Vahdetin Anı Şiiri - Kemter Abdal

Kemter Abdal
184

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Vahdetin Anı

Aynı anda her mekanda
Aynı anda her zamanda
Aynı anda ne mekanda
Aynı anda ne zamanda
Aynı anda dün, aynı anda bugün
Aynı anda zaman...

Vahdetin sırrında kaybolmuş bir an,
Zamanda ötede bir garip mekan.
Yokluğun içinde varlık, varlığın içinde yokluk,
Ateş içinde yanan bulunmaz bir sonsuzluk.
Ne dün, ne bugün, ne de yarın var,
Sadece "an" var, o da O'nunla hemhal.

Bir zerrede saklı tüm bu kainat,
Bir nefeste gizli ebedi hayat.
Aşk denizinde bir damla gibi,
Kaybolmak O'nda, bulmak kendini.
Zaman bir vehim, mekan bir hayal,
Gerçek olan sadece O'nun cemali.

Aşkınla yandım, kül oldum ey Yar,
Senden gayrı ne varsa hepsi bir diyar.
Yoklukta buldum varlığımı seninle,
Vahdetin sırrına erdim seninle.
Aynı anda her şey, her an, her yer,
Seninle var olmak, ebediyete değer.

Kemter Abdal
Kayıt Tarihi : 22.4.2025 12:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiir, vahdet-i vücud (varlığın birliği) felsefesini derinlemesine işleyen, zaman ve mekan kavramlarının ötesinde bir ilahi birlik deneyimini lirik bir dille ifade ediyor. İlk dörtlük, şairin algısında zaman ve mekanın sınırlarının kalktığı, her şeyin "aynı anda" var olduğu mistik bir anı betimliyor. Bu durum, dünyevi algımızın ötesinde, ilahi olanın mutlak ve sınırsız varlığına işaret ediyor. Dün, bugün ve zamanın kendisinin "aynı anda" yaşanması, zamanın lineer akışının ötesinde, ezeli ve ebedi bir birlikteliği imliyor. İkinci dörtlük, vahdetin sırrında kaybolmuş bir anı, zamanın ötesinde, tarif edilemez bir "garip mekan" olarak tanımlıyor. Yokluğun içinde varlık, varlığın içinde yokluk paradoksu, yaratılışın ve ilahi olanın iç içeliğini, zıtlıkların birliğini vurguluyor. Ateş içinde yanan bulunmaz bir sonsuzluk imgesi, ilahi aşkın hem yakıcı hem de sonsuz niteliğini sembolize ediyor. Dün, bugün ve yarının olmadığı, sadece "an"ın ve o anın da ilahi olanla bütünleştiği bir hal anlatılıyor. Üçüncü dörtlük, kainatın bir zerrede saklı olması ve ebedi hayatın bir nefeste gizli olması, mikrokosmos ve makrokosmos arasındaki derin bağlantıyı ve ilahi gücün her yerde hazır ve nazır olduğunu ifade ediyor. Aşk denizinde bir damla gibi kaybolmak, bireysel benliğin ilahi okyanusta erimesini ve bu eriyişte gerçek benliğin bulunmasını simgeliyor. Zamanın bir vehim, mekanın bir hayal olarak nitelendirilmesi, dünyevi algımızın sınırlılığını ve asıl gerçekliğin ilahi cemal olduğunu vurguluyor. Son dörtlük, şairin ilahi aşkla yanıp kül olması, benliğinden tamamen sıyrılıp ilahi olanla bütünleşme arzusunu ifade ediyor. İlahi olandan gayrı her şeyin geçici ve yanıltıcı olduğu belirtiliyor. Yoklukta ilahi olanla birlikte varlığını bulması, fena fillah (Allah'ta yok olma) makamına işaret ediyor. Vahdetin sırrına ermesiyle birlikte her şeyin, her anın ve her yerin "aynı anda" var olduğu idraki pekişiyor. İlahi olanla var olmanın ebediyete değer olduğu vurgusu, bu birliğin en büyük gaye olduğunu gösteriyor. Şiir, zaman ve mekanın ötesinde, her şeyin ilahi birlikle var olduğu derin bir mistik deneyimi coşkun bir dille aktarıyor.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!