Her yeni yıl için, barış ve kardeşlik yılı olmasını dilemiştik.. Oysa, hep tersi oldu! Demek ki, dilemekle olmuyor! Yani; Alıp bayrağı eline bağıra bağıra istemek gerekiyor!
Bir benimle mi olacak diye düşünmeyeceksin! Bir kişi, iki kişi olur! İki kişi dört kişi! Dört kişi on binlerce kişi olur! Ve, o on binler, milyonlar olur(!) yırtar esaret duvarlarını, önünde durulmaz sel olur!
Demokrasi karşıtı her oluşuma dur diyeceksin! MAFYA-TERÖR işbirliğine dur diyeceksin! Demokrasi karşıtı her oluşuma, haddini bildireceksin! Söveceksin(!) bağıra bağıra! Mafyaya, hırsıza, arsıza namussuza, çanak yalayıcı ite, onursuza!
Birlik olacaksın, güç olacaksın! Korkma(!) buna gücün yeter(!) başaracaksın! Demokrasi senin hakkın, onu kendi gücünle kendin kuracaksın! Esaret zinciri ile insan olamazsın! Çünkü, sen emekçisin! Çünkü, sen köylüsün! Çünkü, sen öğrencisin! Çünkü, sen aydınsın! Çünkü, sen insansın!
Her sabah dünyanıza pırıl pırıl ışıl ışıl sıcacık aydınlık doğsun güneş Ömrünüzce sağlık mutluluk huzur sevinç umut olsun gönlünüze eş Yaşadıkça hayat rengarenk bir bahar gibi gülümseyip dursun size Bir gün bile hüzün düşmesin sizin o sevgi dolu duygu yüklü yüreğinize 29.07.2013 savaş gürsoy
Esirlik Özlemler... Insan esiri oluyor ilk ozlemlerinin... En uzun surenleri, en ulasilmaz hasretleri oluyor ilkleri hep. Bunca ozlemli hayat kesitlerinde sanki bir ozlem secip siki sikiya baglanmasi gerekiyor insanin. Hatta belkide bu ozlemlerle baglaniyor hayata, ve yillar gectikce, hani olgunlastikca insan gunumuzun deyisiyle bu bagi kopariyor yavas yavas, ve tam da o anda; artik ilk ozlemine dair bile yeterince olgunlastiginda oluyor insan, hayata baglayani kalmadigindan..Velhasil ozlemler gercekleri hayatlarimizin, en bilmemne duranin bile var bir ozlemi hayatta, hayatta kaldiginca... Ama sadece yeterince durust olanlar, yeterice cesur olanlar yasayabiliyorlar ozlemlerini gizlemeden yeterince olgunlasacaklari o ana kadar... Bazen bir cift ayakkabida sekilleniyor aslinda korkulacak kadar sert babanin sevgisini elde tutmak olan ozlem, bazen yiten kaybolan bir sevgilide, bazen oynanamamis sokak oyunlarinda, bazen yatilan hastane odalarinda, gozden kaybolan arkada birakilan kentlerde, koylerde... Sekli cokta onemli degil aslinda ozlemin, eski sinema filmlerinde hayalleri canlandirirken kullandiklari bugulu goruntuler gibiyse aklimiza hatiralari geldiginde, acabalarla susluyse birde bugunun arkasinda, ozlemlerimiz oradadir iste... Calinamamis bir piyanoda, opulememis komsu kizinda, binilememis bir tramvayda, gidilememis bir sahil kasabasinda, gorulememis bir bale resitalinde, icab edilememis bir davette, konusulamamis bir dilde, dillendirilememis bir duyguda, ilerleyen yaslarda gencligin, cocuklugun toyluguna verilmesi ihtimali olan herseyde biraz ozlem birakip devam etmisizdir hayata... Kimi gucludur, kimi hatirlanamayacak kadar zayif, kimiyse anlatilamayacak kadar cocuksudur.. Zira korkulur cocuk kalmaktan yaslar ilerledikce... Cocuklugun ozlemleri de utanilacak kadar anlatilmaz olur ilerleyen yaslarda...Hele de gec kalinmis cocukluklarin ozlemleri...Onlar daha bir acidir, daha fazla acitir...Daha utanilasi, yalniz yasanilasi ozlemlerdir...Sigaraya baslatmistir mesela bazisi, bazisi kaybettirmistir ozlemleneni vodka siselerinde... Kendini kaybedebilmek