Vapur
Madde ve ruh rayından çıkmıştı
Ve sonra ölüm geldi aklıma
Onu da diğerlerinin yanına gönderip
Düşünce vapurunda seyahate başladım
Kayıt Tarihi : 29.11.2002 14:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Leğen daha önce söylediğimiz gibi köy hayatında halkın malzemesinin yetersizliğinden dolayı bir çok fonksiyonda kullanılmaktadır.Aile fertleri çorbalarını bu leğenin etrafına toplanarak ellerinde tahta kaşıklarla yemektedirler.En küçüğünden en büyüğüne kadar hepsi aynı sofranın etrafında olmak mecburiyetindedirler.Bulgur pilavı ve diğer yemeklerde aynı şekilde tek bir leğenin içinde yenir.
bütün aile fertlerinin aynı sofranın etrafında toplanması burada edebi faaliyetlerin oluşmasına sebeb olmaktadır...günün olayları hayaller duygular düşünceler aile fertleri arasında paylaşılır.Yine
aynı şekilde bu leğenler .zamanın belli dilimlerinde kalaycılartarafından kalaylanarak içi dışı bembeyaz olmaktadır...Bu leğenlerde bulaşık yıkanır yemek yapılır sofrada ikram yine leğenle yapılır...
helke ve leğenin etrafındaki işaretler bu iki malzemenin herhangi bir sebepden dolayı kaybolmasını önlemek içindir.Bunlar sahipleri tarafından ürünün kendisine ait olduğunu belirten remiz vazifesindedirler...
köyde gençler su getirmeye giderken yanlarına helkeyi almayı ihmal etmezlerdi.Ve şu türkü bu esnada söylenmiş olsa gerektir.
Su gelir güldür güldür
Gel de yar beni güldür
Bir damlacık kanım akmaz
Öldürürsen sen öldür
Helke yalnızca KAdirli'de değil Türkiye ve Andolunun bir çok yerinde kullanılmaktadır.Tarih itibariyle 2003 yılındayız.Ançak şunu söyleyebiliriz ki leğen , helke gibi eskiden halk malzemesi olan eşyalar şimdi plastik kova ve porselen tabaklara bırakarak bir ölçüde vazifelerini layıkıyla yerine getirmişlerdir...
böyle bir türk yaşantısında barınma ve neslin devamını bir ölçüde en küçük erkek evlat bu konaklarda gerçekleştirir .işte bundan dolayı konağın ehemmiyeti daha iyi anlaşılır ..Ayrıca daha önce Adanaya bağlı olan fakat sonradan Osmaniyeye idari olarak bağlanan kadirli tarımla hayatını sürdüren insanların çoğunlukta olduğu bir yerleşim birimi olduğundan tarladan elde edilen ürünlerin depolanması ve gelecek yıl tarlaya ekilecek ürünlerin tohumlarının çuvalarda saklanması yine bu konağın zemin bölümümde gerçekleşmektedir.Yani konağın alt katı ambar olarak kullanılmaktadır.
Bu Konağın haricinde dikkatimizi geçen diğer iki yapı daha vardır .Bunlar ahır ve samanlık...Ahır küçük baş ve büyük baş hayvanların ayrı ayrı bölmelerde yaşamaları için yapılmıştır.Kışın hayvanlar Köyün merasına gitemediklerin bu ahırlarda samana küsbe karıştırılması sonucu oluşan hayvan yemini yerler.,
Azaplı ve Alibeyli (armağanlı) köylerinde bu yaşam tarzı ortaktır.ŞİMdi asıl önemli olan nesnemize gelebiliriz.Helke ve leğen (gap) bu iki nesneden yola çıkarak KONak hayatını anlatmak ,istiyorum
İşte bizim ödevimiz olan kadirlideki mimari yapı tarzı Türkiyenin diğer bölgeleriyle paralellik göstermektedir.Cumhuriyetin ilk yıllarında ve daha sonraki senelerde kadirli ve çevresinde görülen yapılar kişilerin maddi varlıklarıyla doğru orantılı olmaktadır.
benim burada üzerinde duracağım mesele kadirlinin azaplı ve alibeyli ( armayanlı ) köylerindeki mimari yapı meselesidir.Bu köylerde de yapı Türkiyenin diğer bölgerinde olduğu gibi Halkın maddi varlığını yansıtıyor denilebilir.Bu iki köyde ve çevre köylerde dikkatimizi çeken özelllik Sarı Taşlarla yapılmış olan zemin ve onun üzerine asıl bölümlerin olduğu yöresel tabirle iki Konaklardır.Bu konaklarda büyük baba ,büyük anne ,evlenmiş kız veya erkek evlatlar ve onların çoçukları bulunur.Yani dede,baba ve torun bu konaklarda hayatlarını sürdürürler.bildiğimiz kadarıyla geleneksel türk aile yapısı da budur.
TÜM YORUMLAR (4)