Ünal Antoloji.com

Seher
Sahur
Sabır

adımızı Yusuf mu koysalardı acaba!
belki kuyumuza bir kova sarkıtan olurdu.

Bir polis memuru gelir bulur sizi, asker kaçağısınız diye.
karakolda bir hayli çaba sarfedersiniz, işim var gücüm var zar zor ikana eder,
bir senelik müsade alırsınız. sora düşünür kara kara,
madem geldi başa gidiyim de çıksın aradan diye kararınızı değiştirirsiniz.
nereye düşmüşüm acaba diye biraz araştırırsınız yer KÜTAHYA HAVA ER EĞİTİM KOMUTANLIĞI dır.
nasip der çıkarsınız yola. 470 kişilik bölükten bir Albay sizi çağırır.
bölük komutanı gelir bulur sizi. oğlum.... albay seni çağırıyor, tanıyormusun?
hayır komutanım. aile dostunuz felan mı? bilmiyorum komutanım
henüz askeri kıyafetinizi bile almamışsınızdır. bölük komutanı emir verir,
elbiseleriniz gelir kendi parfümünden üstünüze sıkarak gönderir albayın yanına.
oğlum ölçme değerlendirme kısım amirliğini biliyor musun? hayır komutanım
dışardaki askere söyle seni oraya götürsün görev yerin orası senin.
bölük komutanına söyle benim emrim ile acemi birliğini orada tamamlayacaksın.
yat saatiniz başka kalk saatiniz başkadır.
eğitim çavuşları bir şey söyleyecekleri zaman 3 kere düşünür 4 karar değiştirir.
Ankara'dan bir heyet gelir, Ankara'ya seçilirsiniz usta birliğinde Ankara'da olmak üzre.
ama sizin rızkınız Mardin'dedir bunu ne siz ne de sizi seçenler bilir.
bir üsteymenle tartışırsınız, hakkınızda olumsuz rapor tutulur.
usta askerlerin yeni yerleri açıklandığında Ankara olmadığını görürsünüz.
470 kişilik bölükten Mardin'e düşen 2 kişi vardır birisi sizsinizdir.
Mardin, Kütahya'dan daha da rahat geçer. Tanınası bir kaç kişi tanırsınız ki tanımak şereftir.
Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır siz bilmezsiniz Allah bilir.
ayeti gelir aklınıza.
şükredersiniz Rabb'inize.