Ufukta bir yakamoz şarkısı gibi görevi var düşlerimin,
Gözlerine yansıyacak, yanağına konduracak.
Selahiyetini yitirecek bir şuur ve bilinç ile doğacak Ay
Tutulmaktan vazgeçecek artık Güneş
Bir simit susamında bir çay dumanında
Yalnızlık bir kara su gibi akmayacak artık sokaklara.
Ey koca şehr-i İstanbul.
Aklımda sen… Fikrimde sen…
Nasıl özlemişim seni bir bilsen…
Yalnızlığım da sen çokluğum da…
Sevdam da sen ihanetim de…
Hayali bir keşmekeşin çilesi sevgi
Ne somutlaşabilen ne de değerlenen
Tanrının daima gösterdiği ama algılanamayan
Zaman ve mekanı tek başına aşan ve var olan
Yavru bir kuşun kanatları kadar sevimli
Ne söylesem o değilsin
Her hakarete muktedirsin
Yazıp söyleyeceğim bir kelime
Sen on kelime alabilirsin
Beyin yok fikir var onlar sirkiye halkı
Karanlık odamda sonsuzluk uzadıkça uzar
Yol seçmez geleceği belirsizdir bu bahar
Bir tefekkür titretmesi bir ulu çınarda kuşlar
Anlaşılmaz sesim gittikçe üstüne gelir duvarlar
Ufak pencerem daima kapalı ama ona açık
Bizi bıraktığın yere gittim
Demimin özleminde kavruldum bittim
Bize iki çay söyledim
Ama sensin diye döktüm içmedim
Otururduk senle ben diz dize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!