Çocuk kalmak başka bişey... Büyümek ama içince çocukça heyecanlar taşımak başka bişey..
Gerçekten büyümüş hiç kimsenin, Çok basit bir kurguya sahip bu kadar yalın formlu basit bişeyi, üstelik de ezbere bildiği bişeyi tekrarlamaya bayılacağını sanmam... Bu olsa olsa çocukluğun güzel günlerine bir özlem olabilir... Çünkü masallar devamını merak ettiğimiz bir hikaye olmaktan çok, onu bize anlatan, çok sevilen ve çok sevildiğimiz bir büyüğümüz ile bizim aramızda bir sıcaklık bir sevgi alışverişidir...
Onları kendimize özel ve gerçek sanırdık... Sonra birgün farkettik kiii... Kurdu ninesi sanan kızın şapkasının kırmızı olduğunu bütüün çocuklar bilirmiş... İşte o gün gerçekle masal arasındaki farkı anladığımız gündür.. Ve o an da gerçekten büyüdüğümüz andır...
Yaşamın kompleks yapısını bi ucundan da olsa kavramaya başlamış hiç kimse dönüp o basit formlu hikayeleri yeniden dinlemekten zevk alamaz... Bir senfoninin bıraktığı inanılmaz lezzete alıştıktan sonra, dönüp fış fış kayıkçıyı dinlemeye bayılmak gibi bişey olur çünkü... :))
Evet doğru arılar mükemmel altıgenlerden oluşan mükemmel petekler yaparlar... Çünkü tanrı tarafından petek ve bal yapmak üzere programlandırılmışlardır... Ama bir tüp geçit yap deseniz onu yapamazlar.. Onun için programlandırılmış başka hayvanlar biliyorum ben.. Örneğin karınca ve köstebek de yine tanrı eliyle (kendi iradeleri dışı) ve tanrının içlerine koyduğu iç güdüyle kusursuz olarak tüp geçitler yaparlar...
Yalnız ortaya çıkan mükemmel sonuçlarda bu hayvanların zekaları yaratıcılıkları, kendi irade ve seçimleri, vicdan duygu gibi unsurları hiç mi hiç söz konusu değildir...
Bir tüp geçit yapmak konusunda hiçbir iç güdüsü bulunmayan ve bu iş için asla programlanmamış olan insan, tamamen kendi seçimiyle bir tüp geçit yapmaya kalkar... Üstelik bunu sadece kendi akıl zeka ve yetenekleriyle başarır.. Ha boğazın iki yanını bağlayan bir tüp geçitte 1 metre hata payı olurmuş (ki oda sanırım sadece fıkrada olur :))) E o kadar kusur da kadı kızında olsun di mi.. :)))
Felsefe insanı hayvandan ayıran pek çok tanım yapmış.. Düşünen hayvandır falan filan gibi... Belki de kendi iradesiyle ve içgüdüleri dışında da davranabilme farkı, hayvandan ayrılan en büyük özelliğidir insanın kimbilir.. :))) Ve tanrı dileseydi insanı da sadece iç güdüleriyle davranan ve bu yüzden mükemmel sonuçlara ulaşan bir yaratık yapabilirdi.. (mesela melekler var.. hayvanlardan daha da hatasız.. bi çeşit robot sanki..) Yapmadığına ve insanı böyle hataya müsait kıldığına göreeee.... E vardır bi bildiği diyorum... :)))
Boğaza bir tüp geçit yapmak üzere ihale açılır.. Bir ingiliz firması derki;
Biz iki taraftan kazmaya başlarız.. Ortaya geldiğimizde en fazla bir metrelik bir yanılma olabilir... onu da kolayca yedirebiliriz.
Bir amerikan firması ise aynı şekilde başlayacağını ama ortaya gelindiğinde en fazla yarım metrelik bir seviye farkı olacağını onunda sorun olmayacağını söyler..
Japonlarsa daha iddialıdır... Onlarda seviye farkı en fazla on santim olacaktır ki bu hiç önemli değildir
bizim temelde ihaleye girmiştir ve teklifi şudur;
Biz de boğazun iki yakasundan kazmaya başlayruz.. Ortaya celdiğumuzda kavuştuuuuuk kavuştuk.. yok kavşamaduk iki tüp geçütinuz olurr... :))
'garanti leasing'te çalışanlar, bir pastaneye, telefonla pasta
siparişi vermiş. pastanın üstüne 'garanti leasing'den sevgilerle.' yazılması istenmiş.
telefondaki adam 'leasing' kelimesini anlamamış onlar da harf harf kodlamışlar.
