Temel Kurt Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

ateşin hükmünde
çeşmi bülbülüdür şimdi zaman

gümüşten atlar ki hiç biri gem tutmaz / aranır durur kim çözecekse kör düğümünü / ve vardığında kan ter içinde erimine / akar alnındaki akıtma, kimseler görmez öldüğünü!

yüzünün atlasında bir unutuluştur ezberim

bir türk ıssız bir adaya düşmüş. yanına ne alırsın diye sormuşlar ona. muhtardan iki adet ikametgah senedi ve nüfüs cüzdan sureti, diye cevaplamış bizimki.

parmaklara dökülen çıkmayan mürekkebin güveniyle geleceğine karar veren bir toplumun demokrasi bilinciyle sevgili sinyali'nin deyişini biraz ...

Her çağ aşkı kendi gerçekliğinde var etmiş ve her çağda aşk için savaşan serseri ruhlar olmuştu fakat kaba hayvani cinsellikten insanın kurtulması bireyin öne çıkmaya başladığı zamanlarda gerçekleşti. Birey kendi varlığının farkına vardığında etrafını kuşatan onu bir çembere hapseden bütün toplumsal ...

bir parça mavilik kes patiskandan
iki heceyle çağır adımı
bak gözlerinin rotasında nasılda köpürüyor deniz
bilirim iz tutmaz sular
söyle neden unutkan bir Cezayir menekşesi gibi değildir anılar…

atesinsesi

bütün katliamlara lanet olsun.

annelerin ninnilerinden
spikerlerin haberlerine kadar
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı.
anlamak sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık
anlamak gideni ve gelmekte olanı...

n.hikmet/946

sen eskiden bir insan mıydın, dedi bir kırlangıç o güvercinlerden birine
hayır, dedi güvercin 'hiç insan omadım ben'.

gün doğmadan
karlar tozmadan
hiç kimse gelmeden gel.

evet göz iziyle bilemeli sevdayı....

öyle bir yerden can veriyorsunki dizelere susup okumak kalıyor bize. sevgiyle

öğretici ve geliştirici bir tartışmanın başlaması dileğiyle sevgili sinyalinin bıraktığı yerden sözü almak isterim.
elbetteki şairin doğuyu ve batıyı birbirine bağlayan bu erguvan şehrini anlatmasında çok sesli bir dilin egemen olması kaçınılmaz.(özellikle anadolu böylesi bir dilin çoğrafyası, inka ...

sığırcık imecesi neş'eler içinde...

kanımca bu dize tek başına bütününden daha derin. ki şiir mallermenin deyimiyle sözcüklerin diniyse eğer uzun yazmak değil böyle yazmanızı salık veririm size

esen kalınız.

yabancılaşmanın şiiri...

hep batıyı ve onun emperyal kültürünü rehber edinmiş cumhuriyet aydınının yıllarca ezber ettiği yol.

özür dilerim ama bana ait olan bir şey bulamadım bu şiir yazma çabasında.

nazımla bitirelim sözü anlatabilmek için derdimizi

dört nala gelip uzak asyadan
akdeni ...

gidişin kurtuluşun olsun
unutulmuş bir çölün mavi göğünde

gölgesine bile can veren dizeler okudum...

'yaban balı özgürlük kokar' bilirim
bilirim nicedir eşek arılarının derdini
bilirim de bulamam ben de
mumların sarı ışıkta parladığı o uzak yeri.

Kendimi kendime yâr ettim ...


işte şairin gerçekliği burada saklı kanımca. ustaca, kıskanılası bir emek

aynayı kırmak için atılmış bir taş ama süngerden

zorlama var. daha kolay yazmanız dileğiyle

-ki firari rüzgarlardır kavak yelleri

vÇocukluğumun maviş figüründen, vişne bahçelerinden, memleketimin türlü türlü hallerine bir uzun yürüyüş şu ömür dedikleri. üstü örtülü geçmişlerin yıldız doyuran düşlerini resmetmişsin yine...


teşekkür ederim

saçlarının arasına karışmış
ve gözlerine zincirlenmiş yatan halim yok mu
gökyüzünde aylak dolaşan kuşlar bile
bilmez bu özgürlüğün tadını

Richard Lovelace

o şarabi yol yorgunluğunu afşar timuçinin dizeleriyle sonlandırmalı galiba...

'Tutku son kalan çocuktur
Pembeleşen sessizleşen sokakta
Yalnızlığın koruduğu ağaçlarda
Akşamın korku gibi içilen karanlığı
Uzun bir yolculuktur'

şarap ki yıllarla sınar demini