sermaye diktatörlüğü; uluslararası baskı, işgal ve sömürge gerekçelerinin geçmişte olduğu gibi doğrudan devletler eliyle ve devleti yöneten oligarşik guruplar için değil, elindeki sermaye gücü ile devlet yönetimlerini, hatta uluslararası kurumları bile denetim altına almış sermaye tarafından geliştiriliyor olmasıdır. Irak'ın işgali bunun en açık kanıtıdır. oradaki petrolü ve diğer zenginlikleri ele geçirmek isteyen bush veya ABD halkı değildir. bush ve takımını yönlendiren, gerçek işleri de petrolcülük olan danışmanlarının sahibi veya ortağı olduğu şirketlerin operasyonudur. ilginç örnekler var bu konuda. örneğin Afrika elmas madenlerini işleten Exson şirketinin tank ve havan silahlarıyla oluşturduğu bir ordusu var. bir ülkede işletmecilik yapan şirketin o ülke ordusuna ve güvenlik güçlerine rağmen kendi ordusunu kurması nasıl açıklanabilir ki? üstelik küreselleşme dayatmalarını da buna eklemek gerek...
ekonomik faşizm; dünya üzerinde para edecek mal, himet ve doğal kaynakların sermayenin denetimine sunulması için savaş dahil, yasal düzenlemelere kadar giderek; bu el koyma sonucu zarar görecek toplum kesimlerinin baskı altına alınması.
bu bazen; bizim ülkemizde TÜSİAD, TİSK üzerinden yapılageldiği biçimiyle iktidarları düşürmeye kadar varan biçimler alabiliyor. geçtiğimiz yıl bir panelde Rahmi Koç 'Türkiye'nin ekonomik olarak düze çıkması için demokratik bir diktatörlüğe ihtiyacı var' demişti. bunu adı faşizm değil mi?
vicdan, insanı diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği. yaşananlar karşısında duyarlılığı ve tepki göstermeyi, doğrunun, haklının, ezilenin yanında olmayı zorunlu kılarak bize insan olduğumuzu anımsatan; belki de bizi insan yapan en dağerli varlığımız. Üstelik dini, dil, ırk, ulus, bölge, kültür farkı gözetmeksizin dünyanın her yerinde aynı biçimde algılanan evrensel bir insani yanımız.
sermaye diktatörlüğü
29.12.2005 - 22:09sermaye diktatörlüğü; uluslararası baskı, işgal ve sömürge gerekçelerinin geçmişte olduğu gibi doğrudan devletler eliyle ve devleti yöneten oligarşik guruplar için değil, elindeki sermaye gücü ile devlet yönetimlerini, hatta uluslararası kurumları bile denetim altına almış sermaye tarafından geliştiriliyor olmasıdır. Irak'ın işgali bunun en açık kanıtıdır. oradaki petrolü ve diğer zenginlikleri ele geçirmek isteyen bush veya ABD halkı değildir. bush ve takımını yönlendiren, gerçek işleri de petrolcülük olan danışmanlarının sahibi veya ortağı olduğu şirketlerin operasyonudur. ilginç örnekler var bu konuda. örneğin Afrika elmas madenlerini işleten Exson şirketinin tank ve havan silahlarıyla oluşturduğu bir ordusu var. bir ülkede işletmecilik yapan şirketin o ülke ordusuna ve güvenlik güçlerine rağmen kendi ordusunu kurması nasıl açıklanabilir ki? üstelik küreselleşme dayatmalarını da buna eklemek gerek...
ekonomik faşizm
29.12.2005 - 22:00ekonomik faşizm; dünya üzerinde para edecek mal, himet ve doğal kaynakların sermayenin denetimine sunulması için savaş dahil, yasal düzenlemelere kadar giderek; bu el koyma sonucu zarar görecek toplum kesimlerinin baskı altına alınması.
bu bazen; bizim ülkemizde TÜSİAD, TİSK üzerinden yapılageldiği biçimiyle iktidarları düşürmeye kadar varan biçimler alabiliyor. geçtiğimiz yıl bir panelde Rahmi Koç 'Türkiye'nin ekonomik olarak düze çıkması için demokratik bir diktatörlüğe ihtiyacı var' demişti. bunu adı faşizm değil mi?
vicdan
26.12.2005 - 23:47vicdan, insanı diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği. yaşananlar karşısında duyarlılığı ve tepki göstermeyi, doğrunun, haklının, ezilenin yanında olmayı zorunlu kılarak bize insan olduğumuzu anımsatan; belki de bizi insan yapan en dağerli varlığımız. Üstelik dini, dil, ırk, ulus, bölge, kültür farkı gözetmeksizin dünyanın her yerinde aynı biçimde algılanan evrensel bir insani yanımız.
Toplam 27 mesaj bulundu