Sana bir yazı yazdım, okumak bile istemedin. Merak bile etmedin. Şu saatten sonra varlığınla işim yok, hayalin hala yanımda, o beni terk etmedi.
Seni bir kez sevdim, sözümden dönmedim, sen bir kez sever gibi yaptın, baştan döndün. Anlamıştım o zaman ama hala saklıyorum bunu kendimden. Sen hala benimsin güya, sen bana aşıksın güya, biz birbirimize aidiz güya…
Hoşçakal olacaklar sensiz olsun daha durmam boşluklarında ben….UNUTMUYORUM…Varlığını yanımda hayal etmekten vazgeçiyorum o kadar. Acım en üst düzeyde ve yine ağlayamıyorum övünmelisin bir kadını yerle yeksan ettin diye. Her yere yaz adımı, deki “ben bu kadının hayallerini yerle bir ettim,onu yavaş yavaş öldürüyorum yokluğumla, ondan iğreniyorum, suçu yok, ben çocukken de oyuncakları hep parçalardım”. Alkışlarlar seni, çünkü artık kimse inanmıyor sevgiye, aşka… Boğazımda düğümlü adını anmıyorum sırf gözümden düşme diye. Çok özeniyorum sana, arada bir girip beni ağlatıyorsun, “bu kadar acı az, daha fazla acı çekmelisin” diyip seni unutmamı söylüyorsun. Unutmuyorum, unutmayacağım da, sen bu işe karışma.hiç bir şeyi bilemezsin denemeden, denemezsen sonucu bir gün ağzından çıkacak en acı kelime olur “keşke”. Madem yeniden demekten bile korkacak kadar cesaretsizsin, madem o kadar yüreksizsin, o yüreğe sahip olan kadına hiç haddin olmadan sürekli söylediğin o şarkıyı bir daha söylemeyeceksin “unut beni, unut beni, unut beni…”.
Ağladım, yine senin yüzünden. Mutlu musun? Pişman olmayacağına emin misin? Peki. Sen zaten unuttun. Ben susuyorum, Unutmuyorum ama. Ben seni unutmuyorum varlığında yokluğunu tadarken.
“Seni kendimden mahrum ediyorum” demiştin, bak senim yok, ne haldeyim. Beni yendiğin için mutlu musun? “Beni bununla tehdit etme, beni bilmediğim şeyler korkutur” demiştim, sensizlikten hala korkmuyorum, ne büyük bir acı olduğunu biliyorum çünkü, onun tadını biliyorum, öyle bir zehir ki içime akıttığın yılan bile ağlıyor senin insafsızlığından.
Bir daha sırf kendini rahatlatmak için bana yazmaya kalkma. “unut” deme, kendi saçma sorunlarında aşktan anlamadığını daha fazla kanıtlama, yok kendi içinde çelişiyorsun, yok kendine eziyet ediyorsun, ben çok üzülüyorum……… HİÇ BİRİNİ DUYMAK İSTEMİYORUM. Bana çelişiyorsun deme, hadi ben aşığım 3-5 kez çelişirim öfkenden, özlemimden, sana ne oluyor, sen nasıl çelişiyorsun milyon kere(son konuşmanı ve son zamanda yaptıklarını iyi hatırla)?
Allah aşkına sus aşkı konuşma. Sen aşka saygı duymuyor olabilirsin, onu tatmamış olabilirsin, hepsi senin suçun, bunun için asla izin vermedin ki bana aşk nedir sana göstereyim. O yüzden ya yürekli ol gel, yada saygılı olup sus aşkın karşısında. Üzülüyormuşsun neyime üzülüyorsun benim? Beni bu hale sen getirdin. Üzülme bence utan, bir kadını ağlatan her erkek utansın hatta.
Ölüşümü izliyorsun, hüzünlü bir film sahnesi gibi düşünüyorsun, öyle değil, can acımı aklın almaz senin.
Beni senden mahrum ettin, büyük bir gururla söyledin bunu hatta, hiçbir pişmanlık duymayarak.
Mutlu musun?
Söylesene katilim, mutlu musun can çekişimi izlediğin için?
