Kendi kolestrolünün suçunu niye tereyeğına atıyooonn... :)))
Sonuç.. evvet yasak demiycen.. Tereyağı niye kolestrol yapıyo.. Yassah da ondan... :))) yasaklama bak benim gibi... :))) ne kollestrolun kalır ne bişeyiiinnn.... :))))
Zaman zaman kiloyu tavana vurdurduğu halde kolestrolü asla normalin üzerine çıkmayan ve deee bütün sıcak yemeklerini tereyağlı soğukları zeytin yağlı yiyen Eve margarin, ayçiçeği, yok fındık bilmem nesi yok soya zamazingosu....vs sokmayan bir bilen... :))
Yanında bir de memnuniyet kutusu olacaksa ne alâ... :)) Elbette şikayetçi olduğumuz şeylere tepki göstermek lazım.. Ama şikayetleri söylemekte canavar olan bizlerin aksi konusunda pek hevesli olduğumuz söylenemez... Aslında çok önemli... belirtilen bir memnuniyetin çalışanları ne kadar motive ettiği düşünülürse.. Hele bu memnuniyet çalışanların üstlerine iletilmişse ve iyi çalışmış olmakdan dolayı ödüllendirilmelerini son derece adil buluyorum... :)))
Aslında adaları çağrıştırmalı... Ama bana Eskişehir'i çağrıştırıyor...
Beş-altı yaşlarındaydım sanırım... Babamın kuzenlerine misafir olduğumuz, eski sıcak küçük boyutta bir konak olan eskişehir evinde ki büyülü günleri.. Tek ve yalnız çocuk olarak yaşadığım evimizden sonra misafir olduğumuz o kalabalık sıcak ailedeki çocuk bolluğunda kendimi cennete düşmüş gibi hissettiğim bir zamanı...
Hayal meyal bir akşam yemeğiydi.. çiğ börek yapılıp ortaya getirilmişti.. Çiğ böreklerin bazılarının içinde minik beş kuruşlar vardı.. Ve en çok beş kuruşu bulan çocuğun ödülü bir fayton gezintisiydi.. İçinde para olanların yoklanıp önüme sürüldüğünü farkettiğimi ama misafir çocuk olmanın bu imtiyazına hiç de itiraz etmediğimi hatırlıyorum..
Sonra babamın kuzeni, yani sevgili Yaşar ağabeyi, nam-ı diğer deli Yaşar.. :)) amcanın beni kapıp bir faytona bindirdiği.. Yıldızların altında bir tur attıktan ve benim imtiyazım sağlandıktan sonra dönülüp evin diğer çocuklarının da alındığı.. O güzel yaz gecesinde cümbür cemaat uzun bir fayton gezisi yapışımız ve yarım yamalak söyleyebildiğim yıldızların altında şarkısını genel istek üzerine as solist edalarıyla söyleyişim... :)))) Çocukluğun büyülü güzel anıları... :)))))
Sarıııııı mimozamsın sen beniiiim....
Hayal bahçesinde gülşeniiiiiiiiiiiimmmm.... :))) diye bir şarkıyı fena halde dilime dolamış bulunuyorsun sevgili Nesriiinnn... :))))
Bu da Zeki Müren şarkılarındaaaannn... :)))
Fuad tasavvuf düşüncesinde kalpteki hayat noktası anlamına geliyormuş... Arapça da kalbin ilk vuruşu.. cenin kalbinin ilk atışı.. Kalbin ilk atışı ile son atışı arasındaki zaman gibi anlamları var.. Yaygın anlamı ilk atış şeklinde.. Tam olarak gönülü karşılamıyor bence.. Gönül kelimesinin hiçbir dilde tam bir karşılığı yok..
Bülbülüm altın kafeste... Sarı gelin... Ferayedir kızın adı... Minyatürler.. Ege türküleri... Aşina halk şarkılarını, muhteşem bir keman ziyafetiyle dinlemek... :))
Bi de bunun iranlı muadili var... Farid Farjad...
Kiraz çiçek açayi
Aykiri dal üstüne... :))
Kayısıyla erikden sonra o da sabredemedi açtı işte.. :)) İçlerinde en ağır abi elma... Ööööle bekliyo.. Onların çiçekleri dökülsün.. O as solist olarak açacak.. ince yeşil filizli minik yapraklarının arasından pembe pembe...
Tam da mevsimi... Mütevazı kır menekşeleri... Koçan koçan kendi halinde mısır menekşeleri... Çok daha gösterişli ve şımarık hercailer... Ve yine o şarkı..; menekşelendi sular............ :)))
safiye ayla şarkılarından birini çağrıştırdı direk....
Menekşelendi sular, sular menekşelendi
Esmer yüzlü akşamı dinledim yine sensiz
Leylâk pırıltılarla bahçeler gölgelendi
İnledi yine bülbül, olmazmış gül dikensiz
Dikensiz gül olmazmış, çilesiz bülbül, Ayşe
Her kuş bülbül olmazmış, her çiçek de gül, Ayşe
Ne bülbül gülü sevdi seni sevdiğim kadar
Ne böyle seven gönül, ne de senden güzel var
İçli bir özleyişle bırak beni yanayım
Gözlerinde gördüğüm rüyaya inanayım..