Ve gelen pastanın üzerinde şu yazıyormuş...;
Garanti Lüleburgaz, Edirne, Ankara, Samsun, İstanbul, Niğde, Gaziantepten Sevgilerle... :))))
E bi büyüğümüz demişti oradan biliyorum... :)) Yollar yürümekle aşınmaaazzzzzz... :))))
Ama önemli olan ağzını havaya açarak boşa gidip gelmek değil ki... :)) Sen daha o yolları çooook gider gider gelirsin.. Çünkü giderken o kadar boşa gitmişsin ki... Dönerken elinde fazla malzeme yok.. Bi yaşım bi de menapoz... :))) E üzgünüm valla.. Hiç bi kurtarma operasyonu bu kadar eksik malzemeyle bi işe yaramaz.... :))))
Allah benden de büyük yaşlarda gösterir İnşallah da.. Olay vahim... :)) Ne yaş yaşarsa yaşasın hiç bi zaman olgunlaşamıyacak zavallı kuşcuk... :)))
Nedir embesillerinin (minik kuşlar dahil) espri ve düşünce üretmeklete; bilgi, zeka, donanım ve kalitelerinin yetmediği zaman kendilerini kurtardığını sanarak, bulabildikleri, yaslanabildikleri son ve tek terim..... :)))
Süper eğleniyorum valla bu nedirlerde ben... :)))
Bknz; mesela bir alttaki minik kuşun yorumu... :)))
Ben de şiir altlarına bıraktığım gülücük işaretleri yüzünden, embesil olarak tanımlanmıştım... :)))
Cesaret ister oysa gülümsemek, ciddiyet ister, zeka ister... Ve onda ki cesareti anlayabilmek için mangal gibi yürek, ciddiyeti anlayabilmek için kalite, zekayı farkedebilmek için irony ve espri yeteneği ister.. Ve biiiz, asıl embesillerden, bir gülümsemenin içindeki olan biteni anlamasını bekleyemeyiz zaten.... :)))))
Domuz yağıyla ilgili komplo teorilerini ve paranoyayı yine de anlıyabiliyorum bir miktar daaa.... geçen gün eczaneye biri girip de; diş fırçası alıcam ama içinde domuz kılı olmasın deyince...... e koptum valla...
insaf yaa.. Kıl fırça mı kaldı.. Domuz kılı plastikten daha mı ucuz...! ! ? ? ekonomik bir anlamı bile yok... Yuh yani dedim..pes
Eklenmişti ama pasifteydi sanırım.. Terimin operasyonum sonucu aramıza katılmasına sevindim.. :)))
Pek de mesaj kaygısı taşımayan sakin iddiasız öylesine akıveriyormuş hissi veren şarkılarını ilk arabamın radyosunda farkettim işe gelip giderken.. Kim ki bunlar diye düşünürken birden patlayıverdiler.. ve o kadar çok çalınır oldular ki sanırım çabucak eskiyecekler...
Güneşin ufka değdiği yer
Oraya git ama yine gel
Döneceksin diye söz ver
Böylesi hepsinden güzel
Git özlet kendini yine gel
Döneceksin diye söz ver
Dinle uzaktan çalan şarkı hicazdan
Yaktık seninle biz bir yangını yeni baştan
Dinle uzaktan küllerin arasından
Madem her şey biter yine başlar yeni baştan
Bana ne olur ellerini ver
Gideceksin ama yine gel
Döneceksin diye söz ver..
Ne çok sevmiştim seni ne çok hatırlar mısın?
Aşiyan yollarından ses versem duyar mısın?
Hâlâ beni düşünür ve hâlâ ağlar mısın?
Bir bahar seli gibi yolumdan akıp geçtin
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin
Zeki Müren şahane söylerdi.. Candan da fena söylememiş işte.. idare eder...
E hakgetten buraya nasıl eklenebildiğine şaşılası bi terim.. Günlerdir 'Yüksek Sadakat' diye bi terim eklemeye çalışıyorum.. zaten var ekliyemezsin diye bi yazı çıkıyo... Gidip Y harfine bakıyorum. YOK....
