Sevgül Bahar Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Kalsın...

Neden saklarsın yârim seni senden
Deniz bize emek verirken
Ne olur bulutları sürükle gel
Hem aşkla benzersiz bir merhaba gönder...

Bilirsin,
Güneş doğuca ışıklar söner
Bütün lambalar ona sarılır, öper...

Yüreğini alıp gitme
Yarında olur belki kırmızı
Bir kadehte, bir bahçe ...

Hadi Gel Yine...

Günler böylece geçer mi öylece
Gündüzün resmi çizilse
Dolar mı geceye...

Kimi, hüzün çöker vagonlara
Sanki doru at
Koşuyor ovaların üstüne...

Kimi ekmek, kimi hasret
Almış sırtına koşuyor
Her biri başka öyküye...

Selâma durmuş yine aşk
Belki bahara el sallıyor
...

Gezer…

Bülbül ağlar zârı, gül nâzı endâm edip gezer
Aşık düşmüş toprağa canım, sanki dalda gazel
Gün ola ağlar gün ola bilmez söz, dilsiz sezer
Can ân içinde gâhi gülistân gâhi çöl olup gezer…

Gözlerim temaşada, seyirde dağ taş ova gezer
Bilmez ki kimse yüreğimiz bir dil-keş de gezer
...

Her Nefes...

Yüreğin,
Bu aşkın resmini çizsin mi söyle
Sayısız renk cümbüşü içinde…

Aşkın yolu bize uğradıysa,
Öyleyse,
Bizi sen görüp gözet demedeyim bende…

Ey;
Nârıyla aşkı pervâne gezen yârim
Doğup selâm verdiğim bütün sabahlar
Hiç biri bir tarafa bakmadan
Yalnız sana

Ama değ ...

Değilim Ama…

Sanki dünmüş
Dünde zaman zamanda dün
Ne ki değişen ey sevgili gün
İşte nârıyla çağırıyor
Bizi kırmızı gül…

Olsaydım burada
Mutlak gelirdim
Mutlak koşar gelirdim aşkla…

Kendimi bile almadan
Hiçbir yana bakmadan
Beklemeden sabahı
Bekletmeden akşamı
Nede kadehte kımızı ...

Ben Bilmem….

Bir gün bizimle kon şu göçen
Kervan molasında…

Bağdaş kurup otur bir gün
Sadece sen ol, sen anlat
Bizim gönül soframızda…

Bahçemizin toprağına bir bak
Bir gör olurmu bunda bir nesne
Açılırmı buradan bir yol
Bakarmı güneş bir kerede bize
Ağlasam döğünsem düşsem dizine… ...

Bu ses…

Bizi çağıran
Mutlak seher rengi olmalı

Görünen bulutları
Kül bilirdim evvel

Oysa,
Değil imiş senin baktığın günden

Yoksa,
Gözlerim acep gri oldu da
Oldu solmalı birden…

Bu ses,
Sessiz yürüyen aşk olmalı
Gönlü alıp götüren
Mavi rüzgar, bilmem ki nerden olmalı

Bu ...

Bilemedim...

Doluyor renk renk bir katrede deniz
Zaman akarken hem de zaman içinde
Kim yaktı ki bu ateşi ey cânanı nergiz
Sarıyor bin bir raksında devrân içinde...

Vurulmuşum, vurulana gün, gün bakar
Bilemedim ben ölen hangimiz gül içinde
Hüzün bize gelmiş aşkım, ne kalender
Ağla ey ...

Olmamış haberimiz...

Akşam olmuş
Olmamış haberimiz…

Dostlar el vurmuş maviye
Sarıya bakmış kırmızı karanfil
Çıkarmış bizi, bahçeden kader…

Derlemiş toplamış
Süpürmüşüz yüreğimizi
Ve sürülmüşüz
Ama haberimiz olmamış....

Sofrada bardağımız yarım
Meydanda garib aşkım...

Yarına;
...

Neredesin…

Kimsesiz değilimki ben
Olsamda öksüzle beraber yetim
Öyleyse kim engelliyor
Benim seherle raksımı
Çekil bulut göreyim
Yine kendi gözleriyle aşkımı…

Benim her nefesim sen olsan
Sesim yine yankılanır neredesin
Sen gözüme bakıp
Buradayım demedesin
Oysa birini dahi duymadım ...

Giden Gitti Gelen Bir...


Bakarken mavide
Yalan olurmu
Ben değilsemde
Masumdur belki
Gör uzanan elleri
Zamana yenik düşmemiş hâlâ
Umut yüklü kaderi oku
Avuçlarımda resimdir çizgileri…

Bugün hava güzel dedi birisi
İnandım, inanmalıyım
Bulutlar ardı saklı güneş
Sadece perde
Bakışlar ...

Aşk Gele....

Pencereye yasladım gözlerimi
Yoldaşım, saksıda mor menekşe
Gel gir diyor benim dünyama bir kere
Onunda bir sevdası vardır elbette...

