Merhaba sizi kurucusu bulunduğum ŞAİRLER DÜNYASI adlı gurubuma davet ediyorum gelirseniz çok sevinirim katılırsanız onur verirsiniz güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle.Sevgilerimle
Not: Gurubumuza üye olmanız için şair olmanız gerekmiyor Şair olmasanız bile şiir sever olmanız yeterlidir.
Bu linki girerekte ulaşabilirsiniz http://gruplar.antoloji.com/sairler-dunyasi/
Ben Sensiz Sen Bensiz Hep Yarım Kalacak Bir Yanımız... Çabalama sakın anlamak için beni. Benim derdim bendeki benleri bendeki senleri seninle paylaşmak değil ki...Seninle anlam kazanmadı sahip olduklarım. Ben zaten güneşin parlak bir tepsi gibi kapladığı göğe yabancı değildim ki! Ayın oğluydum ben senden önce de. Simden bir örtü gibi üstüme örter ayı hıçkırıklarımla renklendirirdim dolunayı... Öpüşlerimi saklamadım hiç dudaklarına. İçimi kıpır kıpır yapan baharla taçlanan papatyaların sarı göbeklerinde de dolaştı dudaklarım sahip olamadıklarının acısını inci tanelerine dönüştürüp yanaklarına bir kolye gibi dizen çocuğun acısını da tattı pembe yanım... İstediğim için vardın hayatımda. Sana uyanan sabahlar katmak istediğim için düşlerimde soktum seni koynuma. Gülüşünün haylazlığını gözyaşlarının tuzlu tadını tatmak istediğim için “aşk”a düştüm bu deli oyunun kucağında. Sokaklarda yürüyen kendi geleceğine adımlar atan milyarlarca insandan ikisiydik yalnızca. Düşünsene olasılıkların sonsuzluğunu...Rastlantıysa çarpışmalarımızı ben kattım adımlarımıza... İçimdeki melankolik adamı besledim yokluğunla...Bir kırmızı kadehin içinde boğuldum yalnızlığımla.Adaklar adamadım kavuşmaların uğruna.Çünkü sen kadar sensizliği de istedim ben aşkın tadına doyasıya varabilmek adına. Özlemek istedim seni gecelerce uykusuz kalan bir kadının gözünü kapatıp rüyalara teslim olmasını istemesi gibi. Havai fişekler patlamalıydı gözlerimde seni yeniden gördüğümde...Kavuşmanın lezzetini sağlayan özlem değil miydi? Özlenmeyen bir yürekte aşk barınabilir mi? Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda elin elimde sarılmak istemedim yağmurlara. Yokluğunu yüklenip sırtıma şeffaflığında hissedebilmek istedim seni umarsızc****olaydı ıslanmak sırılsıklam saçakların altında zor olanı istedim; yağmurla değil varlığının kattığı yoklukla yıkanmak...Başardım canözüm az önce okşarken saçımın her bir telini bir sağanak özleminle sırılsıklamdım sensizliği her bir hücremde anla*****... Seni tüm bencilliğimle sevdim...Sevilme ihtiyacımın cevabıydın sen...Aşkın sendeki yansımalarıydı beni çeken. Yankılanan sesimdi sesindeki. Ben sevmenin bana ait olan kısmını sevdim. Deniz dibinin büyüleyici evreninden çıkıp vurgun yiyen yanını sevdim. Dingin doğanın içine kattığım fırtınayı sevdim...Belki seni değil seni sevmeyi; belki seni değil senin beni sevmeni sevdim... Bir senfoninin çok sesli ritminde hayalini giyinip süslü bir elbise gibi üzerime sonsuzluğa uzanan adımlarla dans etmekti istediğim. Sımsıkı sarıldığım bir beden yetmezdi ki bana. Kurallarla sınırlanmayan dokunmakla doyulmayan bir eşti beklediğim...İşte tam bu yüzden sendin istediğim.. Uçurumların ürkütücü yüksekliklerinden uzanıp beni kurtaracak bir el istemedim. Zirvelerden diplere yuvarlanmanın tanımsız heyecanını tatmak istedim. Sakin limanlara dingin havalarda demir atmak istemedim. Alabora olmak deniz tuzuyla yıkanmaktı...Monoton bir huzuru değil tutkulu bir kaosu seçtim.Bana göre değildir düz çizgiler bilirsin sivri uçlu köşeleri severim... Bedenimin içinde sanki binlerce peri efsunlu sihirlerle ihtirasımı besledi. Dokunmak istemedim hemen artık benim için erkek kelimesinin anlamı haline gelmiş tenine. Beklemekti tutkunun dehşetini arttıran. İlk dokunduğunda delice istediğin adama içine yuvarlandığın zevk dehlizlerini anımsa...İçiçeydik bütündük tektik. İstediğim için karışmıştık birbirimize... Ayrılığın bir ahtapot gibi kollarını sardığı bir aşk istedim. Çünkü aşkı tüketecek kadar çok paylaşmak istemedim seninle...Paylaşıldıkça azalır tutku paylaşıldıkça eskir aşk. İstemedim sıradanlığın gri ezikliğiyle renklenen bir sevdayı. Özeldi özel kalmalıydı. Özlemeliydim hep seni istemeliydin hep beni. Kavuşamamanın yoklukların devasa gölgesi olmalıydı üzerimizde... Ben seni kavuşmak için değil kavuşmayı özlemek için sevdim...Öyle bir imza attın ki sol yanıma gizli gizli dolaşıyorsun bedenimin her yanında...Öyle bir yazıldım ki alnına taşıyorsun gitsen de dünyanın öbür ucuna...Buydu istediğim hayatıma anlam katan kadınım ben sensiz sen bensiz hep yarım kalacak bir yanımız...
