İnsan hakkında anlaşılması gereken en önemli şeylerden birisi onun uykuda olduğudur. O kendisinin uyanık olduğunu düşünse bile öyle değildir. Onun uyanıklığı çok kırılgandır; onun uyanıklığı o kadar zayıftır ki, önemsenmeye bile değmez. Onun uyanıklığı sadece güzel bir isimdir ama tamamen bomboştur.
Bir toprağı çevirip, burası benimdir demeye cesaret eden ve çevresinde buna inanacak kadar budalalar bulan ilk insan, uygar toplumun kurucusudur. Kazıkları sökerek ya da hendeği doldurarak hemcinslerine; bu adamı dinlemeyiniz, meyvelerin herkesin olduğunu ve toprağın hiç kimsenin olmadığını unutursanız mahvolursunuz, diyebilecek olan bir başka adam; insanlığı ne kadar suçlardan, savaşlardan, yoksulluklardan korumuş olurdu”.Jean-Jaques Rousseau
Aşk dili tamamen farklıdır, kendi egomla ilgilenmem, seninle ilgilenirim. Bir şeyi kanıtlamakla, egomu güçlendirmekle ilgilenmem. Sana yardım etmekle ilgilenirim, büyümene yardım etmek, dönüşmene yardım etmek… Yeniden doğmana yardım etmek bir sevecenliktir. Aşk dilinde söylenenlerse o kadar önemli değildir. Daha çok söylenmeyen önemlidir. Taşıyıcı, sözcük önemli değildir. İçerik, mesaj önemlidir. Bu bir yüreğin diğer bir yürekle sohbetidir. Zihinle zihnin tartışması değil. Bu bir münazara değildir, bu bir paylaşımdır.
Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve anarşist olan insanlardır.
Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar.
Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar…
O kendisinin uyanık olduğunu düşünse bile öyle değildir.
Onun uyanıklığı çok kırılgandır;
onun uyanıklığı o kadar zayıftır ki,
önemsenmeye bile değmez.
Onun uyanıklığı sadece güzel bir isimdir
ama tamamen bomboştur.
Bir toprağı çevirip, burası benimdir demeye cesaret eden ve çevresinde buna inanacak kadar budalalar bulan ilk insan, uygar toplumun kurucusudur. Kazıkları sökerek ya da hendeği doldurarak hemcinslerine; bu adamı dinlemeyiniz, meyvelerin herkesin olduğunu ve toprağın hiç kimsenin olmadığını unutursanız mahvolursunuz, diyebilecek olan bir başka adam; insanlığı ne kadar suçlardan, savaşlardan, yoksulluklardan korumuş olurdu”.Jean-Jaques Rousseau
Aşk dili tamamen farklıdır, kendi egomla ilgilenmem, seninle ilgilenirim. Bir şeyi
kanıtlamakla, egomu güçlendirmekle ilgilenmem. Sana yardım etmekle ilgilenirim, büyümene
yardım etmek, dönüşmene yardım etmek… Yeniden doğmana yardım etmek bir sevecenliktir.
Aşk dilinde söylenenlerse o kadar önemli değildir. Daha çok söylenmeyen önemlidir.
Taşıyıcı, sözcük önemli değildir. İçerik, mesaj önemlidir. Bu bir yüreğin diğer bir yürekle
sohbetidir. Zihinle zihnin tartışması değil. Bu bir münazara değildir, bu bir paylaşımdır.
Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve anarşist olan insanlardır.
Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar.
Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar…