gönül, yeniden merhaba demez mi aşka sevgin, davetiye çıkarmaz mı bizden yana şu, kelebek kadar ömrümüzde aşk varsa değişmem, binlerce yıl aşksız yaşamaya…
bir an, düşünmek olmasın bize sensizliği sevmek güzel imiş, seni sen diye sevmeyi ekmeği, aşı, nimeti, oturup senle yemeyi ...
dur, bir nefes dahi bırakma bizimle bizi ah, toz olmak vardı,aşkın yolunda şimdi nehrin âhenginde, bir kuru yaprak misâli dalgalanmalıydım, oradan oraya melâmi…
düşmeliydim, bir parça kuru toprak gibi sebepsizce, bir kuşun gagasından şimdi er ...
hüznü yakıp, kül ettin işte, sevinç geldi eskisinden bin fazla işte gökkuşağının rengi hem, yeni renklerle yer buldu gökyüzünde belki vardı da, fark etmemişim belki de…
hani var ya, kardelen çiçeği, şimdi mevsimi üstünde olsa da beyaz örtü, selâm vermeli rengini aldı ...
sen, yağmurlu bulutların, yükünü çekerken mutlulukları,son damlasına kadar yaşarken kederi, derin kuyulara atıp, gömerken sen bir gün neden demezsin, bilmez miyim ben…
bir tutam ipi, hazine gibi tutarsın, umut diye beyaz rüyalarımı, paylaşırken sen, benimle yüzümüze hüzün düşse,çırp ...
susmak haram imiş, bülbüle toprağımız yanarken, yağmur diye gülün sesi gelir, inceden inceye yârim, aşkın sığmasa da heceye nişaneler var, nişaneler niceye….
tutup getirsem yıldızı, senin yerine sanır mısın, ışık versin geceye sözü söylesen rüzgara, sehere taşır değil, güç ...
Can Kardeşlerime...
İbrahim Ethem Bingül
19.12.2005 - 12:30yeniden…
gönül, yeniden merhaba demez mi aşka
sevgin, davetiye çıkarmaz mı bizden yana
şu, kelebek kadar ömrümüzde aşk varsa
değişmem, binlerce yıl aşksız yaşamaya…
bir an, düşünmek olmasın bize sensizliği
sevmek güzel imiş, seni sen diye sevmeyi
ekmeği, aşı, nimeti, oturup senle yemeyi
...
Can Kardeşlerime...
İbrahim Ethem Bingül
19.12.2005 - 12:29daha nice düşler…
şarabın lâlinde, daha nice düşler var, nice düşler
yaprak kımıldamayan havada, dolaşırken esintiler
gönülde dalgalandı, yaprak misâli perdeler, tüller
hep, seni tarif etti bize, hep, seni söylediler…
sevgiden, aşktan söz etmesine ettim de ben
değil idim, perdeye sarhoşça ...
Şahaserim...
İbrahim Ethem Bingül
16.12.2005 - 16:34beyaz düş…
beyaz bir rüyanın düşündeyim
notasız bestenin sesinde kalbim
bir gülüş, bir merhaba, hepsi bu
yüzüme düşenken eriyen su…
bir hayal değil, bir umut olmalı
her an gönlüm, senle dolmalı
kanat çırparken yüreğim, aşka
olur mu kalsa, senden başka…
yıldız, yıldız parlayan, beyaz ...
Şahaserim...
İbrahim Ethem Bingül
16.12.2005 - 16:32hep umut…
benim dileğimin, ne önemi var
bu,senin rüyan olsun,benim olmadığı kadar
senin isteğinin beyazında yağsın karlar
sensiz bana ne gün, ne güneş bakar…
yaşamak, güzelse de aşkın gölgesinde yâr
fakat benin değil, senin aşkında yanmak var
işte o zaman, bu garip gönlümüzde açar bahar
...
Bir Damla Su...
İbrahim Ethem Bingül
15.12.2005 - 14:47bakış…
bazen, bir bakıştır hayat
gerçekle, hayal arasında
ve hiç bir adı olmayan…
anlatsan, anlatamazsın
bütün terazileri getirsen, tartamazsın…
saklayayım desen
arayıp tarasan, yer bulamazsın
bazen, bir bakıştır hayat
hayattan, belki bize tek kalan hayat...
Bir Damla Su...
İbrahim Ethem Bingül
15.12.2005 - 14:47değil mi…
selâm uzakların sesine, selâm yine
binlerce selâm, yakın nefesine
bütün mevsimler açar, senin yüreğinde
kulak versem, sen yüzünü çevirdiğinde
rüzgarın, sesi duyulur yaprağın diliyle…
mahsen, aynı mahsen mi ne olur söyle
o eşsiz asırlık çınarın gölgesinde
duruyor mu yerinde, ...