Yetişin ey yıldızlar ha diye
Derman saçın ne olur geceye
Bir mavi sürün şu viran gönlüme
Hasret atı yine gidiyor dolu dizgine...

Ama yoğu ...

Bugün...

Gel şu çileyi sar bugün
Bir çocuğun gözyaşında kal
Esen fırtınadır kabulüm
Bu yıl bereket yağar dedi bağcı
Gel meyhanede kal bugün…

Derde dert sarıp derde kalan
Talan olupdur dünya, talan bugün
Aşkın pervazı açık diyorsan her gün
Görmez mi yüreğim, yâr bu sensen
Has bahçe ...

Gece....

Gece ellerinde ağladı yine
Şehir uyurken yıldızların beşiğinde
Hani oturup ta biz
Eski bir meyhanede
Türkülerde paylaşmadık mı aşkı seninle...

Ama ne yaparsın ki
Kesmişse kader oku gidiş dönüşe
Yârimiz ki yüreğinde bileti bize
Özrümüz olsun bizimde
Kalamadık bir kartalın kı ...

Gelin...

Gök güler
Özgür bakan yaş kalır
Durur zamanda değirmen
Nehir akar elbet taş kalır...

Bırakmışsa seven gönül
Devran bize gülüp kalır
Ve silinmiş bir mezar taşında
Belki isimsiz aşk kalır...

Çiçekler ekende
Kan ter içindedir yürekte kenet
Tırpan vurup kesende
Uzanmış öyl ...

Bir Yerlerde...

Aşk, sevdam var sana
Hasretim var
İçim hüzünle bakıyor bana
Şu sigaranın dumanı da olmasa
Külden nasip yok sanki bana...

Acıları sarıp sırtıma
Oturdum yalnızlığımla
Avuçlarında sımsıkı saklı dua
Öylece bekliyorum bir kavşakta...

Sordum birine
Geçiyor mu acaba yarın ...

Sevdiğim Kar....

Dışarıda kar
Öperken toprağı
Ve başımdaki aklar gibi
Koşarken zamanın önünde
Doldururken gözlerimi
Sıcak bakışlı
Gönlümdeki yâr güldü sanki...

Elinde beyaz bayrak
Teslim aldı bütün ağaçları
Eyerken başını, yeşil dalları
Düşerken mütevâzi
Huzurlu bir bahçenin sesi ...

Şu Güne...

Neden keder ekiyorsun
Sanki tuz gibi
Şu güne...

Yine bıraktın
Beni kendimle
Çevirip bakışlarını
Başka tarafa...

Oysa ne yaparsan yap
Göreceğin benim
Her kapının tozunda
Eşik kenarında...

Elinde kılıç nereye
Birde yanık türkü dilinde
Nereden çıktı böyle
Bir an d ...

Hani...

Neredesin!
Hani söz vermiştik senle
Denizin kenarında
Güneşin alnında
Ölümüne!
Hem de konuşmadan bir kelime
Ölmeyecektik ikimizde...

Ama..

Ceketsiz çıkma
Havanın tadı yok
Yalnız kalmış geceye arkadaş
Adımlıyor elinde çıra...

Mehtabın yüzünde
Yağmur giymiş bulutlar
Çocuklar oynamıyor sokakta...

Ama dersen ki sen
Yok bunda bir mana...

O zaman ver gitsin
Bir gülümseme
Sen bırakmazsın kapıda...

Belki de...

İçimdeyse eğer sessiz dün
Öyleyse
Ne edeyim bıraktım bende
Gelen yağmura dün...

Keşkeleri atıp bir kuyuya
Hele can şarabına
Gül şarabına
Yürüyorum
Ey yeni gün sana...

Ki derbeder akşamlardayım
Ben, selâm size...

Bağdaş kurdum yâr ile
İşte tamda bu meyhaneye
Koş ...

Sen Gibi...

Kapıyı çalan bahar olmalı
Yanında çiğdem bakışlı
Mor dağlar...

Uzaklaşan kara düşler
Kaçan yıldızlar
Gelen kırmızı güneş olmalı...

Hadi sür şarabı ocağa
İkramın olsun buda senden yana
Mademki kurulmuş sofra
Yâren dediğin sen gibi olmalı...

Gel Bu Tarafa...

Bakışların hüzünlü değil
Saklama
Bana mı öyle geliyor yoksa
Bırak kendini rüzgara
Acı cancâzıma
Gel bu tarafa...

Doğup büyükte ne oldu
Sanki bir aşık kemiğine doldu
Bırak zamana kendini
Acı yâri canıma
Hadi gel bu tarafa...

Bitmez bu mehtabın seferi
Dalgalı deni ...

Sabah...

Sabah
Sarıldı boynuma
Senden haber sordu bana
İyidir dedim gamdan yana
Unutmuş gülmeyi
O zamandan bu zamana...

Sabah
Oturduk bir parkta
Soğuk bir yanda
Çay öbür yanda
Senden seni sordu bana
İyidir dedim kederden yana
Yasak etmiş
Kapatmış kollarını
Sarılmaya
O zamandan ...