ince ince dökül de gel elif ol yağ kar dilinde üstüme kızıl güllerin sınandığı nisan vurgunu canımı ağustosun güze kapandığı yollardan çevirip zemherinin ak göğsüne kör bıçakla kazınan koyaklara sürgün edeyim
cehennem ocağıma yağ kokum duymasın sevdalım naçar yanlarımda delirsin terli küheylanlar bir kefen serinliği ol miadı dolmuş soyka dilim üstüne
bürü de gel yüksekleri ben durayım bu kez dağlar dönsün üstüme kırağılar örtünsün tuzlu yangınlarım beyaz patiskalardan yollar biçeyim yar yürüsün karakıştan bahara ben bakayım uzaklardan ayağının izine
Muhammet Akyıldız
Tüm kalabalığını al, gel şimdi, şu anda. En çocuk bakışını, en içten sevmelerini al, gel, yoksa ağlayacağım. Gecenin bu kör saatinde, çıkıp sokaklara, seni nasıl özlediğimi haykıracağım. Gördüğüm, baktığım tüm pencerelerin ışıkları yanacak birer-ikişer. Sokak köpekleri eşlik edecek yalnızlık türküme.
Ey güzel gözlü sevgili Gel, yoksa çıldıracağım!
EBRU İPEK
Ebruli Bir Zamana Mayalanmış Sevda
uslanmaz yanlarım geçiyor kasabaların kıyısından aydınlıklar kuşanıyorsun sen karanlıkları değişiyorsun zamanı şaşırtarak göçebeliğim yürüyor dağlara mevsimleri peş peşe deniyorum üzerinde kızgın yanından kavrıyorum güneşi
gözlerinle bak hem de yüreğinle bak hep böyle bak işte oradayım zamana direnen o tepelerde dağların gün görmez yanlarındayım
senin şehrinin kuytu yanlarında kaldığımda şarkılar birikiyor içime kim bilebilir içimizdeki böyle susuşlarımızı kelimelerin parça parça dağılışını kim bilebilir
bak hep susuyorum saçaklardan sarkan buzlar gibidir şairlerin susuşu biriken bir bahardır karanlık anlardan geçişimiz ebruli zamanlara mayalanmasıdır renklerin
böyle olmalı sevda şarkılar böyle ezberlenmeli bekleşerek böyle durmalıyız baharın gelincikli yanlarına susarak vurulmalıyız doğru yanlarımızdan sen kasabalarda kilitlendikçe bir ıssızlık yürümeli tenime
haydi orda dur sen uzaklığınla dokun içime tenim oynaşı olsun nehirlerinin
Muhammet Akyıldız
İşte güneş yine yanaştı batı istasyonuna Az sonra gece inecek gündüz binecek vagonlarına Tüm sessizliği üzerine çökecek İsyankâr simsiyah dünyasına seni tutup zorla çekecek Hüzünler dertler dünyasında Kederler oluk oluk kanını emecek Biçare yüreğin umarsız bedenin Sessizce kaderine boyun eğecek Aşk bir suç mu bu âlemde sevmekse yalan Herkes çekti gitti karanlığa Sadece bedenin ruhunda kalan…
ALEV ERSÖZ
'HAYATIN EN HÜZÜNLÜ ANI MEVSİMİNE KAPILDIĞIN KİŞİNİN BAHÇESİNDE AÇABİLECEK BİR ÇİÇEK OLMADIĞINI ANLADIĞIN ANDIR! ! ! !'
Elveda
Gün veda günü
Kör kuyulardaki arzulara
Gök kuşağı uzaklığındaki şehvete
Yazılamamış tüm şiirlerime
Aşkların en zamansız gelenine
Bu gün elveda...
Sevil Körel
İnilerim
Etkiliyebilir mi seni, canımı inciten elemlerim?
Heyhat! ben ruhuma gömülmüşlüğümle hep seni inilerim.
Hamit Saraç
Issızlık Gezintileri-2 (Zemheri Hasreti)
buz
koynumdaki ateşin gelinliği
toprağın canhıraş çığlıklarına
göklerden üflenen tanrının ak nefesi
ince ince dökül de gel
elif ol yağ kar dilinde üstüme
kızıl güllerin sınandığı nisan vurgunu canımı
ağustosun güze kapandığı yollardan çevirip
zemherinin ak göğsüne kör bıçakla kazınan
koyaklara sürgün edeyim
cehennem ocağıma yağ
kokum duymasın sevdalım
naçar yanlarımda delirsin terli küheylanlar
bir kefen serinliği ol
miadı dolmuş soyka dilim üstüne
bürü de gel yüksekleri
ben durayım
bu kez dağlar dönsün üstüme
kırağılar örtünsün tuzlu yangınlarım
beyaz patiskalardan yollar biçeyim
yar yürüsün karakıştan bahara
ben bakayım
uzaklardan ayağının izine
Muhammet Akyıldız
Tüm kalabalığını al, gel şimdi,
şu anda.
En çocuk bakışını,
en içten sevmelerini al, gel,
yoksa ağlayacağım.
Gecenin bu kör saatinde,
çıkıp sokaklara,
seni nasıl özlediğimi haykıracağım.
Gördüğüm, baktığım
tüm pencerelerin
ışıkları yanacak birer-ikişer.
Sokak köpekleri eşlik edecek
yalnızlık türküme.
Ey güzel gözlü sevgili
Gel, yoksa çıldıracağım!
EBRU İPEK
Ebruli Bir Zamana Mayalanmış Sevda
uslanmaz yanlarım geçiyor kasabaların kıyısından
aydınlıklar kuşanıyorsun sen
karanlıkları değişiyorsun zamanı şaşırtarak
göçebeliğim yürüyor dağlara
mevsimleri peş peşe deniyorum üzerinde
kızgın yanından kavrıyorum güneşi
gözlerinle bak
hem de yüreğinle bak hep böyle
bak işte oradayım
zamana direnen o tepelerde
dağların gün görmez yanlarındayım
senin şehrinin kuytu yanlarında kaldığımda
şarkılar birikiyor içime
kim bilebilir içimizdeki böyle susuşlarımızı
kelimelerin parça parça dağılışını kim bilebilir
bak hep susuyorum
saçaklardan sarkan buzlar gibidir şairlerin susuşu
biriken bir bahardır karanlık anlardan geçişimiz
ebruli zamanlara mayalanmasıdır renklerin
böyle olmalı sevda
şarkılar böyle ezberlenmeli bekleşerek
böyle durmalıyız baharın gelincikli yanlarına
susarak vurulmalıyız doğru yanlarımızdan
sen kasabalarda kilitlendikçe
bir ıssızlık yürümeli tenime
haydi orda dur sen
uzaklığınla dokun içime
tenim oynaşı olsun nehirlerinin
Muhammet Akyıldız
İşte güneş yine yanaştı batı istasyonuna
Az sonra gece inecek gündüz binecek vagonlarına
Tüm sessizliği üzerine çökecek
İsyankâr simsiyah dünyasına seni tutup zorla çekecek
Hüzünler dertler dünyasında
Kederler oluk oluk kanını emecek
Biçare yüreğin umarsız bedenin
Sessizce kaderine boyun eğecek
Aşk bir suç mu bu âlemde sevmekse yalan
Herkes çekti gitti karanlığa
Sadece bedenin ruhunda kalan…
ALEV ERSÖZ
'HAYATIN EN HÜZÜNLÜ ANI MEVSİMİNE KAPILDIĞIN KİŞİNİN BAHÇESİNDE AÇABİLECEK BİR ÇİÇEK OLMADIĞINI ANLADIĞIN ANDIR! ! ! !'