Severken İncitmesin Sözlerin...
İbrahim Ethem Bingül
15.12.2005 - 09:39aslında…
dur, bir nefes dahi bırakma bizimle bizi
ah, toz olmak vardı,aşkın yolunda şimdi
nehrin âhenginde, bir kuru yaprak misâli
dalgalanmalıydım, oradan oraya melâmi…
düşmeliydim, bir parça kuru toprak gibi
sebepsizce, bir kuşun gagasından şimdi
er ...
Eğilmeli Başlar...
İbrahim Ethem Bingül
13.12.2005 - 13:30sadece…
ey yârim;
söylerim, dil bensem söz senindir
içerim şarabı her dem, kadeh bensem
şarap senindir..
yürürsün toprakta, ovada, yaylada, canda
ve coşan nehirsin, dağlarda
toprak sensen, toz benim…
eğilip baktığın sular sensin yâr, sensin
yüzünde dalgalanan mavi, gökkuşağının ren ...
Eğilmeli Başlar...
İbrahim Ethem Bingül
13.12.2005 - 13:29sebepsiz…
yıllar geçer, aylarsa günlerin ardı sıra
sevgiden başka yok, arkadaş bana
ey gönlüm, açma yara, açma yara
şu dünya, hepsi, hepsi dört sultanlık sıla…
yürü gönlüm yürü, işte aşkın, aşk yolu
eğer aşksa, mutlak cenneti aratmaz sonu
severim, severim ben karşılıksız onu
evsizim, yur ...
Yüreğime Yazdım Seni...
İbrahim Ethem Bingül
12.12.2005 - 13:51yeter ki sen söyle…
hüznü yakıp, kül ettin işte, sevinç geldi
eskisinden bin fazla işte gökkuşağının rengi
hem, yeni renklerle yer buldu gökyüzünde
belki vardı da, fark etmemişim belki de…
hani var ya, kardelen çiçeği, şimdi mevsimi
üstünde olsa da beyaz örtü, selâm vermeli
rengini aldı ...
Yüreğime Yazdım Seni...
İbrahim Ethem Bingül
12.12.2005 - 12:29sen…
sen, yağmurlu bulutların, yükünü çekerken
mutlulukları,son damlasına kadar yaşarken
kederi, derin kuyulara atıp, gömerken sen
bir gün neden demezsin, bilmez miyim ben…
bir tutam ipi, hazine gibi tutarsın, umut diye
beyaz rüyalarımı, paylaşırken sen, benimle
yüzümüze hüzün düşse,çırp ...
Yüreğime Yazdım Seni...
İbrahim Ethem Bingül
12.12.2005 - 12:28sesinden…
mahsun bir sabaha, merhaba demeden
yağarken,beni neşeden neşeye koştururken
düşen karlar, bahçeyle duvarı bir etmişken
buruk bakışlardan keder süzülürken…
sokak lambaları aydınlatmaz, gerçekten
düşler bir, bir güneşe yol tutmuşken
aşk sebepsiz, sevgi nedensizce yurt tutmuşken
k ...
Mecbur muyum Sevmeye...
İbrahim Ethem Bingül
09.12.2005 - 12:49yârdaş…
çivi, çiviyi söker imiş
meyhâne, ezelden bizim imiş
aşık, şarapta güler
kadehi gönül imiş…
ben, onu bunu bilmem arkadaş
aşktan başka bilmem, yoldaş
sensiz, nasıl olur gönül haldaş
gariplik kuyusuna mı atarsın bizi gardaş…
Mecbur muyum Sevmeye...
İbrahim Ethem Bingül
09.12.2005 - 12:22neredesin yâr…
sevda bu, çökünce gönüle
bağdaş kurar, her hücreye
dil sussa, yüreğin feryadı ulaşır yüreğe
yârimiz söyle, hasret bırakma sesine…
getir, bütün kederleri gönlüme yükle
değişmem, senin bir kez gülüşüne
sebepsiz sevdalar nereye
hiç tükendi mi, umut bizde
özlemleri getir, aşk ...
Öyle Susmalıyım Ki...
İbrahim Ethem Bingül
09.12.2005 - 09:55susmak mı?...
susmak haram imiş, bülbüle
toprağımız yanarken, yağmur diye
gülün sesi gelir, inceden inceye
yârim, aşkın sığmasa da heceye
nişaneler var, nişaneler niceye….
tutup getirsem yıldızı, senin yerine
sanır mısın, ışık versin geceye
sözü söylesen rüzgara, sehere
taşır değil, güç ...
