Yıldız Demirel Adlı Üyenin Nedir Yazıları - A ...

  • Damda Yatmak

    15.08.2005 - 16:07

    mart ayında ve de kedileri ilgilendiren bi durum olsa gerek.. :))))

  • şapka

    13.08.2005 - 16:54

    soyadından dolayı akrabam sanılan adam...))

  • çamaşır suyu

    13.08.2005 - 16:42

    Birde bir çamaşırsuyu hastalığına kapılmış heryana paso çamaşır suyu döken hatunlar var ki elleri sürekli çamaşırsuyu kokaarrr...:((((

  • çamaşır suyu

    13.08.2005 - 16:35

    öff aynen katılıyorum...:((berbat koku.. Hiç temizlik kokusunu çağrıştırmaz bana

  • brian joubert

    12.08.2005 - 18:48

    buz pateni...

  • absolut vodka

    12.08.2005 - 15:14

    Geçen yıl ki tatilde arkadaşım Fatmanın;
    -Dün akşam bira içe içe şiştim üstelik şarhoşta olmadım.. Bu akşam yükde hafif pahada ağır bişey içicem dediği içecek :)))

  • göz hakkı

    12.08.2005 - 15:10

    Komşumun; sizin hakkınız deyip toplamadığı,
    bizim de bu kadar kayısıyı toplarsak ayıp olur diye tamamını toplamadığımızdan çürütmüş olduğumuz,
    komşunun bahçesinden bizim bahçeye düşen kocaman birdal üzerindeki çakılı miktarda kayısı..:((

  • leblebi

    12.08.2005 - 15:06

    leb demeden anlaşılması gereken.... :))

  • esmer günler

    12.08.2005 - 13:58

    E bu da güzel şarkı..

  • Üstad

    12.08.2005 - 13:48

    Mülkiyelilerde birbirini üstad diye çağırır..
    Hatta bir mülkiyeli olan kardeşimi kızdırdığım bi fıkrası bile var..
    Adam bi papağan almak üzere bir dükkana girer.. Papağanların fiyatını sorar..ilk papağan için 1000 $ der tezgahtar..
    -Ooo pahalı der adam
    -Ama o hem türkçe hem ingilizce biliyor denir..
    ikinci bi papağan sorar.. oda türkçe ingilizce ve almanca biliyodur ve fiyatı 2000$ dır. bir üçüncüsü daha fazla dil biliyodur ve 5000$ dır.. derken adamın gözü berbat görünüşlü tüysüz müysüz uyuz bi papağana takılır.. ucuz bi şey bulduğunu var sayarak bu kaç para der adam
    100.000 dolar cevabı alınca şaşırır
    - neden ki der? .. O bütün dünya dillerini falan mı biliyooo...
    - Yoooo der tezgahtar
    -tek kelime konuştuğunu duymadım bu güne kadar ama burada ki papağanların hepsi ona ÜSTAD diyo... :))))

  • İlla

    12.08.2005 - 13:19

    Leman Samdan üçüncü güzel şarkı

    Gözlerinin içine girdim başka alemler gözledim
    Ben bunlarla övünmedim, beklemedim illa
    Beklemedim illa beklemedim sevdim

    Gölgelemedim bağını bahçesini
    Günü güneşi örtmedim
    Yapılanlar söylenmezki her zaman
    Sömürmedim illa sömürmedim illa
    Sömürmedim sevdim

    Yüreğine kulak verdim nefes aldı ben dinledim
    Duyduklarım anlatılmaz sır vermedim illa
    Sır vermedim illa sır vermedim sevdim
    Duyduklarım anlatılmaz sır vermedim illa
    Sır vermedim illa sır vermedim sevdim

    Gölgelemedim bağını bahçesini
    Günü güneşi örtmedim
    Verilenler istenmezki her zaman
    dilenmedim illa dilenmedim illa
    Dilenmedim sevdim

  • Gönül

    11.08.2005 - 16:40

    Bu da leman samın ikinci güzel şarkısı.. (asıl kaynak fikret kızılok elbet) Üçüncüyü yazabilmek için terim ekledim :))

    GÖNÜL
    bunca yıl herkesten kaçtın
    en sonunda buldum sandın
    ansızın içini açtın
    yapma dedim yaptın gönül

    gözleri senden uzaktı
    fark edilmez bir tuzaktı
    sana böylesi yasaktı
    yapma dedim yaptın gönül

    o bir yolcu sen bir hancı
    gördüğün en son yalancı
    içinde ki serin sancı
    gitmez dedim kaldı gönül

    sen istedin ben dinledim
    senden ayrı olmaz dedim
    en sonunda bende sevdim
    şimdi beni kurtar gönül

    gözlerin bakar da görmez
    ellerin tutar da bilmez
    gece gündüz fark edilmez
    demedim mi sana gönül

    sabahın tam üçündesin
    dertlerin en gücündesin
    hâlâ onun peşindesin
    gitme dedim gittin gönül

    böylesi sevdiğin için
    bir kördüğüm oldu için
    ağlıyorsun için için
    demedim mi sana gönül

    sen istedin ben dinledim
    senden ayrı olmaz dedim
    en sonun da bende sevdim
    şimdi beni kurtar gönül

