimizde, umut diye bildiğimiz hayatın rengi ihanet ettiğinde, ve anlamını yüklediğimiz kelimeler dilimizi terk ettiğinde susmaların ardında düşmülüğümüz. Tüm acziyetimizle kavrulurken benliğimiz, içimizde o varolma duygusu; Nasıl olacak bilmiyorum ama bir şekilde yaşamalı. En az yaşandığı kadar varolmalı.
Şöyle desem;
Değiştiremediğin düzenin bir parçası olamıyorsan, değişmeden varolmanın yollarını aramalı.
Kayıt Tarihi : 13.6.2023 10:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gençliğin yaşlılığa evrildiği yolun sonunda aşkın felsefesine yapılan anlık yorum.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!