Kuş dili terimini 09.10.2004 tarihinde kendi elcağızımla eklemiştim buraya ama dün aynı terim kuşdili şeklinde bitişik olarak tekrar eklenmiş... Sevgili moduratörün bi açıklaması vardır herhal.... :)))))
Yanılmıyorsam İspayolca bir terim.. Kısmet neyse o olur gibi bir anlamı var..... şarkısı da var..
Que sera seraaa What ever will be, will beeee... diye...
Hotel California Elbette ilk çıkış parçası olarak Eagles'ın bir şarkısı...
Eagles, Amerikan rock gruptur. Eagles albümü 'Their Greatest Hits' dünyanın ençok satan ikinci albümüdür amerikanınsa en çok satan albümü..'Hotel California' tüm zamanların en ünlü parçalarındandır ve Beatles'in 'Yesterday' adlı parçasıyla birlikte dünyanın en çok bilinen iki şarkısından biridir.
Gipsy kings daha sonra çok güzel bir yorumla tekrar etmiş parçayı.. O kadar güzel bir yorum ki Gipsy kings deyince bamboleodan önce aklıma geliverdi işte.. :))))
Mod silmedem yazayım dedim... :))
kaç yaşına gelmiş olup da hala masallara bayılmak
01.04.2006 - 11:39Çocuk kalmak başka bişey... Büyümek ama içince çocukça heyecanlar taşımak başka bişey..
Gerçekten büyümüş hiç kimsenin, Çok basit bir kurguya sahip bu kadar yalın formlu basit bişeyi, üstelik de ezbere bildiği bişeyi tekrarlamaya bayılacağını sanmam... Bu olsa olsa çocukluğun güzel günlerine bir özlem olabilir... Çünkü masallar devamını merak ettiğimiz bir hikaye olmaktan çok, onu bize anlatan, çok sevilen ve çok sevildiğimiz bir büyüğümüz ile bizim aramızda bir sıcaklık bir sevgi alışverişidir...
Onları kendimize özel ve gerçek sanırdık... Sonra birgün farkettik kiii... Kurdu ninesi sanan kızın şapkasının kırmızı olduğunu bütüün çocuklar bilirmiş... İşte o gün gerçekle masal arasındaki farkı anladığımız gündür.. Ve o an da gerçekten büyüdüğümüz andır...
Yaşamın kompleks yapısını bi ucundan da olsa kavramaya başlamış hiç kimse dönüp o basit formlu hikayeleri yeniden dinlemekten zevk alamaz... Bir senfoninin bıraktığı inanılmaz lezzete alıştıktan sonra, dönüp fış fış kayıkçıyı dinlemeye bayılmak gibi bişey olur çünkü... :))
yeni doğmuş çocuğa isim aramak
31.03.2006 - 18:54Tabi yeni doğmuşa aranacak.. :)) eski doğmuşun bi tane oluyo çünkü genelde... :)))
tüp geçit
31.03.2006 - 18:35Evet doğru arılar mükemmel altıgenlerden oluşan mükemmel petekler yaparlar... Çünkü tanrı tarafından petek ve bal yapmak üzere programlandırılmışlardır... Ama bir tüp geçit yap deseniz onu yapamazlar.. Onun için programlandırılmış başka hayvanlar biliyorum ben.. Örneğin karınca ve köstebek de yine tanrı eliyle (kendi iradeleri dışı) ve tanrının içlerine koyduğu iç güdüyle kusursuz olarak tüp geçitler yaparlar...
Yalnız ortaya çıkan mükemmel sonuçlarda bu hayvanların zekaları yaratıcılıkları, kendi irade ve seçimleri, vicdan duygu gibi unsurları hiç mi hiç söz konusu değildir...
Bir tüp geçit yapmak konusunda hiçbir iç güdüsü bulunmayan ve bu iş için asla programlanmamış olan insan, tamamen kendi seçimiyle bir tüp geçit yapmaya kalkar... Üstelik bunu sadece kendi akıl zeka ve yetenekleriyle başarır.. Ha boğazın iki yanını bağlayan bir tüp geçitte 1 metre hata payı olurmuş (ki oda sanırım sadece fıkrada olur :))) E o kadar kusur da kadı kızında olsun di mi.. :)))
Felsefe insanı hayvandan ayıran pek çok tanım yapmış.. Düşünen hayvandır falan filan gibi... Belki de kendi iradesiyle ve içgüdüleri dışında da davranabilme farkı, hayvandan ayrılan en büyük özelliğidir insanın kimbilir.. :))) Ve tanrı dileseydi insanı da sadece iç güdüleriyle davranan ve bu yüzden mükemmel sonuçlara ulaşan bir yaratık yapabilirdi.. (mesela melekler var.. hayvanlardan daha da hatasız.. bi çeşit robot sanki..) Yapmadığına ve insanı böyle hataya müsait kıldığına göreeee.... E vardır bi bildiği diyorum... :)))
ağaçtan düşmek
29.03.2006 - 14:25Önce çıkmayı göze almak lazım.. Sonrası bir denge sorunu...
