bırakıp gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi;
Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi;
Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi;
Ölümün sefil, kötü belleği içindi;
Her gün Pazar kurulan o sokaklar içindi;
Saçında uykusu kaçmış çiçekler ıslattığın içindi;
Çocuklar okuldan dönüyormuş gibi sesin içindi;
İşte bütün ama bütün bunlar için sana teşekkür derim.
Artık ben gideceğim ata eyer vuruyorlar
Hatıralarımı birer birer yakacağım
Entarimi parça parça edip
Zehirli kirpilere bırakacağım
Beyaz bir kayanın üstüne çıkıp
Göğsüme siyah bir gül takacağım
Batan güneşe doğru kurşunlar sıkıp
Kendimi boşluğa bırakacağım
Ayaklarımın altından geçıyor bir deniz
Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım
Siz beni ne anlarsınız... siz...
Artık ben gideceğim atım kişniyor
Bir bebek mum istiyor, bir ölü şarkı istiyor
Ayaklarımın altından geçiyor bir deniz bir deniz
Beni onun gözleri çağırıyor duramam, duramam
Benim gözlerim yeşildir ah... onun gözleri kara
Ben günah kadar beyazım, o tevbe kadar kara
içimdeki mağarada
kurumuş ölüler yatar
zehirle gülen zümrüt
ve yakut yatak içinde
bir zaman
beni uğurlamaya gelen
haramîler
içimdeki mağarada
bir yığın kitap var
bakınca yakından
tasvirlerin gözleri oynar
ve konuşur
hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi
ve gözleri benim gözüm gibi
Bir taş atarsın, taş nereye düşerse
Mutlaka bir köşebaşıdır
Çünkü yüreğin daralmıştır ve kıştır
Kullanılmamış bir sicim gibidir soğuk
İşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır.
Şimdi bir şamandıra denizin yüzünde
Durulmamış bir anı gibi kendini salmıştır.
İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğu
Yalnızlık bir başına kalmıştır.
Bizi kiminle bilirdin ey can?
Bu kent,
Herşeyin kirlendiği bir şehirdir
Of çocuk elemler sana göredir
Hüzün senin için biçilmiş kaftan,
Sahi ben bizi kiminle bilirdin ey can?
Çocuk, seni gördüğümü kim söyleyebilir
Nerde düşsel refret ve su içtiği nehir,
Nerde düşlerde dolu içiren pir?
Kim duvardaki sazı indirebilir...
Düşsel süvâriyi kim getirebilir?
Ah çocuk, elemler sana göredir...
ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim
sözlerime gülecek kadar yakınıma hoş geldin
ne yakınmış meğer, aşk yüzünü güldürsün
kocadığında dedikleri gün!
aynalara yeniden hevesim geldi,
güldürdüğün yüzümü göresim geldi!
pek sevindirdin de beni,
bıraktım dünyanın işini bu dünyaya:
kutsal bir işim var dedim,
tanrının sevdiği bir iş: seni sevmektir görevim.
Pencerem denize karşıdır
Oturur düşünürüm bazı günler
Seni beni mahzun eden bu haller geçer
Gün gelir herkes gibi ben de ölürüm
Bu aşk yürekten yüreğe yeniler
Bir gün ağızdan ağıza dolaşır
Adına yaktığım türküler...
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
11.12.2008 - 18:25bırakıp gittin beni bütün kapılarda
bütün çöllerde tek başıma kodun
şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim
vardığım hiç bir yerde değildin
sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam
hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını
denizde dalgakırandan da boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
___ Aragon
benzemez kimse sana...
07.12.2008 - 20:22Gönlünde sevgime yer vermedin de
Yaban güllerini hep derledin de
Ellerin ismini ezberledin de
Bir benim adımı öğretemedim
Sonunda hicranı öğrettin bana
Ben sana sevmeyi öğretemedim
__ Turgut Yarkınt
yağmur gibi
06.12.2008 - 23:30Bugün dalgınım, dün de dalgındım
Aç bile değildim aynaya bakmasaydım
Dünden kalmış yemekleri yerken ki gönülsüzlük
Gibi burdayım…
Burayı sevmiyorum, bahsetmişimdir.
Unufak olmak iyidir olmamaktan
Hiç böyle demedim, yarabbim bilir
Bu bozuk güzellik, kalbimi yoran…
__ İbrahim Tenekeci
ne farkeder
06.12.2008 - 23:27içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu?
__ İ. Tenekeci
zaman geçmiyor , zamanın içinden geçip gidiyoruz
06.12.2008 - 23:25Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi;
Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi;
Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi;
Ölümün sefil, kötü belleği içindi;
Her gün Pazar kurulan o sokaklar içindi;
Saçında uykusu kaçmış çiçekler ıslattığın içindi;
Çocuklar okuldan dönüyormuş gibi sesin içindi;
İşte bütün ama bütün bunlar için sana teşekkür derim.
___ İlhan Berk
Ona Sevdiğimi Söyle
06.12.2008 - 23:22nilüferler niçin suya eğilir
ve niçin
kavruk otlar gibi tutuşur
o ilk sevdalar
söyleyin bana
ey kitaplar.
bana söyleyin
kim var
aramızda
biraz ölmeden
bir türkü tutturmuş giden.
ya kırmızı şapkalı
gelincik, senin için
göz açıp kapayıncaya
yiter şu bahar
hemen
ölüm gelir
yükselince sular.
söyleyin bana
ey kitaplar
var mı
kederin atlasında
tarçın kokulu bir şehir
inmemiş olsun damlarına
gözyaşından
yıldızböcekleri
ve tarçın
kokulu
bir aşk
hiç ölmeyen.
