Zizu Brsaaaa - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Gitmek istedin ve gittin , ona bi sözüm yok.Tabiki gidebilirsin.. ama, keske haber verseydin..!!





duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

ey ay, felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.

ey, makamı var ve yokun üstünde olan kişi
sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehri o şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.

harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

isyan et eyy arkadaşım, söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

mevlana







' Eski zamanlarin birinde bir adam hayatin anlaminin ne olduguna
takmis kafayi..Buldugu hiçbir cevap ona yeterli
gelmemis ve baskalarina sormaya karar vermis.. Ama aldigi
cevaplarda ona yetmemis.Fakat mutlaka bir cevabi olmali diyormus..Ve
dolasip herkese bunu sormaya
kararvermis..Köy,kasaba,ülke dolasmis bu arada zamanda durmuyor
tabiki ...Tam umudunu yitirmisken bir köyde konustugu insanlar
ona
-Su karsi ki daglari görüyormusun,orada yasli bir bilge yasar
istersen ona gitbelki o sana aradigin cevabi verebilir. '
demisler.Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yasadigi eve
ulasmis adam.Kapidan içeri girmis ve bilgeye Hayatin anlaminin ne
oldugunu somus .Bilge “sana bunun cevabini söylerim ama önce
bir sinavdan geçmen gerekiyor” demiş.
Adam kabul etmis..Bilge bir çay kasigi vermis
adamin eline ve
içine de silme bir sekilde zeytinyag doldurmus.
“Simdi çik ve bahçede
bir tur at tekrar buraya gel ... Yalniz dikkat et kasiktaki
zeytinyag  eksilmesin eger bir damla eksilirse kaybedersin” demiş..Adam gözü çay kasiginda bahçeyi
turlayip gelmis.Bilge
bakmis evet demis kasikta yag eksilmemis,peki
bahçenasildi (!) Adam saskin..Ama demis ben kasiktan baska bir
yere bakmadim ki .Simdi tekrar bahçeyi dolasiyorsun kasik yine
elinde olacak ama bahçeyiinceleyip gel ,demis Bilge... Adam tekrar
bahçeye çikmis gördügü  güzellikler büyülemis muhtesem bir
bahçedeymis çünkü .Geri  geldiginde bilge,adama bahçe nasildi diye
sormus ... Adam gördügü güzellikler karsisinda büyülendigini
anlatmis..Bilge gülümsemis ,ama kasikta hiç yag kalmamis demis
ve eklemis

>> >>' Hayat senin bakisinla anlam kazanir ya
sadece bir noktayi görürsün hayatin akip gider sen farkina
varmazsin..Yada görebilecegin tüm güzelliklerin tam ortasinda
hayati yasarsin akip giden zamanin anlam kazanir
.>>'Hayatının anlamı senin bakışlarında GiZLi



HAYALLERİNİ YAK EVİ ISIT/Hayalet


Bir tek seni sevdiğim doğruydu... Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı...

Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir hayalet hediye ettin...

Tepeden tırnağa aşka, tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet...

Bu hayaletin içinde beni değil seni gördüler hep. Çoğu bu hayalete dayanamayıp çekip gitti...

Kimisi senin beni beklettiğin kapıda, beni bekledi. Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan...

Ve ben en çok onların sevgisine inandım. En çok onlara derinden üzüldüm. Ve hep merak ettim, karşılıksız ve onca yıl bir hayaleti nasıl böylesine sevebildiler diye... Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşamak için çok sebep bulunduğuna bu insanların bir hayalete duydukları o akılalmaz, o sonsuz sevgileri yüzünden bir kez daha inandım...

Seni unutmak için başladığı her aşkı yine seninle aldatan bir hayalete...

Seninle kendini, bütün hayatını, düşlerini, çocukluğunu, yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete...

Bir tek sana duyduğu sevgisi doğru olan, bu yüzden bütün hayatı büyük bir yalan olan hayalete...

Cezmi ERSÖZ









Yaşlı kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.

Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla dedesine sordu: Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.

- 'Onlar benim için iki simgedir evlat' dedi.

- 'Neyin simgesi' diye sordu çocuk.

- 'İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.

Çocuk, sözün burasında; 'mücadele varsa, kazananı da olmalı' diye düşündü ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

- 'Peki' dedi. 'Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?'

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.

- 'Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!'
























Herkes Gibi...
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
..........
..........

 



Nazım Hikmet Ran