Utanmak ne güzel bir hasettir. Hâyânın hepsi hayırdır. Ve hâyâ ancak hayır getirir. Hâyâ imanın dallarından bir daldır. Her dinin bir ahlakı vardır. İslâm’ın ahlakı da hâyâdır. Haya duygusu kaybolan kimsenin kalbi ölür. İman çıplaktır. Elbisesi takva, süsü utanmak, meyvesi ise ilimdir.
Utanmak güzeldir. Utanmak kadınlarda olursa daha da güzeldir. Haya imandan, arsızlık cefadandır, Utanmak yetmiş bölümdür ve utanmak imandandır. Hâyâ insanların gözlerindedir. Yani göz gözden utanır. Utanç duymamak kadar utanç verici bir şey yoktur.
Kötü insanları görmek artık beni şaşırtmıyor, ancak utanmadıklarını görünce şaşırıyorum. Allah bir kalbi, kendisinden hâyâyı gidermekle cezalandırdığı kadar hiçbir şeyle cezalandırmamıştır. Her şeyin kendine yakışan bir ziyneti, bir meyvesi vardır. Hâyânın meyvesi de hayırdır.
Yusuf Bin Esbap diyor ki: “Biz öyle kimseler tanıdık ki onlar, Allah’tan cenneti istemekten hâyâ ederlerdi”. Bugün utanabilmeyi Allah bazı kullarından kaldırmış olmalı ki bu kadar utanmaz insan kılıklı türemiştir. Elmanın bile yüzünün kızardığı bir zamanda, insanların yüzünün kızarmaması ne kadar acıdır.
”Haklı bir fikrin meyve vermemesi mümkün değildir”, diyor Tolstoy. O zaman aklıma demek ki; bizim fikrimizin de meyvesi bu demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
İnsanın utanmaz gözden, kızarmaz yüzden başka sermayesi kalmamışsa onun yapacağı sadece hâyâsızlıktır, arsızlıktır. Allah buyuruyor ki; ne mutlu o kullarıma ki benden hâyâ ederler de yalnız kaldıkları zaman günah işlemezler. İnsanların bir kısmı
O güzel güller şahı güller ile bezeli. O aşıklar ceminin nur bezenmiş güzeli.
Yine gönül yareli ol resulu özlerim. Hasretiyle doluyum bir pınardır gözlerim.
Her dem gönül hanemde hasretin çilesi var. O sevgili Resulu gönlümün göresi var.
Sana sevdalı gönül sana sevdalı baştan. Sırf ben miyim yaş döken inilti gelir taştan.
Bu sevda beni böyle alıp savurur yelde. O mübarek teninin kokusu açan gülde.
Ey Rabbim yalvarırım erdir beni sürura. Kavuştur efendime aydınlık şaçan nura. Serdaroğlu hak yola düşmüş yürüyüp gider. hak yolun yolcusuna Resul şefaat eder.
Selamunaleyküm, dostlar buluşma yeri
Utanma Yüzsüzlüğü -Mensuriye-
Utanmak ne güzel bir hasettir.
Hâyânın hepsi hayırdır.
Ve hâyâ ancak hayır getirir.
Hâyâ imanın dallarından bir daldır.
Her dinin bir ahlakı vardır.
İslâm’ın ahlakı da hâyâdır.
Haya duygusu kaybolan kimsenin kalbi ölür.
İman çıplaktır.
Elbisesi takva, süsü utanmak,
meyvesi ise ilimdir.
Utanmak güzeldir.
Utanmak kadınlarda olursa daha da güzeldir.
Haya imandan, arsızlık cefadandır,
Utanmak yetmiş bölümdür
ve utanmak imandandır.
Hâyâ insanların gözlerindedir.
Yani göz gözden utanır.
Utanç duymamak kadar
utanç verici bir şey yoktur.
Kötü insanları görmek artık
beni şaşırtmıyor,
ancak utanmadıklarını görünce şaşırıyorum.
Allah bir kalbi,
kendisinden hâyâyı gidermekle
cezalandırdığı kadar hiçbir şeyle
cezalandırmamıştır.
Her şeyin kendine yakışan bir ziyneti,
bir meyvesi vardır.
Hâyânın meyvesi de hayırdır.
Yusuf Bin Esbap diyor ki:
“Biz öyle kimseler tanıdık ki onlar,
Allah’tan cenneti istemekten hâyâ ederlerdi”.
Bugün utanabilmeyi Allah
bazı kullarından kaldırmış olmalı ki
bu kadar utanmaz insan kılıklı türemiştir.
Elmanın bile yüzünün kızardığı bir zamanda,
insanların yüzünün kızarmaması
ne kadar acıdır.
”Haklı bir fikrin meyve vermemesi
mümkün değildir”, diyor Tolstoy.
O zaman aklıma
demek ki;
bizim fikrimizin de meyvesi bu
demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
İnsanın utanmaz gözden,
kızarmaz yüzden başka sermayesi
kalmamışsa
onun yapacağı sadece
hâyâsızlıktır, arsızlıktır.
Allah buyuruyor ki;
ne mutlu o kullarıma ki
benden hâyâ ederler de
yalnız kaldıkları zaman günah işlemezler.
İnsanların bir kısmı
Peygamberimiz Hz. Muhammed
Abdullah ve Amine’den olma
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed.
Beşyüzyetmişbir de doğma
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed.
Hak dini Íslâmı kurdu
Dünya’yı berekete boğdu
Kardeşliği, dostluğu yaydı
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed.
Dört Peygambere dört kitap indi
Davut’a Zebur, Musa’ya Tevrat
Ísa’ya Íncil, son Peygambere ise Kur’an
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed.
Peygamber soyundan dört halife
Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali
Adalet, sabır tüm mevlanın malı
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed.
Mekke’den Medine’ye yürüdü.
Altıyüzotuziki de gözünü yumdu
Müslümanlara Kâbe’yi kutsal kıldı
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed.
O GÜZEL GÜLLER ŞAHI......
O güzel güller şahı güller ile bezeli.
O aşıklar ceminin nur bezenmiş güzeli.
Yine gönül yareli ol resulu özlerim.
Hasretiyle doluyum bir pınardır gözlerim.
Her dem gönül hanemde hasretin çilesi var.
O sevgili Resulu gönlümün göresi var.
Sana sevdalı gönül sana sevdalı baştan.
Sırf ben miyim yaş döken inilti gelir taştan.
Bu sevda beni böyle alıp savurur yelde.
O mübarek teninin kokusu açan gülde.
Ey Rabbim yalvarırım erdir beni sürura.
Kavuştur efendime aydınlık şaçan nura.
Serdaroğlu hak yola düşmüş yürüyüp gider.
hak yolun yolcusuna Resul şefaat eder.
href=http://www.simliresim.com>