icin, iste bu gercek ozlemlerini paylasabilmek icin sarhoslugun bile elit bir adabini olusturmustur olgun insan figurleri.. Belki de bundandir cocuklarin hicbir kulturde alkolle tanismasinin istenmemesi... Dusunsenize bir; cocuk olanca cesaretine bir de sarhoslugunkini yuklenirse... Bir cocuk dunyanin basina bela bile olabilir belki de... Iste, bu sarhoslugun kendiligindenligini yasadigi cagda mutludur insan, sonrasinda da suni sarhosluklarda arar ozlemli gunlerinde kaybolmus mutluluk kirintilarini...Turk ra kida arar, Yunan’i uzo da...Mastikasi, vodkasi, sakisi, sarabi derken tum dunyayi bir masada ayni adab ile dolasirda insan, yine de ayilir... Olgun yasta bir insan olmanin tum sorumlulugu aslinda ozlemlerin sirrinin altinda ezilmekten ibarettir... Mutlu evliliklerin gerdek gecelerinin sabahi hep ayni hayalle uyanir kadinda, erkekte... Belki ozlemle asik oldugum, sevdigimdir yanimda yatan... Derken gercekle yuzlesilir... Gulumsenir karsilikli... Saklanmaya calisilir o gulumsemenin ardina, zaten gizlenilmeye alisilmis o ozlem... Keskeleri karanliklar ortemez oysa, tenin birden sogumasinda, gozun saga sola kacisinda, aniden sarilista yuzdeki olasi degisiklikleri saklamak-zaman kazanmak adina, kalbin korkuyla durusunda... Korkuyla, ya anlarsa, ya aslinda onu degilde ozlemlendigimi sevdigimi anlarsa...Lakin korkunun cift tarafliligi gorunmez yapar korkuyu, gorunmez, duyulmaz, hissedilmez, onemsenmez.. Tipki ozlemlenenin ulasilmazligi gibi...Tipki ulasilamadigi gibi..Belki de en insancil tarafidir ozlem insanin.. En vahsilerini dusunun insaligin, Hitler mi, Cengiz mi, Mussolini mi... Belki sizin icin daha vahsileride vardir, firavunu, Brutusu, Kleopatrasi...Belki Saddami, belki G.W Bush’u... Kimse en vahsisi sizin icin onu getirin akliniza ve farkedin onlardaki ozlemleri de...Belki asklari, belki sevgi, belki dostluklar...Var olma savaslarinda zaferler belki, kaybedilmis ozgurlukler... Kardes kanindan tadilmis damlalar...Insan ozler...Varolusun belki de bu en insancil duygusundan, ozlemlerden kacilmaz... Kacilmamali... Insan itiraflarinin en buyugunu en ozlemli olduguna yapmali aslinda... Gerekirse haykirmali... Televizyonlar bunun icin vardir belki de anlasilmazligin bugun geldigi yerde... Bir zamanlarin en dislisi yan koye kadar uzanan, kasabaya bile varmayan ozlemleri bugunlerde dunyanin obur ucunda varliklaniyor, belki de herhangi birimiz icin bir uzay mekiginde dunyanin yorungesine dogru seyrediyor...Caglarin ozlemleri degil, ozlemlenen mesafeleri buyuttugu savi ne kadar dogru olur bilmiyorum ama, hep var, hep olacak ozlemlerin hakedilmis, haketmis ozlemler olup olmadigini anlamanin bir yolu... Yeter ki “yol” dan, arayisin dolambaclarindan kacmasin insancil taraflari agir basan, omrun kisaligindan, gelecegin sorulmazligindan haberdar olan insanlar... Yeter ki “yol” la olun...Yol size acacaktir en az gecilebilmis patikalarini bile... Esirlik ozlemler de idam edilmediklerini bilmek ister...Ne kadar uzun surmusse esaret, bir o kadar hakeder artik kurtulmayi bunca yillarin esaretinden...Esirlik ozlemler de safak sayarlar... En aydinlik gunlere ulasabilmek icin...Yeter ki bir defa isteyin esirlerin azadini...Istenildiginde size ne kadar uzak gelirse gelsin, her azad yakindir, onlarca yili esir gecirmisler icin... Esirlik ozlemler icin...
