Geceyi kolundan tutup getirdiler onu,
bilmediği bir şehrin kapısına bıraktılar.
Uyku ile uyanıklık arasında
karton kutuların, yarım yorganların,
yeni bir hayatın kokusu vardı odada.
Sabah,
perdeden sızan ışıkla birlikte
başladı yabancılık.
Sokağa çıktı,
binalar üstüne üstüne geldi;
hiçbir duvar tanıdık değildi,
hiçbir kapının ardında
“hadi top oynayalım” diyen sesi yoktu artık.
Eski mahallenin tozunu
ayakkabısının ucunda taşıyordu hâlâ,
ama buranın kaldırım taşları
o tozu da,
onu da kabul etmiyor gibiydi.
Çocuk yüreğiyle anladı:
Burası, kimsenin onu bilmediği
koca bir yalnızlık.
Ne okul çantasında arkadaşının gülüşü,
ne sokağın başında bekleyen
“hadi gel” diyen bir yüz…
Sadece yabancı levhalar,
yabancı sesler,
yabancı bir gökyüzü.
İçinde bir şey
yavaş yavaş doldu, taştı,
ve o kaçıp tekrar eve koştu.
Küçük adımlarıyla
koca bir şehrin üstüne kapıyı kapatmak ister gibi
çekti kapıyı ardına.
Yorganı başına kadar çekti,
dün gece apar topar bırakılan
o dağınık eşyaların arasında
en derli toplu olan şey
onun hüznüydü aslında.
Ses etmeden ağladı,
duyulmamaya çalışarak;
çünkü bu şehirde
kendinden başka kimsenin
onu özlemediğini sanıyordu.
O gün,
bir çocuk,
başka bir şehirde bıraktığı arkadaşlarının adını
yastığına fısıldayarak büyüdü biraz.
Ve kimse bilmedi:
Yeni bir hayata başlamak bazen,
bir çocuğun yorgan altında
sessizce boğduğu
ilk haykırışıymış meğer.
Kayıt Tarihi : 23.12.2025 07:46:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!