çaya bisküvi batırmak
29.03.2006 - 14:20Çayın içine düşmeden önceki o anı ve kıvamı yakalama mahareti.. :)))
tüp geçit
29.03.2006 - 14:19Boğaza bir tüp geçit yapmak üzere ihale açılır.. Bir ingiliz firması derki;
Biz iki taraftan kazmaya başlarız.. Ortaya geldiğimizde en fazla bir metrelik bir yanılma olabilir... onu da kolayca yedirebiliriz.
Bir amerikan firması ise aynı şekilde başlayacağını ama ortaya gelindiğinde en fazla yarım metrelik bir seviye farkı olacağını onunda sorun olmayacağını söyler..
Japonlarsa daha iddialıdır... Onlarda seviye farkı en fazla on santim olacaktır ki bu hiç önemli değildir
bizim temelde ihaleye girmiştir ve teklifi şudur;
Biz de boğazun iki yakasundan kazmaya başlayruz.. Ortaya celdiğumuzda kavuştuuuuuk kavuştuk.. yok kavşamaduk iki tüp geçütinuz olurr... :))
garanti bankası
29.03.2006 - 13:16'garanti leasing'te çalışanlar, bir pastaneye, telefonla pasta
siparişi vermiş. pastanın üstüne 'garanti leasing'den sevgilerle.' yazılması istenmiş.
telefondaki adam 'leasing' kelimesini anlamamış onlar da harf harf kodlamışlar.
Ve gelen pastanın üzerinde şu yazıyormuş...;
Garanti Lüleburgaz, Edirne, Ankara, Samsun, İstanbul, Niğde, Gaziantepten Sevgilerle... :))))
Güç Kaynağı
28.03.2006 - 17:51Sevdiklerimiz... :)) ve dahi elbette sevenlerimiz.....
hoca ali rıza
28.03.2006 - 13:17Genellikle İstanbul manzaralarını resmetmiş asker ressamlardan...
ölmeden önce söylenen son sözler
27.03.2006 - 12:42Fazla özletmeyin.. sizi de beklerim.... :)
Yolculuk Nereye Hemşerim
23.03.2006 - 13:07E bi büyüğümüz demişti oradan biliyorum... :)) Yollar yürümekle aşınmaaazzzzzz... :))))
Ama önemli olan ağzını havaya açarak boşa gidip gelmek değil ki... :)) Sen daha o yolları çooook gider gider gelirsin.. Çünkü giderken o kadar boşa gitmişsin ki... Dönerken elinde fazla malzeme yok.. Bi yaşım bi de menapoz... :))) E üzgünüm valla.. Hiç bi kurtarma operasyonu bu kadar eksik malzemeyle bi işe yaramaz.... :))))
Allah benden de büyük yaşlarda gösterir İnşallah da.. Olay vahim... :)) Ne yaş yaşarsa yaşasın hiç bi zaman olgunlaşamıyacak zavallı kuşcuk... :)))
menapoz
23.03.2006 - 12:01Nedir embesillerinin (minik kuşlar dahil) espri ve düşünce üretmeklete; bilgi, zeka, donanım ve kalitelerinin yetmediği zaman kendilerini kurtardığını sanarak, bulabildikleri, yaslanabildikleri son ve tek terim..... :)))
Süper eğleniyorum valla bu nedirlerde ben... :)))
Bknz; mesela bir alttaki minik kuşun yorumu... :)))
embesil
22.03.2006 - 18:30Ben de şiir altlarına bıraktığım gülücük işaretleri yüzünden, embesil olarak tanımlanmıştım... :)))
Cesaret ister oysa gülümsemek, ciddiyet ister, zeka ister... Ve onda ki cesareti anlayabilmek için mangal gibi yürek, ciddiyeti anlayabilmek için kalite, zekayı farkedebilmek için irony ve espri yeteneği ister.. Ve biiiz, asıl embesillerden, bir gülümsemenin içindeki olan biteni anlamasını bekleyemeyiz zaten.... :)))))
gereksiz soru
22.03.2006 - 12:49Gereklisi de oluyo demek bunların......? ? ? ? ... :))
ürünlerimizin hiçbir çeşidinde domuz yağı yoktur
18.03.2006 - 18:52Domuz yağıyla ilgili komplo teorilerini ve paranoyayı yine de anlıyabiliyorum bir miktar daaa.... geçen gün eczaneye biri girip de; diş fırçası alıcam ama içinde domuz kılı olmasın deyince...... e koptum valla...
