EY VAHDET "Ey Vahdet! Sonsuz deniz! Dalgalanan sensin. Dalgaların çokluğu içinde görünen yine sensin. Kendine bin, yüzbin çeşit isim vermişsen de, gökyüzü, felekler, bedendeki ruh yalnız sensin, sen! İnsanın gözü dikkat ve titizlikle âleme baksa; gökyüzüne, billur gibi kubbe-ye, nur saçan güneşe, yedi kat göğe, arşa, bir de bu dünyaya baksa; insanın yüzüne marifet dürbünüyle baksa varolan, yalnız sensin, sen! Sümbülde, reyhanda, diken ve gülde, arslarının yürek parçalayan kükreyişinde, bülbülün sesinde, neşe veren goncada, bir gülün ruhu okşayan kokusunda, ufacık bir cisimde ve küçücük bir canlıda varolan yalnız sensin, sen! Bütün duygulanmda, kalbimde, akıl ve vicdanımda, aşkın şevkiyle sarhoş olup kendimden geçtiğim zamanlarda, yârdan ayrı düşüp dertli olduğum sı-ralarda, hasret ve ayrılıkla yanıp kararsız hâle gelen canımda varolan yalnız sensin, sen! Vuslat kucağımda ay yüzlü güzel titrerken, ebedî bir hayatı bir âna sığdırır-ken, kendimden geçmiş bir hâlde kar gibi gerdanı seyrederken, ulvî âlemin etrafında hayran bir hâldeyken varolan yalnız sensin, sen!" ======= ======== ======== ======== Bırak; ayağın toprak koksun
"Ey Vahdet! Sonsuz deniz!
Dalgalanan sensin.
Dalgaların çokluğu içinde görünen yine sensin.
Kendine bin, yüzbin çeşit isim vermişsen de, gökyüzü, felekler, bedendeki ruh yalnız sensin, sen!
İnsanın gözü dikkat ve titizlikle âleme baksa; gökyüzüne, billur gibi kubbe-ye, nur saçan güneşe, yedi kat göğe, arşa, bir de bu dünyaya baksa; insanın yüzüne marifet dürbünüyle baksa varolan, yalnız sensin, sen!
Sümbülde, reyhanda, diken ve gülde, arslarının yürek parçalayan kükreyişinde, bülbülün sesinde, neşe veren goncada, bir gülün ruhu okşayan kokusunda, ufacık bir cisimde ve küçücük bir canlıda varolan yalnız sensin, sen!
Bütün duygulanmda, kalbimde, akıl ve vicdanımda, aşkın şevkiyle sarhoş olup kendimden geçtiğim zamanlarda, yârdan ayrı düşüp dertli olduğum sı-ralarda, hasret ve ayrılıkla yanıp kararsız hâle gelen canımda varolan yalnız sensin, sen!
Vuslat kucağımda ay yüzlü güzel titrerken, ebedî bir hayatı bir âna sığdırır-ken, kendimden geçmiş bir hâlde kar gibi gerdanı seyrederken, ulvî âlemin etrafında hayran bir hâldeyken varolan yalnız sensin, sen!"
======= ======== ======== ========
Bırak; ayağın toprak koksun
Yalnız,
Özlemlerin
Sonbahar yapraklarına
benzemesin
sararmasın
İstersen çamurdan yap ayakkabılarını
Yalnız,
Yüreğine akıtma
yaşadıklarını
acıları,
hüzünleri
Yani güzel çocuk
anlayacağın umut son olmamıştır ülkende
Sensin umut
bir de yaşıtların
Beni dinle esmer çocuk
Yapacağın tek şey
Kal güneşülkende
Gözlerine al
saydığın yıldızları
Yalnız unutma küçük ayı yıldızını
Kır çiçeklerini ellerine al,
Geleceğine sakla tohumlarını
Sakın ha!
"hayallerimi unutayım" deme