___ B. Aysan
şimdi
06.12.2008 - 23:18Şimdi yoksun üstelik uzaktasın
ellerin yapayalnız biliyorum
gözlerin dalıyor yine
hep benim için olmalı
__ C. Zarifoğlu
sessiz sözler
30.11.2008 - 19:38Bu kez anladım
...
Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür
...
seni kendime sakladım
30.11.2008 - 19:36Hep denedin,
Hep yenildin.
Olsun, gene dene, gene yenil.
Daha iyi yenil!
gün akşamlıdır
24.11.2008 - 18:37Savaşa girdin kalbim bin yara aldı beni
Ne denli acı varsa aradı buldu beni
__ Osman Sarı
Uzun İnce Bir Yol
17.11.2008 - 20:05Ne zaman elleri zambaklı padişah olursam
Sana uzun heceli bir kent vereceğim
Girilince kapıları yitecek ve boş!
Azizim, güzel atlar da güzel şiirler gibidirler
Öldükten sonra da tersine yarışırlar, vesselam!
__ Ece Ayhan
gitmeden söylenilecek son söz
17.11.2008 - 19:54Artık ben gideceğim ata eyer vuruyorlar
Hatıralarımı birer birer yakacağım
Entarimi parça parça edip
Zehirli kirpilere bırakacağım
Beyaz bir kayanın üstüne çıkıp
Göğsüme siyah bir gül takacağım
Batan güneşe doğru kurşunlar sıkıp
Kendimi boşluğa bırakacağım
Ayaklarımın altından geçıyor bir deniz
Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım
Siz beni ne anlarsınız... siz...
Artık ben gideceğim atım kişniyor
Bir bebek mum istiyor, bir ölü şarkı istiyor
Ayaklarımın altından geçiyor bir deniz bir deniz
Beni onun gözleri çağırıyor duramam, duramam
Benim gözlerim yeşildir ah... onun gözleri kara
Ben günah kadar beyazım, o tevbe kadar kara
__ S. Karakoç
sen benim şarkılarımsın
13.11.2008 - 10:45içimdeki mağarada
kurumuş ölüler yatar
zehirle gülen zümrüt
ve yakut yatak içinde
bir zaman
beni uğurlamaya gelen
haramîler
içimdeki mağarada
bir yığın kitap var
bakınca yakından
tasvirlerin gözleri oynar
ve konuşur
hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi
ve gözleri benim gözüm gibi
___ Asaf Halet Çelebi
kış
13.11.2008 - 10:42Bir taş atarsın, taş nereye düşerse
Mutlaka bir köşebaşıdır
Çünkü yüreğin daralmıştır ve kıştır
Kullanılmamış bir sicim gibidir soğuk
İşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır.
Şimdi bir şamandıra denizin yüzünde
Durulmamış bir anı gibi kendini salmıştır.
İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğu
Yalnızlık bir başına kalmıştır.
__ Edip Cansever
arzu ile kamber
13.11.2008 - 10:40Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana.
Şeffaf damlalarla titreyen, ağır
Koncanın altında bükülmüş her sak.
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin karanfil, yasemin zambak...
Bir kuş sesi gelir dudaklarından;
Gözlerin, gönlümde açan nergisler.
Düşen öpüşlerdir dudaklarından
Mor akasyalarda ürperen seher.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi.
Geçiyorum mevsim gibi kapından
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
___ Ahmet Muhip DRANAS
kent
11.11.2008 - 13:33Bizi kiminle bilirdin ey can?
Bu kent,
Herşeyin kirlendiği bir şehirdir
Of çocuk elemler sana göredir
Hüzün senin için biçilmiş kaftan,
Sahi ben bizi kiminle bilirdin ey can?
Çocuk, seni gördüğümü kim söyleyebilir
Nerde düşsel refret ve su içtiği nehir,
Nerde düşlerde dolu içiren pir?
Kim duvardaki sazı indirebilir...
Düşsel süvâriyi kim getirebilir?
Ah çocuk, elemler sana göredir...
__ Hüsrev Hatemi
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
06.11.2008 - 10:23bir kapansam toprağa...
bize zaman ve gönül gerek
06.11.2008 - 10:14ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim
___ Asaf Halet ÇELEBİ
elbette
03.11.2008 - 19:14Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
_ N. Hikmet
hoş geldin
02.11.2008 - 22:20sözlerime gülecek kadar yakınıma hoş geldin
ne yakınmış meğer, aşk yüzünü güldürsün
kocadığında dedikleri gün!
aynalara yeniden hevesim geldi,
güldürdüğün yüzümü göresim geldi!
pek sevindirdin de beni,
bıraktım dünyanın işini bu dünyaya:
kutsal bir işim var dedim,
tanrının sevdiği bir iş: seni sevmektir görevim.
__ H. ERGÜLEN
Deniz Koydum Adını
02.11.2008 - 22:14Pencerem denize karşıdır
Oturur düşünürüm bazı günler
Seni beni mahzun eden bu haller geçer
Gün gelir herkes gibi ben de ölürüm
Bu aşk yürekten yüreğe yeniler
Bir gün ağızdan ağıza dolaşır
Adına yaktığım türküler...
________ Necati Cumalı
gecenin son anı
26.10.2008 - 21:50bir yastık arıyorum kuş seslerinden
mühim değil sonrası.
__ İ. Tenekeci
Bugünü Yaşama Arzusu
24.10.2008 - 18:59Kim bilecek bugün günlerden
Hangi gün olduğunu
Senin ne rüyalar gördüğünü
Rüyaların görülmeden sana göründüğünü
Bugünse günlerden ölüm
Bugün günlerden sana vuslat ağabey
Bugün günlerden can
Bugün günlerden düğün
__ Ragıp Karcı
sükût
24.10.2008 - 18:54sen(in) de dipsiz, kalbin dinlenir bazen...
Toplam 223 mesaj bulundu