geldiğinde ayrılığın taze yarası kanıyordu yüreğimin küçük havuzlarında hala gidenlerin numarasız bileti duruyordu öksüz sevdanın dipsiz uçurumlarında hüküm giymiş kelimelerim susuyordu uykusuz gecelerin sabıkalı sabahlarında korkuyordum aşktan kaçıyordum sevdadan zamana bir kere yenilmişken korktum seni delice sevmekten ama yalnızlığın sokağından kaçıp gülüşlerine sığındım ayrılığı satırlara gömüp yüreğinde yaralarımı sardım
sen gelmiştin artık herşey daha güzeldi artık seninle nefes alıyor seninle yaşıyordum sanki gülüşün güneşim olmuştu perdelerimde gözlerin ateşim olmuştu üşüyen tenimde
öyle güzeldiki seninle herşey pamuksu bulutların üstünde gözlerini çiziyordum küçük ellerimle hasretimin rüzgarı ilişse de tenine yüzüne güneşi seriyordum öksüz yüreğimle
yağmur yağıyordu kentime ayrılığını müjdelediğin saatlerde seni severken gidiyorum deyip yalnızlığımı hediye ettin yüreğime gidiyordun ben ardından ağlayamıyordum bile susup kalmıştım bıçağın keskin yüzünde gidiyordun ve ben tek kelime söyleyemiyordum elleimle ördüğüm sevdamı ayrılığınla söküp gidiyordun ve ben ardından ağlayamıyordum bile
sevdanda bir bahar göremeden gittin mevsm bahar olsa da sonbahar anılacaktır ömrüm herşeye zamana gömüp gittin ben ise boynumu yalnızlığa büküp yalnızlığınla kanayıp durdum bedenimden yüreğimi söküp yokluğunda kelimelerimle sana sustum tek bir cümle kurmadım gisişine hiçbir zaman suç giydirmedim sevgine gitmeliydin ve bir sabah çekip gittin
gün gelecek adımı unutacaksın gün gelecek hiç yaşanmamış deyip sevdamı kibritsiz yakacaksın hakkındır sevgili unutabilirsin beni bana ait herşeyi yakabilirsin ama bana unut deme ayrılığa kurşunları örüp ölüm olsada ömrümün bana seni unutmamı söyleme çünkü biz seninle hayat kadar yalan ölüm kadar gerçektik
yokluğuna inat yaşatacağım seni çünkü benim kitabımda unutmak ölmekti...
06.09.2010 - 01:57
RAMAZAN AYINIZ HAYIRLI,KADİR GECENİZ MÜBAREK,BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN TÜM DOSTLARIMI SAYGIYLA SELAMLIYORUM.Z.ÇELİK.
04.09.2010 - 00:08
Merhaba sizi kurucusu bulunduğum ŞAİRLER DÜNYASI adlı gurubuma davet ediyorum gelirseniz çok sevinirim katılırsanız onur verirsiniz güzel paylaşımlarda buluşmak
dileğiyle.Sevgilerimle
Not:
Gurubumuza üye olmanız için şair olmanız gerekmiyor Şair olmasanız bile şiir sever olmanız yeterlidir.
Bu linki girerekte ulaşabilirsiniz
http://gruplar.antoloji.com/sairler-dunyasi/
01.08.2010 - 10:44
BİZLER ŞİİRDEN İNSANLARIZ
HAYATIMIZI ŞİİR GİBİ YAŞARIZ
*******Şiirden insanlar
Şiire tutunmuş bahtsız duygular
Sarıyor sarmalıyor buğulu mısralar
Cümleden düşüyor göz yaşları
Cümleye yansıyor kahkahaları
Hisler çatışıyor sayfalarca
Cengaver oluyor ağıt ile kahkaha
Git deniyor giiit bir hışımla
Geeel deniyor pişmanlıkla
Baharda sevda gülü dikiliyor
Hazanda sitemle kesiliyor
Uzayıp gidiyor şiirden yollar
O yollarda gezinen mecnunlar
Şiirlerde can buluyor hayatlar
Şiirlerde dağları aşıyor haykırışlar
Belki yanacak dizelerce sayfalar
Belki yanacak sayfadaki insanlar
Yıldırım Yorulmaz
25.06.2010 - 12:25
Ben Sensiz Sen Bensiz Hep Yarım Kalacak Bir Yanımız...