Sana bir yazı yazdım, okumak bile istemedin. Merak bile etmedin. Şu saatten sonra varlığınla işim yok, hayalin hala yanımda, o beni terk etmedi.
Seni bir kez sevdim, sözümden dönmedim, sen bir kez sever gibi yaptın, baştan döndün. Anlamıştım o zaman ama hala saklıyorum bunu kendimden. Sen hala benimsin güya, sen bana aşıksın güya, biz birbirimize aidiz güya…
Hoşçakal olacaklar sensiz olsun daha durmam boşluklarında ben….UNUTMUYORUM…Varlığını yanımda hayal etmekten vazgeçiyorum o kadar. Acım en üst düzeyde ve yine ağlayamıyorum övünmelisin bir kadını yerle yeksan ettin diye. Her yere yaz adımı, deki “ben bu kadının hayallerini yerle bir ettim,onu yavaş yavaş öldürüyorum yokluğumla, ondan iğreniyorum, suçu yok, ben çocukken de oyuncakları hep parçalardım”. Alkışlarlar seni, çünkü artık kimse inanmıyor sevgiye, aşka… Boğazımda düğümlü adını anmıyorum sırf gözümden düşme diye. Çok özeniyorum sana, arada bir girip beni ağlatıyorsun, “bu kadar acı az, daha fazla acı çekmelisin” diyip seni unutmamı söylüyorsun. Unutmuyorum, unutmayacağım da, sen bu işe karışma.hiç bir şeyi bilemezsin denemeden, denemezsen sonucu bir gün ağzından çıkacak en acı kelime olur “keşke”. Madem yeniden demekten bile korkacak kadar cesaretsizsin, madem o kadar yüreksizsin, o yüreğe sahip olan kadına hiç haddin olmadan sürekli söylediğin o şarkıyı bir daha söylemeyeceksin “unut beni, unut beni, unut beni…”.
Ağladım, yine senin yüzünden. Mutlu musun?
Pişman olmayacağına emin misin?
Peki.
Sen zaten unuttun.
Ben susuyorum,
Unutmuyorum ama. Ben seni unutmuyorum varlığında yokluğunu tadarken.
“Seni kendimden mahrum ediyorum” demiştin, bak senim yok, ne haldeyim. Beni yendiğin için mutlu musun? “Beni bununla tehdit etme, beni bilmediğim şeyler korkutur” demiştim, sensizlikten hala korkmuyorum, ne büyük bir acı olduğunu biliyorum çünkü, onun tadını biliyorum, öyle bir zehir ki içime akıttığın yılan bile ağlıyor senin insafsızlığından.
Bir daha sırf kendini rahatlatmak için bana yazmaya kalkma. “unut” deme, kendi saçma sorunlarında aşktan anlamadığını daha fazla kanıtlama, yok kendi içinde çelişiyorsun, yok kendine eziyet ediyorsun, ben çok üzülüyorum……… HİÇ BİRİNİ DUYMAK İSTEMİYORUM. Bana çelişiyorsun deme, hadi ben aşığım 3-5 kez çelişirim öfkenden, özlemimden, sana ne oluyor, sen nasıl çelişiyorsun milyon kere(son konuşmanı ve son zamanda yaptıklarını iyi hatırla)?
Allah aşkına sus aşkı konuşma. Sen aşka saygı duymuyor olabilirsin, onu tatmamış olabilirsin, hepsi senin suçun, bunun için asla izin vermedin ki bana aşk nedir sana göstereyim. O yüzden ya yürekli ol gel, yada saygılı olup sus aşkın karşısında. Üzülüyormuşsun neyime üzülüyorsun benim? Beni bu hale sen getirdin. Üzülme bence utan, bir kadını ağlatan her erkek utansın hatta.
Ölüşümü izliyorsun, hüzünlü bir film sahnesi gibi düşünüyorsun, öyle değil, can acımı aklın almaz senin.
Beni senden mahrum ettin, büyük bir gururla söyledin bunu hatta, hiçbir pişmanlık duymayarak.
Mutlu musun?
Söylesene katilim, mutlu musun can çekişimi izlediğin için?
Sen hiç görmedin, sonu baştan yazılmış,
Bitti kelimelerim.