  • gül güzeli

    11.08.2005 - 16:02

    Elini son defa yanağıma koy
    İstemiyorsan giderim giderim
    Serin bir sonbahar akşamında söz
    İsmini unutur silerim silerim
    Tuttuğun kalem olsa yüreğinin elleri
    Bir defa daha yazsa bebeğim bebeğim bebeğim
    Eğer bir masal perisi girerse rüyalarına
    Öldü dersin gül güzeli tılsımını kaybetti
    Uğruna döktüğüm gözyaşlarım için
    Yağmurdan özür dilerim dilerim
    Kuruttuğum kızıl gülleri alıp
    Senin için senden geçerim geçerim
    Tuttuğun kalem olsa yüreğinin elleri
    Bir defa daha yazsa bebeğim bebeğim bebeğim
    Eğer bir masal perisi girerse rüyalarına
    Öldü dersin gül güzeli tılsımını kaybetti
    Leman sam'ın çok sevdiğim üç güzel şarkısından biri

  • kazandibi

    09.08.2005 - 15:44

    Ooooooooo Valla zeynelden şöyle üzeri vişne dondurmalısından olsada yesek :)))

  • cebeci istasyonu

    09.08.2005 - 14:49

    Cebeci= çocukluğum..
    Cebeci istasyonuysa, sincanda öğretmen olan halamın, o sıralar henüz 4,5 yaşında olan beni, iki- üç günde bir yanına alıp okula götürdüğü için banliyo trenine bindiğimiz istasyon..

  • cebeci istasyonu

    09.08.2005 - 14:41

    CEBECİ İSTASYONU VE SEN

    Cebeci İstasyonu’nda bir akşam üstü
    Kimse bilmiyordu bizi.
    İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
    Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.

    Sıcak bir kara sevda yüreğimizin başında
    Bağdaş kurup oturmuştu, acımsı, buruk.
    Mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde
    Sessizliği üstümüzden atamıyorduk.

    Bir saçak altında kararsız yorgun
    Saatlerce duruyorduk.
    Kimse görmüyordu bizi.
    Cebeci İstasyonu’nda bir akşam üstü
    Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi.

    Cebeci İstasyonu’nda bir akşam üstü
    Bir başka türlüydü bütün insanlar,
    Sen bir başka türlüydün.
    Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi.
    Gözlerin gözlerimde erimekteydi
    Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun
    Beni bırakma diyordun
    Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam
    Bir yalnızlık duyuyorduk
    Ağlıyordun… ağlıyordun…

    Cebeci İstasyonu’nda bir tren,
    Nefes nefese soluyordu.
    Gerilmiş bir keman teli gibiydik.
    Ankara Kalesi’nde bir eski çalar saat
    Bilmem kaçı vuruyordu.
    Bir yağmur yağıyordu inceden ince
    İçimizdeki binbir düşünce
    Harmanlar misâli savruluyordu.
    Islanmış bir ceylan yavrusu gibi,
    Tiril tiril titriyordun
    Gitsek diyordun,
    Yüreğimin ortasından deli gönlümce,
    Sırılsıklam, paramparça, perme-perişan,
    Türküler söylüyordun
    Ağlıyordun… ağlıyordun…

    Yavuz BÜLENT BAKİLER

  • espadril

    08.08.2005 - 15:24

    Bir aralar her yaz her renginden falan alırdım.. Çok rahat, dümdüz, altı hasır, üstü bez bir ayakkabı türü.. Son yıllarda pek rastlamaz oldum..

  • erendiz atasü

    08.08.2005 - 15:22

    Fakülteden hocam olur kendileri.. Yıllar önce bir kitapçıda 'dullara yas yakışır' adlı kitabına rastladığımda;
    Amanın bizim hoca kitap yazmış deyü saldrıp almıştım.. Kitabı bitirene kadar da içime daral gelmişti, çok da incecik bi kitap olmasına rağmen...
    Bu kadar meşhur olduğuna ve ödüller aldığına göre vardır bir hikmeti ve iyidir herhal Amma benim ruhumu o kadar daralttı ki ilk kitap.. bir ikincisini almaya hiç teşebbüs etmedim..