Dikensiz gül olmazmış, çilesiz bülbül, Ayşe
Her kuş bülbül olmazmış, her çiçek de gül, Ayşe
Nazım Hikmet'in
........
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani....
diyerek mezartaşı niyetine vasiyet ettiği ağaç...
kemanımla ona bir ses verebilseydim eğer
diye devam edip
yarın olsun yarın olsun diye renkler soluyor
neye baksam ne işitsem bana bin dert oluyor
bu karanlık gecelerin olacak mı sonu
Kalbim özlüyor onu
ram pam...
diyen takım elbiseli kravatlı zarif amca.. :))
UYARI: Yaşanan teknik sorun nedeniyle, 1 Nisan 2006 Cumartesi günü gönderdiğiniz / aldığınız mesajlardan bazıları silinmiş olabilir.
Gelen mesajlarımdan bazıları silinmiş benimde..:(((Okuyamadığım kaç tane gitti acaba...? ? ? ..:(((
ŞAKA GİBİ......
ahmet özhan
15.04.2006 - 18:52Hüznün en ince şarkılarından biri.. Çok güzel ve gerçekten de tipik bir Ahmet Özhan şarkısı.....
tereyağı
15.04.2006 - 15:35Kendi kolestrolünün suçunu niye tereyeğına atıyooonn... :)))
Sonuç.. evvet yasak demiycen.. Tereyağı niye kolestrol yapıyo.. Yassah da ondan... :))) yasaklama bak benim gibi... :))) ne kollestrolun kalır ne bişeyiiinnn.... :))))
Zaman zaman kiloyu tavana vurdurduğu halde kolestrolü asla normalin üzerine çıkmayan ve deee bütün sıcak yemeklerini tereyağlı soğukları zeytin yağlı yiyen Eve margarin, ayçiçeği, yok fındık bilmem nesi yok soya zamazingosu....vs sokmayan bir bilen... :))
sabah
15.04.2006 - 14:27Seher vaktini... :)) Ve genellikle bir yolculuğun tatlı heyecanını... :)))
şikayet kutusu
14.04.2006 - 19:17Yanında bir de memnuniyet kutusu olacaksa ne alâ... :)) Elbette şikayetçi olduğumuz şeylere tepki göstermek lazım.. Ama şikayetleri söylemekte canavar olan bizlerin aksi konusunda pek hevesli olduğumuz söylenemez... Aslında çok önemli... belirtilen bir memnuniyetin çalışanları ne kadar motive ettiği düşünülürse.. Hele bu memnuniyet çalışanların üstlerine iletilmişse ve iyi çalışmış olmakdan dolayı ödüllendirilmelerini son derece adil buluyorum... :)))
fayton
14.04.2006 - 18:59Aslında adaları çağrıştırmalı... Ama bana Eskişehir'i çağrıştırıyor...
Beş-altı yaşlarındaydım sanırım... Babamın kuzenlerine misafir olduğumuz, eski sıcak küçük boyutta bir konak olan eskişehir evinde ki büyülü günleri.. Tek ve yalnız çocuk olarak yaşadığım evimizden sonra misafir olduğumuz o kalabalık sıcak ailedeki çocuk bolluğunda kendimi cennete düşmüş gibi hissettiğim bir zamanı...
Hayal meyal bir akşam yemeğiydi.. çiğ börek yapılıp ortaya getirilmişti.. Çiğ böreklerin bazılarının içinde minik beş kuruşlar vardı.. Ve en çok beş kuruşu bulan çocuğun ödülü bir fayton gezintisiydi.. İçinde para olanların yoklanıp önüme sürüldüğünü farkettiğimi ama misafir çocuk olmanın bu imtiyazına hiç de itiraz etmediğimi hatırlıyorum..
Sonra babamın kuzeni, yani sevgili Yaşar ağabeyi, nam-ı diğer deli Yaşar.. :)) amcanın beni kapıp bir faytona bindirdiği.. Yıldızların altında bir tur attıktan ve benim imtiyazım sağlandıktan sonra dönülüp evin diğer çocuklarının da alındığı.. O güzel yaz gecesinde cümbür cemaat uzun bir fayton gezisi yapışımız ve yarım yamalak söyleyebildiğim yıldızların altında şarkısını genel istek üzerine as solist edalarıyla söyleyişim... :)))) Çocukluğun büyülü güzel anıları... :)))))
yıldızları saymak
13.04.2006 - 18:48say say bitmez.... :))))
Ahmet Kutsi Tecer
13.04.2006 - 18:33NERDESİN
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgarlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin.
AHMET KUTSİ TECER
yâd etmek
13.04.2006 - 17:43Sadece anımsamak değil... Sevgiyle özlemle anımsamak, tekrar düşünmek konuşmak.... :))
mimoza
13.04.2006 - 15:02Sarıııııı mimozamsın sen beniiiim....