çok fazla kelam var çok..gizem katmaya çalıştıkça boğuyorsun cümlelerini anlamsız bir girdap oluşturuyorsun sonrada anlamsızlaşıyor.. sadeleşmelisin bence
Hi, inanilmaz derecede guzel ve anlamli bir tanitim siir`i tebrik ederim bu anlamli sozlerle beni tanistirdigin icin Sevim hanim turkiyenin yada dunyanin neresinden siniz bilemem fakat sozleriniz dunyaya ait olmadigindan kesin eminim. Saygilarim size Alper Hollanda. :))
birini özlediğinde hatta hiç unutamadığında hatta onsuz yaşamayacağını anladığında,bi dağa başında bir ormanda çadır kurup bi kaç gece kalmalı, bunu yapamıyorsan ıssız bi yerde büyük dalgaların olduğu bi zamanda denize gir. çokmu saçma..geneline göre saçma.ama nefes almanın dayanılmaz hafifliğini hayatın felsefesini en kestirmeden kavrama yöntemidir.hoşçakalın
01.01.2016 - 21:29
'YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN SN ANTOLOJİ ARKADAŞIM'
Saygılarımla..
__________________________
DEMEK Ki, DİLEMEKLE HİÇ BİR ŞEY OLMUYOR!
Her yeni yıl için, barış ve kardeşlik yılı olmasını dilemiştik..
Oysa, hep tersi oldu!
Demek ki, dilemekle olmuyor!
Yani; Alıp bayrağı eline bağıra bağıra istemek gerekiyor!
Bir benimle mi olacak diye düşünmeyeceksin!
Bir kişi, iki kişi olur!
İki kişi dört kişi!
Dört kişi on binlerce kişi olur!
Ve, o on binler, milyonlar olur(!) yırtar esaret duvarlarını, önünde durulmaz sel olur!
Demokrasi karşıtı her oluşuma dur diyeceksin!
MAFYA-TERÖR işbirliğine dur diyeceksin!
Demokrasi karşıtı her oluşuma, haddini bildireceksin!
Söveceksin(!) bağıra bağıra!
Mafyaya, hırsıza, arsıza namussuza, çanak yalayıcı ite, onursuza!
Birlik olacaksın, güç olacaksın!
Korkma(!) buna gücün yeter(!) başaracaksın!
Demokrasi senin hakkın, onu kendi gücünle kendin kuracaksın!
Esaret zinciri ile insan olamazsın!
Çünkü, sen emekçisin!
Çünkü, sen köylüsün!
Çünkü, sen öğrencisin!
Çünkü, sen aydınsın!
Çünkü, sen insansın!
01/01/2016
Hüseyin Çubuk
(Araştırmacıyazar-Şair)
04.01.2015 - 23:32
2015'in, Sömürüsüz, kavgasız bir dünya düzeni için,
bir başlangıç, bir umut yılı, olması dileklerimle,
yeni yılınızı tebrik ediyorum..
Saygı ve Selamlarımla..
29.12.2014 - 15:39
Bir Allah varsa, sana akıl versin CİHAN SUAT ALKAN 2
29.07.2013 - 13:12
Her sabah dünyanıza pırıl pırıl ışıl ışıl sıcacık aydınlık doğsun güneş
Ömrünüzce sağlık mutluluk huzur sevinç umut olsun gönlünüze eş
Yaşadıkça hayat rengarenk bir bahar gibi gülümseyip dursun size
Bir gün bile hüzün düşmesin sizin o sevgi dolu duygu yüklü yüreğinize
29.07.2013
savaş gürsoy
16.02.2013 - 22:57
Esirlik Özlemler... Insan esiri oluyor ilk ozlemlerinin... En uzun surenleri, en ulasilmaz hasretleri oluyor ilkleri hep. Bunca ozlemli hayat kesitlerinde sanki bir ozlem secip siki sikiya baglanmasi gerekiyor insanin. Hatta belkide bu ozlemlerle baglaniyor hayata, ve yillar gectikce, hani olgunlastikca insan gunumuzun deyisiyle bu bagi kopariyor yavas yavas, ve tam da o anda; artik ilk ozlemine dair bile yeterince olgunlastiginda oluyor insan, hayata baglayani kalmadigindan..Velhasil ozlemler gercekleri hayatlarimizin, en bilmemne duranin bile var bir ozlemi hayatta, hayatta kaldiginca... Ama sadece yeterince durust olanlar, yeterice cesur olanlar yasayabiliyorlar ozlemlerini gizlemeden yeterince olgunlasacaklari o ana kadar... Bazen