Yedi Tepe Gibi Söyletir...
İbrahim Ethem Bingül
07.12.2005 - 08:34bekledim...
ey yârim,
gene bekledim
gene meyhâneye gelmedin…
gene,
bahaneleri toplayıp derledin
her birini başka çiçekle süsledin…
satırları,
bahçe duvarı gibi dizeledin
kalemle nede güzel gizledin…
ben,
umutla bekledim
sen, gene meyhâneye gelmedin…
Yedi Tepe Gibi Söyletir...
İbrahim Ethem Bingül
07.12.2005 - 08:33bakar…
yürüdüğüm sokaklar mahsûn
öylece, sağa sola saçılmış umutlar…
karanlık, yüzüme çöken hüznü saklar
eski bir çeşmede duyulur, geçmiş yıllar…
her köşede başka bir keder
gündüzden kalma, yurt tutmuş bekler
bakar, bakar, ama mutlaka anlar
selâm verir bize, mendil sallar…
her bacad ...
Yedi Tepe Gibi Söyletir...
İbrahim Ethem Bingül
07.12.2005 - 08:21bilmem ama…
ey yârimiz,
sızlanmakta güzeldir sevgi için
ağlamak, ne güzeldir düş için…
bazen,
hüzün şarabına gel der gönül
için, için…
çalmışsa kapıyı keder
buyur eder, hoş geldin der…
umutlar, hayaller, hüzünler,
anlık gülüşler
hayatı hayat eder…
bazen,
yıkık dökük bir ev g ...
Yüreğine Bak...
İbrahim Ethem Bingül
02.12.2005 - 14:29yine mavi…
yârimiz gözlerin, hep mi mavi bakar
belki gönlüm ocağı, ona yanar
mavi ateş, yüreğimi nasıl sarar
yakar duman,yaşarır gözde çağlar…
gökte cümle yıldızlar, yanıp kül olsa
aşkın yıldızı nasıl durur, bilmem ama
bir yolunu bulup, parlar, kalır nasılsa
solmaz,bin yıl geçse de,güneş ...
Yüreğine Bak...
İbrahim Ethem Bingül
02.12.2005 - 14:26gelir…
güneş, gül dağından gözüküp gelir
aşığın yüzüne, ahh süzülüp gelir
sırtına, muhabbetleri yüklemiş de
ağyar değil, endamıyla yâr gelir…
gel yârimiz, hani yerimiz deme
gönlümüzü kendin ser, kendi otur yine
gâhi meyden, gâhi neyden gelse de
yâr, bugün meyhâneden gelir…
yoksa, a ...
Ben Hangisiyim? ..
İbrahim Ethem Bingül
01.12.2005 - 15:04aşkın gülü…
ey yârim,
şu yalan dünyanın, tek gerçeği
gerçeği söyleyen bestenin, titrek sesi
çağlarken su, görünmeyen çeşmesi…
sen,
aşk çiçeğinin, sevgiye bürünmüş çilesi
sevda sesinin, yürekte yanmış nefesi
bu kadar sen varken, ey aşkın güneşi
beni sormak ta neyin nesi….
Yanar Elim...
İbrahim Ethem Bingül
29.11.2005 - 13:00yine gönül…
dal, çiçek döktü
güz bulup, yaprağı uçtu
toprağınan dost olup, yere düştü
ondan rengi, sarıya bürüdü..
dağda kuzu anasın arar
derman onda değip, ondan sorar
onun sevdası, anada yatar
ondan zarı, zarı cevran kılar..
hekimin yüzü, ilaçtan önce gelir
yüzün görünce, dermanı ...
Yanar Elim...
İbrahim Ethem Bingül
29.11.2005 - 12:58gelmedi gitti…
çevir yâr, kendimden yüzüm
beni avutur, yine kendi gözüm
karşıdan gelir yârim sesin
koşup gelsem, karşılamaz mı elin..
yürüdüğüm topraklar kaçar oldu
hüznümden, gönül hep keder doldu
kadeh bugün, el deymez ateş oldu
konduysa da keder dalımıza,
gayri neden uçmaz oldu..
...
Aşkı Besteledi...
İbrahim Ethem Bingül
28.11.2005 - 12:09sessizce…
güller değil miydi yoksa
sabahın güzelliğine dikilmiş
adı, yağmurlara
sessizce söylenmiş…
düşler madem hep oysa
odur gökteki yıldızlarda
gece, yakamozlarda kırılan ayda…
ısıtıyorsa kalbimizi
şu, perde arkasından gelendir sesi
yada yüreğimdeki ateşin nefesi
yârim, nasıl bi ...
Toplam 788 mesaj bulundu