Hayal bahçesinde gülşeniiiiiiiiiiiimmmm.... :))) diye bir şarkıyı fena halde dilime dolamış bulunuyorsun sevgili Nesriiinnn... :))))
Bu da Zeki Müren şarkılarındaaaannn... :)))
Gönül
12.04.2006 - 15:01Fuad tasavvuf düşüncesinde kalpteki hayat noktası anlamına geliyormuş... Arapça da kalbin ilk vuruşu.. cenin kalbinin ilk atışı.. Kalbin ilk atışı ile son atışı arasındaki zaman gibi anlamları var.. Yaygın anlamı ilk atış şeklinde.. Tam olarak gönülü karşılamıyor bence.. Gönül kelimesinin hiçbir dilde tam bir karşılığı yok..
gergef
11.04.2006 - 10:26Nakış...
Hesap işi olanları var... kanaviçesi... gobleni...
Hesapsız kitapsız gönül işi olanları var... İnce narin...Beyaz işler... Çin iğneleri.. Türk işleri... Antep işleri...
Cihat Aşkın
11.04.2006 - 10:10Bülbülüm altın kafeste... Sarı gelin... Ferayedir kızın adı... Minyatürler.. Ege türküleri... Aşina halk şarkılarını, muhteşem bir keman ziyafetiyle dinlemek... :))
Bi de bunun iranlı muadili var... Farid Farjad...
validenin evlenilecek kız araması
08.04.2006 - 16:47Gerek hasıl olursa, oğlan da valideye koca arayacaksa sorun yok... :)) karşılıklı yardımlaşıyolar demektir.. :))
desen
08.04.2006 - 16:37Resmin namusu....
kiraz
07.04.2006 - 12:56Kiraz çiçek açayi
Aykiri dal üstüne... :))
Kayısıyla erikden sonra o da sabredemedi açtı işte.. :)) İçlerinde en ağır abi elma... Ööööle bekliyo.. Onların çiçekleri dökülsün.. O as solist olarak açacak.. ince yeşil filizli minik yapraklarının arasından pembe pembe...
menekşe
06.04.2006 - 15:26Tam da mevsimi... Mütevazı kır menekşeleri... Koçan koçan kendi halinde mısır menekşeleri... Çok daha gösterişli ve şımarık hercailer... Ve yine o şarkı..; menekşelendi sular............ :)))
bülbül
06.04.2006 - 13:04safiye ayla şarkılarından birini çağrıştırdı direk....
Menekşelendi sular, sular menekşelendi
Esmer yüzlü akşamı dinledim yine sensiz
Leylâk pırıltılarla bahçeler gölgelendi
İnledi yine bülbül, olmazmış gül dikensiz
Dikensiz gül olmazmış, çilesiz bülbül, Ayşe
Her kuş bülbül olmazmış, her çiçek de gül, Ayşe
Ne bülbül gülü sevdi seni sevdiğim kadar
Ne böyle seven gönül, ne de senden güzel var
İçli bir özleyişle bırak beni yanayım
Gözlerinde gördüğüm rüyaya inanayım..
Dikensiz gül olmazmış, çilesiz bülbül, Ayşe
Her kuş bülbül olmazmış, her çiçek de gül, Ayşe
çınar
05.04.2006 - 12:45Nazım Hikmet'in
........
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani....
diyerek mezartaşı niyetine vasiyet ettiği ağaç...
secaattin tanyerli
05.04.2006 - 10:57Siyah beyaz televizyonlarımızda
Seeevdim bir genç kadınıııııı diye başlayıp,
kemanımla ona bir ses verebilseydim eğer
diye devam edip
yarın olsun yarın olsun diye renkler soluyor
neye baksam ne işitsem bana bin dert oluyor
bu karanlık gecelerin olacak mı sonu
Kalbim özlüyor onu
ram pam...
diyen takım elbiseli kravatlı zarif amca.. :))
badem ağacı
05.04.2006 - 10:34telâşe memuru ağaç nolcek.. :)) Yine diğerlerinden önce açmış... :))
vivien leigh
04.04.2006 - 12:19Rüzgar gibi geçtinin o meşhur Scarletti.... Evin perdelerini söküp kendine elbise dikmişti.. :))
laminarya
04.04.2006 - 11:34Yosuuunnn... :)) Denizi özlediiimmm... :)) Deniz kokusu istiyoruuummm.. :))
Nisan
03.04.2006 - 12:33UYARI: Yaşanan teknik sorun nedeniyle, 1 Nisan 2006 Cumartesi günü gönderdiğiniz / aldığınız mesajlardan bazıları silinmiş olabilir.
Gelen mesajlarımdan bazıları silinmiş benimde..:(((Okuyamadığım kaç tane gitti acaba...? ? ? ..:(((
ŞAKA GİBİ......
teyze
03.04.2006 - 11:57Dalgalı bi tanesini benimle paylaşacak.. :)) Ben de olcaaaammmm.. :)))
Toplam 1393 mesaj bulundu