bir cift ayakkabida sekilleniyor aslinda korkulacak kadar sert babanin sevgisini elde tutmak olan ozlem, bazen yiten kaybolan bir sevgilide, bazen oynanamamis sokak oyunlarinda, bazen yatilan hastane odalarinda, gozden kaybolan arkada birakilan kentlerde, koylerde... Sekli cokta onemli degil aslinda ozlemin, eski sinema filmlerinde hayalleri canlandirirken kullandiklari bugulu goruntuler gibiyse aklimiza hatiralari geldiginde, acabalarla susluyse birde bugunun arkasinda, ozlemlerimiz oradadir iste... Calinamamis bir piyanoda, opulememis komsu kizinda, binilememis bir tramvayda, gidilememis bir sahil kasabasinda, gorulememis bir bale resitalinde, icab edilememis bir davette, konusulamamis bir dilde, dillendirilememis bir duyguda, ilerleyen yaslarda gencligin, cocuklugun toyluguna verilmesi ihtimali olan herseyde biraz ozlem birakip devam etmisizdir hayata... Kimi gucludur, kimi hatirlanamayacak kadar zayif, kimiyse anlatilamayacak kadar cocuksudur.. Zira korkulur cocuk kalmaktan yaslar ilerledikce... Cocuklugun ozlemleri de utanilacak kadar anlatilmaz olur ilerleyen yaslarda...Hele de gec kalinmis cocukluklarin ozlemleri...Onlar daha bir acidir, daha fazla acitir...Daha utanilasi, yalniz yasanilasi ozlemlerdir...Sigaraya baslatmistir mesela bazisi, bazisi kaybettirmistir ozlemleneni vodka siselerinde... Kendini kaybedebilmek icin, iste bu gercek ozlemlerini paylasabilmek icin sarhoslugun bile elit bir adabini olusturmustur olgun insan figurleri.. Belki de bundandir cocuklarin hicbir kulturde alkolle tanismasinin istenmemesi... Dusunsenize bir; cocuk olanca cesaretine bir de sarhoslugunkini yuklenirse... Bir cocuk dunyanin basina bela bile olabilir belki de... Iste, bu sarhoslugun kendiligindenligini yasadigi cagda mutludur insan, sonrasinda da suni sarhosluklarda arar ozlemli gunlerinde kaybolmus mutluluk kirintilarini...Turk ra kida arar, Yunan’i uzo da...Mastikasi, vodkasi, sakisi, sarabi derken tum dunyayi bir masada ayni adab ile dolasirda insan, yine de ayilir... Olgun yasta bir insan olmanin tum sorumlulugu aslinda ozlemlerin sirrinin altinda ezilmekten ibarettir... Mutlu evliliklerin gerdek gecelerinin sabahi hep ayni hayalle uyanir kadinda, erkekte... Belki ozlemle asik oldugum, sevdigimdir yanimda yatan... Derken gercekle yuzlesilir... Gulumsenir karsilikli... Saklanmaya calisilir o gulumsemenin ardina, zaten gizlenilmeye alisilmis o ozlem... Keskeleri karanliklar ortemez oysa, tenin birden sogumasinda, gozun saga sola kacisinda, aniden sarilista yuzdeki olasi degisiklikleri saklamak-zaman kazanmak adina, kalbin korkuyla durusunda... Korkuyla, ya anlarsa, ya aslinda onu degilde ozlemlendigimi sevdigimi anlarsa...Lakin korkunun cift tarafliligi gorunmez yapar korkuyu, gorunmez, duyulmaz, hissedilmez, onemsenmez.. Tipki ozlemlenenin ulasilmazligi gibi...Tipki ulasilamadigi gibi..Belki de en insancil tarafidir ozlem insanin.. En vahsilerini dusunun insaligin, Hitler mi, Cengiz mi, Mussolini mi... Belki sizin icin daha vahsileride vardir, firavunu, Brutusu, Kleopatrasi...Belki Saddami, belki G.W Bush’u... Kimse en vahsisi sizin icin onu getirin akliniza ve farkedin onlardaki ozlemleri de...Belki asklari, belki sevgi, belki dostluklar...Var olma savaslarinda zaferler belki, kaybedilmis