Sevgül Bahar Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Bir başka…

Görmedim hicran, hayranım neşen bir başka
Desem öyle kal, ağlayan sözüm ulaşır mı câna
Ne söyler bilmem bütün bulutlar, her biri bir yana
Baksam, bulutsuz ay yüzün gülüşü bir başka…

Ne de ince sözlerin söylesem, bir başka
Olmasın istemem yüreğim bir yanda, ben bir yanda
Sö ...

Bir bahar…

Her esen rüzgarda ben
Her ekmeğe hasret çalan sen
Yağmur sesimde yağarken
Yedi tepe aşkın duyarken

Bugünde gece, geçti böyle
Sevdalardan söz et gene
Bir umut konsun aşka gebe
Konsun yarınlar pencereye

Düşmeden kar damlara
Yine söyle aşkı sabahlara
Bir bahar tak yakama
K ...

Feryadım…

Bıraktım nehre yüreğimi
Sadece coşkun su sesi
Götürsün saman çöpü gibi
Düşünmeden hiç bir şeyi

İstemem aşktan başka
Filizlenmiş çocukluğumla
Bir şey söylemeden yalnızca
Yaşat gönül toprağında

Bahar serp gonca gülüne
Kalmışım kendi kendime
Yüreğim dikenler içinde
Feryadım ...

Senli…

Yüzüm gözüm toz içinde
Aşkım paslanmış içimde
Sözlerim üşümüş dilimde
Gönlüm hepten kül içinde

Yağmurlar çağır senden
Yaralanmışım ol merhem
Yüreğim sebepsiz titrerken
Çevirmezsin yüzün benden

Göğe arkadaşsa denizler
Hep hüzün değil türküler
Aldatmasın cânan seni eller
Elbet ...

sözde ağlar.…

Yamaçlardan inip gelmese
Nasıl olsun, gönlü bulmasa dere
Kayaları kırıp toprağa serpe
Ki boyunca yeşerip hasret çöke…

Filizlenmiş, dallarda yaprak
Toprağın sesinden aşkı duymak
Rüzgarın getirdiği sevda sıcak
Sanki hayatı unutup yaşamak…

Çizilmemiş sabahlar çağırır
Dünle ...

öylesiz böylesiz…

Bilmem neden
Gündüzü dürüp gelmedin
Aşk hicrân telinde mi cânan
Serip gönlü câna gelmedin

Bilirisin bilmem bilmeyi
Olmasa söylemem sözün meyi
Derdin “aşk vurmalı gönül teli”
Şimdi mi? ahh..gönül virân yeri


Öylesiz böylesiz sevgidesin sen
Bir neden çağırmaz peşin ...

O da benim…

Şu viran gönlüm güler mi bilmem
Yalnızlığım selam verdi köşeden
Bakışlarımdan anlamalıydın sen
Sessiz sözlerin tutuştuğu yerden…

Topraklar saçıyorum başıma
Sıcak çöller yaklaşıyor yanıma dostça
Sanki gidecek yerim yok başka
Bir görüş günü isterdim oysa…

Zincirler elimde, ...

Derle…

Derle bizi cânan derle
Dağıldı gönlüm pârendi senle
Gelem dedim zincir elde
Aşk demde, ne gelir elde

Gönül oku yayda
Şu elim ayağım nasıl isyanda
Yitirmiş değilim yüzüm ayda
Umut düşleri sevda yolunda

Aşk, sessiz coşku, saklı bağrımda
Zaman keskin kılıç başımda
Derle zama ...

Elbet.…

Tutunduk aşka gönül boyunca
Yaşamak için zamanın kıskacında
Umut ki umut, yüce dağlarla
Hemen sıralanmış ardı ardına

Göç ettik güneşin ilk ışıltısına
Bize dost parıltısında
Vurulup düştük gönlün patikasına
Hemen sen yanımızda

Sen söyle toprağın gülü
Nereye koştu gitti dün, sa ...

Rüzgarlara…

Bir söyle gönlün ne yanda
Alıp gittin mi başını dağlara
Baksam bulunmaz yana yakıla
Aşkım kalakaldı yamaçta

Korkarım geri gelmez gözlerin
Saklar ışıltısını yüreğin
Yol bulup ta inilmez derin
Korkarım dönmez düşlerin

Göreydim gönlün içerden
Bir yol arardım yine senden
Bi ...

Sesi gelir…

Nasıl oldu, ne olur söyle
Neşeden bî haber olduk böyle
Yine daldık gittik hüzne
Kim suladı da dallandı, niye
Görünür oldu pencerede

Gelsin saklamış gülüşler
Açılsın aşka denk düşler
Güneşlenip yıkansın gölgeler
Dolsun da gönüller
Tutuşup aşk bulsun ateşler

Ne olmuş mevsi ...

Senden…

Dağlarda kayalar delip akar dereler
Günler geçer geçerde yüreğim deler
Sevdam viran gönlümden aşkı eler
Vurulmuş zamanlara yârim neler der

Geçer desem de geçmiyor günler
Su gibi akmıyor gün,özlem bıraktı dünler
Sıla olmuş ağrır, sormaz tabip nereler
Halim bakıp herkes, bakıp ...

