Bir yiğit doğdu
Şubatın serin, kan donduran soğuğunda,
Sokaklar,
Üniversite'ler,
Köyler ve şehirler henüz bizim değildi,
Bir merhabayla başlayan giderek koyulaşan sohbetler...
Artan hukuksuzluk,
Çoğalan faili meçhuller,
Adalet mülkün temelidir ismi yalnızca o kelimenin adında saklıyken,
Cinayet masasında işlenen "devletçe" cinayetler,
Katledilen gececik körpe bedenler,
Ve taraf siyasetiyle Meclis'te politik duruş sergileyen
Vur emri veren sözüm ona vatan bekçiliği yapan
Kökünden emperyalizme bağlı satılmış kalemler, faşist kalemşörler...
Ardına ateşi körükleyen isyanlar,
Ve devamında karakollar, nezarethaneler, cezaevleri,
Ve bizi biz yapan,
Kavgayamıza fitil olan devrimci kitlesel eylemler,
Firari günlerin Şarkışla'sı,
Gerilla savaşı nın başlaması,
Uzunca bir zaman nabzımızın atmasına sebep Filistin...
Ahh solgun "DENİZ"lerin berrak yüzü,
Unutulmuş kentlerin kadim öyküsü,
Sınırsız sevdaların,
İmkansız kılınan aşkların,
Hürriyete muhtaç, aç yaşayanların umut türküsü,
Hey başkaldırmadıysa direncimizi bize yeniden kazandıran adam,
İçimizde sancıyla büyüttüğümüz çiçeği sulayan
Gün yüzü görmesini sağlayan güzel çocuk,
Kurak topraklarda Döktüğümüz göz yaşlarını
Yem yeşil ormanlara çeviren o kudretli güç,
Bir Gülüşü vardı'ki güneş görse gölge düşerdi şehrin göbeğine,
Baktığı yer dahi mavi kokardı denizden yana,
Bir Heybetliki beşyüz kişinin arasında
Ben burdayım dercesine yarı gökten bakardı sanki adama,
Allah seni inandırsın bu uzunlukta ,
bu derece izanlısını görmedim,
Ve böylemi olurdu bir yiğit...
Bu kadar bağlı halkına, arkadaşına, kavgasına.
Kayıt Tarihi : 13.6.2020 10:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!