  • nedensiz de sevilir

    08.08.2005 - 13:11

    Sevgi tümüyle irade dışı bir durum olduğundan nedenli olanına sevgi denmez zaten.. Olsa olsa çıkar ilişkisi, mantık beraberliği, acıma duygusu, kendi iyi hissetme duygusu... vs denir ki; bunlar baştan ayağa sadece aklın işidir..
    Sevgiyse aklı aşan bir durumdur ki doğrudan gönül işidir..
    Ne çoluğumuzu çocuğumuzu, ne bir dostumuzu ne de eşimizi yada sevgilimizi şu nedenden dolayıdır diye sevmeyiz. Aksine irade dışı olarak gelen sevgi yüzünden, ne kadar olumlu özelliği varsa onları görür ve bunları sevginin nedenleri sanırız..
    O kadar irade dışı bişeydir ki; Hesaplı kitaplı çoktan seçmeli olanlarına da sevgi denmez..
    Karşılığının, adaletinin ve eşitliğinin de olmayabileceğini düşünecek olursak, nedensizliği daha da belirgin farkedilebilir..
    Yine nedensiz olduğundan ve iradeniz dışı olarak size hükmettiğinden, sevgi emek de değildir.. Buyüzden nitelikli emek heç değüldür..
    Çünkü emek kelimesi içinde, bi miktar çaba gayret fedakarlık falan gibi hafifde olsa insanı zorlayan ifadeler barındırır kiii; sevgi tam tersine insana yaptığı herşeyi büyüüük bir doğallıkla yaptırır..
    Yaptığınız herşeyi nedensiz olarak ve çok doğal algılayarak, zaten yapılması gereken bişeymiş gibi yaparsınız... Hattaaaa yapmadan duramazsınız...
    Mesela;
    Çoktandır aramadım.. Hadi gönlü olsun,yada ayıp olmasın diye arıyorsanız eğer arama şekliniz elbette emek sayılır.. Ama bu emeği ne kadar nitelikli hale getirirseniz getirin bu eylem, sevgi sonucu olamaz.. Acıma sonucu olabilir, bir çıkar bekleme sonucu olabilir, kendinizi erdemli yada iyi insan sanma çabalarınızın sonucu olabilir ama ne kadar nitelikli olursa olsun sevgi sonucu bir eylem değildir.. Çünkü gönlü olsun, ayıp olmasın yada ben o kadar kötü biri değilim vefa borcum var aramalıyım gibi bir nedeni vardır o eylemin..
    Sevgi sonucu arama ise tamamen nedensiz aynen şöyle bişeydir.;
    Sabah kalkarsınız, uyanır uyanmaz aklınıza düşer ve dayanılmaz bir istekle ararsınız.. O da beni arasın şeklinde çetele tutmazsınız mesela.. hatta bilinçli olarak aramıyorsa yani sevginizin karşılığı yoksa bile aramak için kendinize bi dolu bahaneler bulursunuz.. Onu aramak istemenizin sevginizden başka hiçbir hesabı kitabı nedeni yoktur..
    Tamamen nedensiz olarak ve dayanılmaz olarak onu aramak dilersiniz ki; ben bu duruma asla emek diyemem.. aksine önüne geçemediğiniz hatta bazen engel olamadığınız için kendi kendinize sinir olduğunuz bir durumdur..
    Sevginin nedensizliği en çok evlat sevgisinde çok çok belirginleşiyor sanırım.. Evladınız doğarken içinize yerleşiverir o nedensiz sevgi ve ne kadar kötü olursa olsun, size ne yapmış olursa olsun onu sevmeye devam edersiniz ömür

  • niobe

    06.08.2005 - 17:54

    Niobe, Lydia kralı Tantolos'un kızı, Thebai kralı Amphion'un ise karısı

  • niobe

    06.08.2005 - 17:50

    Manisa'da ki ağlayan kayanın mitolojik adı mıy dı? ? ? ?

  • jethro tull

    06.08.2005 - 17:30

    Ian Anderson


    vokal, akustik gitar ve flütte ben
    şarkı söylüyorum sizlere sakıncası yoksa

    tuğla kadar sağlam örüyorum
    ölenlerle çoğalan ömrümü yeniden

    şarkılarla emziriyorum
    bağımsızlığı bir İrlanda kıyısından

    ağaçları bile görebiliyorum inan
    ömrümün önünü kaplasa bile orman

    gece uçuşunu deniyor
    pilotu olsam diyorum geleceğin

    ne diğerleri şarkı söyleyecek bana
    ne de ben dinleyeceğim onları oysa

    ışığa doğru koşuyor olacak çünkü
    sonuncu oyuncu silahlarıyla sevginin

    sizlere bir elem oyunundan şarkılar söylüyorum
    hem dünyayı bile değiştirebiliyorum giziyle flütümün

    öldürülsem bile sonunda
    bir dansör olarak
    sahnenin ortasında.

    (1984)

    Halim Yazıcı

  • jethro tull

    06.08.2005 - 17:28

    Flütüyle Ian Anderson ve efsanevi grubu...Türkiye'ye geldiler geçen yıl...
    Enaz yirmi yıllık bi grup.. Hatta yanlış hatırlamıyorsam antolojide Ian anderson adına bir şiir bile olacaktı..

  • düş kapanı

    05.08.2005 - 17:39

    Ayrıca DREAMCATHCER(düş kapanı) adıyla stephen
    kingin romanından Lawrence Kasdan'ın çektiği Kanada/ABD ortak yapımı bi film...

Toplam 1393 mesaj bulundu