Yoksa.…

Gece koşup seherlenip gelmez mi yârimiz
Mevsim güz olsa da sanma açmaz çiçeklerimiz
Vallâhi serap değil aşkla dolu vâdimiz
Yoksa kar mı yağdı da dondu kaldı ahdimiz

Ey yârim şu gönlüm ayrılık çektiyse ne olmuş
Vefâ yüreğime gelmiş bağdaş kurmuş oturmuş
Hasret yüklenmiş gözlerim sö ...

Ay ışığı düşmüş…

Ay ışığı düşmüş şimdi yüreğime
Gözlerin kadar inmiş derine
Her günden başka söyleyişte
Başka dilde yine başka seslenişle…

Solan bahar, geldi yağmurla sonbahar
Kardelenlerin toprakta saklı merhâbası var
Sandıkta bohçalanmış bütün umutlar
“Selâmımla bir, bir açılsın” deme ...

Bin fazlası…

Sözlerin ne güzel hepsi benimdir
Basarım bağrıma hepsi ciğer pâremdir
Aynada gördüm sanki kendimi
Her harfi yüreğimin kara rengidir…

Merhamet güneşi doğmaz mı dersin
Derde derman uğramaz mı bize de gelsin
Deysin aşk elin yüreğim senin
Aklansın kara yüzüm, kara benimdir….

...

Ne olur getir…

Felek yâri getir câna seherden
Yoksa aşk mı ektin bize ezelden
Gönlümü hayran eden güzelden
Felek, getir yâri vakti seherden

Aşkınla yanan toz içinde sesi
Titreyen yüreğimin ellerimde teli
Sessiz seslenen gönül değirmeni
Suyun devranda dönen bekleyişi

Benden hesap sorsa ...

Her birini isteriz…

Kim söyler bayram gününden
Sen bayramsın yâr, bize ezelden
Yandıkça yanar aşk kandilden
Yine senle gülecektir aşk ebeden

Bayramlığımız gönlündeki yüzümüz
Kaptık getirdik elinden işte çocukluğumuz
Ancak öyle dopdolu olur coşar gönlümüz
Bak elimiz boş, bugün harçlık gün ...

Bende….

Sen güneşin gül hâresinde
Bense hasretin virân leylinde
İşlenmemiş bir gönül bırakma bize
Koşmak ne güzel aşkının peşinde

Bende güleyim şarabın lâlinde
Sen koşarken neşeyle önümüzde
Gönül aşkın yürüyüşünde
Kalmasın yüreğimiz uzak çöllerde

Gel yüreğim işte
Uzak değil hepsi ...

Geçer…

Deryada sular dinlenir geçer
Geçer de günler insan çöker
Ayırır değirmen devran döner
Ömür pek kısa eylemez geçer

Aşkın bağında açılır güller
Birinden ötekine sevdalar siner
Esse ahh, bize tozu da yeter
Ağlasam inlesem bu bana yeter

Açıp baksam gözüm geriye
Bahçe diye gölgelen ...

Başka ne ister…

Ne ola ki aşktan başka dileği
Ekmekte kokusu gönlünde yâri
Görmeseydi toprakta inciyi
Bulurdu bir şeyler isterdi belki

Gönül zayıf biçare taşımıyor
Eksem yüreğime durmaz düşüyor
Bilmem neden derdim dinmiyor
Yârdan başka istemeyi bilmiyor

Onda durulur aşkın bitmeyen r ...

Ne dersin…

Hâre, hâre açar gülün yaprağı
Her yaprağında bir yıldız saklı
Gönül kubbesinde kandil yağı
Nârı renginde, can yakan hârı…

Telinden rebâbın hasret iniltisi
Aşktan, bir nefeslik taksim mi
Olmasın, hicaz bestenin kilidi
Sanki, uçsuz dermân-ı mûsiki…

Saadetin ismine aşk mı de ...

gelmez güzün…

Yaylanın dibine kurulmuş kervân
Gelen hayransa geçende hayrân
Uzatmış da ellerin canlara eyvân
Açmış aşk sofrası katar câna cân…

Uğrasam bende bir çaylık zaman
Dereler yoldaşım, gönülde aman
Olsa yokuş, aşk gönlüme derman
Atsam suya bahtı,aklar mı kervan…

Kadrin bilmey ...

Şükür….

Seni aşk ilinden sordum nerdesin
Söylemedi aşk dilinden söyledim
Böyle cefâ böyle vefâ görmedim
Yine söylemedi, kül olup geldim

Bulamadım uçsuz çölden başka yer
Dar geldi dünya gözüm yaşı sel
Bir alınlık yer istedim ne olur ver
Şükür başım koyup kul olup geldim

Cânan getirmez ...

Mevlâ kerimdir…

Şu gönlüm gül ile gülşen ilinde
Niye kaldım geçit vermez dağlar içinde
Yol bulup da seher vaktinde
Koşup gelsem âh ile aşkın izinde

Aman vermez virân benimle
Bîtap düşürür bir nefesten ötekine
Bağlar zincir ile zindan elime
Varsam düşünmem kırılır mı diye

Hey gönlüm y ...