ozgurlukler... Kardes kanindan tadilmis damlalar...Insan ozler...Varolusun belki de bu en insancil duygusundan, ozlemlerden kacilmaz... Kacilmamali... Insan itiraflarinin en buyugunu en ozlemli olduguna yapmali aslinda... Gerekirse haykirmali... Televizyonlar bunun icin vardir belki de anlasilmazligin bugun geldigi yerde... Bir zamanlarin en dislisi yan koye kadar uzanan, kasabaya bile varmayan ozlemleri bugunlerde dunyanin obur ucunda varliklaniyor, belki de herhangi birimiz icin bir uzay mekiginde dunyanin yorungesine dogru seyrediyor...Caglarin ozlemleri degil, ozlemlenen mesafeleri buyuttugu savi ne kadar dogru olur bilmiyorum ama, hep var, hep olacak ozlemlerin hakedilmis, haketmis ozlemler olup olmadigini anlamanin bir yolu... Yeter ki “yol” dan, arayisin dolambaclarindan kacmasin insancil taraflari agir basan, omrun kisaligindan, gelecegin sorulmazligindan haberdar olan insanlar... Yeter ki “yol” la olun...Yol size acacaktir en az gecilebilmis patikalarini bile... Esirlik ozlemler de idam edilmediklerini bilmek ister...Ne kadar uzun surmusse esaret, bir o kadar hakeder artik kurtulmayi bunca yillarin esaretinden...Esirlik ozlemler de safak sayarlar... En aydinlik gunlere ulasabilmek icin...Yeter ki bir defa isteyin esirlerin azadini...Istenildiginde size ne kadar uzak gelirse gelsin, her azad yakindir, onlarca yili esir gecirmisler icin... Esirlik ozlemler icin...
01.01.2013 - 16:12
İstanbuldayııımmmm :)
04.02.2011 - 00:40
sağ CEPHEMDİR :)
27.05.2010 - 13:28
olağan ŞÜPHELİDİR!
17.05.2010 - 22:00
hava ve kara limanları olduğu gibi şiir limanlarıda olmalı...demir atabileceğimiz bir limandayız..
16.05.2010 - 18:44
Şiir iki şey ister: hem seni, hem hünerini. Tek başına sen sıkıcı bir ağırlıksın, hüner ağırlığı hafifletir.
12.05.2010 - 21:50
çok fazla kelam var çok..gizem katmaya çalıştıkça boğuyorsun cümlelerini anlamsız bir girdap oluşturuyorsun sonrada anlamsızlaşıyor.. sadeleşmelisin bence
16.04.2010 - 20:44
Uygun görürseniz Şiirlerinizi seslendirmek isterim..
Sizi tanımak sevindirir.Sevgiyle kalın..
HAYATIN KIYISINDAN adlı programım HER CUMA saat:23.00'de.. www.urfaradyonet.com
15.04.2010 - 21:42
belki bir şiir kurtaracak dünyayı
bir dize uğruna affedilecek tüm günahları insanlığın...
15.04.2010 - 14:49
şiirlerinizin hepsi birbirinden güzel.tebrik ederim.
28.02.2010 - 21:46
Hi, inanilmaz derecede guzel ve anlamli bir tanitim siir`i tebrik ederim bu anlamli sozlerle beni tanistirdigin icin Sevim hanim turkiyenin yada dunyanin neresinden siniz bilemem fakat sozleriniz dunyaya ait olmadigindan kesin eminim. Saygilarim size Alper Hollanda. :))
29.01.2010 - 10:48
birini özlediğinde hatta hiç unutamadığında hatta onsuz yaşamayacağını anladığında,bi dağa başında bir ormanda çadır kurup bi kaç gece kalmalı, bunu yapamıyorsan ıssız bi yerde büyük dalgaların olduğu bi zamanda denize gir.
çokmu saçma..geneline göre saçma.ama nefes almanın dayanılmaz hafifliğini hayatın felsefesini en kestirmeden kavrama yöntemidir.hoşçakalın
28.01.2010 - 17:34
her ölüm erken ölümdür...
08.01.2010 - 17:02
ben de bu kadar güzel olsam bana da gelirdi grup davetleri :) ben 'hipokandriyak' yorumunun sahibine bakmak için uğradım sadece :)
07.01.2010 - 13:44
harıka seyler yazmısn
Toplam 19 mesaj bulundu