insaf yaa.. Kıl fırça mı kaldı.. Domuz kılı plastikten daha mı ucuz...! ! ? ? ekonomik bir anlamı bile yok... Yuh yani dedim..pes
Yüksek Sadakat
17.03.2006 - 13:06Eklenmişti ama pasifteydi sanırım.. Terimin operasyonum sonucu aramıza katılmasına sevindim.. :)))
Pek de mesaj kaygısı taşımayan sakin iddiasız öylesine akıveriyormuş hissi veren şarkılarını ilk arabamın radyosunda farkettim işe gelip giderken.. Kim ki bunlar diye düşünürken birden patlayıverdiler.. ve o kadar çok çalınır oldular ki sanırım çabucak eskiyecekler...
Güneşin ufka değdiği yer
Oraya git ama yine gel
Döneceksin diye söz ver
Böylesi hepsinden güzel
Git özlet kendini yine gel
Döneceksin diye söz ver
Dinle uzaktan çalan şarkı hicazdan
Yaktık seninle biz bir yangını yeni baştan
Dinle uzaktan küllerin arasından
Madem her şey biter yine başlar yeni baştan
Bana ne olur ellerini ver
Gideceksin ama yine gel
Döneceksin diye söz ver..
aşiyan
17.03.2006 - 12:49Ne çok sevmiştim seni ne çok hatırlar mısın?
Aşiyan yollarından ses versem duyar mısın?
Hâlâ beni düşünür ve hâlâ ağlar mısın?
Bir bahar seli gibi yolumdan akıp geçtin
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçtin
Zeki Müren şahane söylerdi.. Candan da fena söylememiş işte.. idare eder...
vazgeçtim senden
16.03.2006 - 15:26İtikat olsa da
Takat bulunmaz çoklukla
kuşdili
16.03.2006 - 14:00E hakgetten buraya nasıl eklenebildiğine şaşılası bi terim.. Günlerdir 'Yüksek Sadakat' diye bi terim eklemeye çalışıyorum.. zaten var ekliyemezsin diye bi yazı çıkıyo... Gidip Y harfine bakıyorum. YOK....
Kuş dili terimini 09.10.2004 tarihinde kendi elcağızımla eklemiştim buraya ama dün aynı terim kuşdili şeklinde bitişik olarak tekrar eklenmiş... Sevgili moduratörün bi açıklaması vardır herhal.... :)))))
it's probably me
13.03.2006 - 11:11Sting.. Süper şarkı...
que sera sera
13.03.2006 - 10:42Yanılmıyorsam İspayolca bir terim.. Kısmet neyse o olur gibi bir anlamı var..... şarkısı da var..
Que sera seraaa What ever will be, will beeee... diye...
sümbül
11.03.2006 - 16:40mevsimi....
gönül yazar
06.03.2006 - 12:16Annem liseye gittiği yıllarda, şimdi hatırlamıyorum ama ya maksim ya da kristalde görmüş gönül yazarı.. Hep der ki; Sahiden bir taş bebekti...
gipsy kings
06.03.2006 - 12:00Hotel California Elbette ilk çıkış parçası olarak Eagles'ın bir şarkısı...
Eagles, Amerikan rock gruptur. Eagles albümü 'Their Greatest Hits' dünyanın ençok satan ikinci albümüdür amerikanınsa en çok satan albümü..'Hotel California' tüm zamanların en ünlü parçalarındandır ve Beatles'in 'Yesterday' adlı parçasıyla birlikte dünyanın en çok bilinen iki şarkısından biridir.
Gipsy kings daha sonra çok güzel bir yorumla tekrar etmiş parçayı.. O kadar güzel bir yorum ki Gipsy kings deyince bamboleodan önce aklıma geliverdi işte.. :))))
Mod silmedem yazayım dedim... :))
Toplam 1393 mesaj bulundu