Çabalama sakın anlamak için beni. Benim derdim bendeki benleri bendeki senleri seninle paylaşmak değil ki...Seninle anlam kazanmadı sahip olduklarım. Ben zaten güneşin parlak bir tepsi gibi kapladığı göğe yabancı değildim ki! Ayın oğluydum ben senden önce de. Simden bir örtü gibi üstüme örter ayı hıçkırıklarımla renklendirirdim dolunayı...
Öpüşlerimi saklamadım hiç dudaklarına. İçimi kıpır kıpır yapan baharla taçlanan papatyaların sarı göbeklerinde de dolaştı dudaklarım sahip olamadıklarının acısını inci tanelerine dönüştürüp yanaklarına bir kolye gibi dizen çocuğun acısını da tattı pembe yanım...
İstediğim için vardın hayatımda. Sana uyanan sabahlar katmak istediğim için düşlerimde soktum seni koynuma. Gülüşünün haylazlığını gözyaşlarının tuzlu tadını tatmak istediğim için “aşk”a düştüm bu deli oyunun kucağında. Sokaklarda yürüyen kendi geleceğine adımlar atan milyarlarca insandan ikisiydik yalnızca. Düşünsene olasılıkların sonsuzluğunu...Rastlantıysa çarpışmalarımızı ben kattım adımlarımıza...
İçimdeki melankolik adamı besledim yokluğunla...Bir kırmızı kadehin içinde boğuldum yalnızlığımla.Adaklar adamadım kavuşmaların uğruna.Çünkü sen kadar sensizliği de istedim ben aşkın tadına doyasıya varabilmek adına. Özlemek istedim seni gecelerce uykusuz kalan bir kadının gözünü kapatıp rüyalara teslim olmasını istemesi gibi. Havai fişekler patlamalıydı gözlerimde seni yeniden gördüğümde...Kavuşmanın lezzetini sağlayan özlem değil miydi? Özlenmeyen bir yürekte aşk barınabilir mi?
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda elin elimde sarılmak istemedim yağmurlara. Yokluğunu yüklenip sırtıma şeffaflığında hissedebilmek istedim seni umarsızc****olaydı ıslanmak sırılsıklam saçakların altında zor olanı istedim; yağmurla değil varlığının kattığı yoklukla yıkanmak...Başardım canözüm az önce okşarken saçımın her bir telini bir sağanak özleminle sırılsıklamdım sensizliği her bir hücremde anla*****...
Seni tüm bencilliğimle sevdim...Sevilme ihtiyacımın cevabıydın sen...Aşkın sendeki yansımalarıydı beni çeken. Yankılanan sesimdi sesindeki. Ben sevmenin bana ait olan kısmını sevdim. Deniz dibinin büyüleyici evreninden çıkıp vurgun yiyen yanını sevdim. Dingin doğanın içine kattığım fırtınayı sevdim...Belki seni değil seni sevmeyi; belki seni değil senin beni sevmeni sevdim...
Bir senfoninin çok sesli ritminde hayalini giyinip süslü bir elbise gibi üzerime sonsuzluğa uzanan adımlarla dans etmekti istediğim. Sımsıkı sarıldığım bir beden yetmezdi ki bana. Kurallarla sınırlanmayan dokunmakla doyulmayan bir eşti beklediğim...İşte tam bu yüzden sendin istediğim..
Uçurumların ürkütücü yüksekliklerinden uzanıp beni kurtaracak bir el istemedim. Zirvelerden diplere yuvarlanmanın tanımsız heyecanını tatmak istedim. Sakin limanlara dingin havalarda demir atmak istemedim. Alabora olmak deniz tuzuyla yıkanmaktı...Monoton bir huzuru değil tutkulu bir kaosu seçtim.Bana göre değildir düz çizgiler bilirsin sivri uçlu köşeleri severim...
Bedenimin içinde sanki binlerce peri efsunlu sihirlerle ihtirasımı besledi. Dokunmak istemedim hemen artık benim için erkek kelimesinin anlamı haline gelmiş tenine. Beklemekti tutkunun dehşetini arttıran. İlk dokunduğunda delice istediğin adama içine yuvarlandığın zevk dehlizlerini anımsa...İçiçeydik bütündük tektik. İstediğim için karışmıştık birbirimize...
Ayrılığın bir ahtapot gibi kollarını sardığı bir aşk istedim. Çünkü aşkı tüketecek kadar çok paylaşmak istemedim seninle...Paylaşıldıkça azalır tutku paylaşıldıkça eskir aşk. İstemedim sıradanlığın gri ezikliğiyle renklenen bir sevdayı. Özeldi özel kalmalıydı. Özlemeliydim hep seni istemeliydin hep beni. Kavuşamamanın yoklukların devasa gölgesi olmalıydı üzerimizde...
Ben seni kavuşmak için değil kavuşmayı özlemek için sevdim...Öyle bir imza attın ki sol yanıma gizli gizli dolaşıyorsun bedenimin her yanında...Öyle bir yazıldım ki alnına taşıyorsun gitsen de dünyanın öbür ucuna...Buydu istediğim hayatıma anlam katan kadınım ben sensiz sen bensiz hep yarım kalacak bir yanımız...
07.05.2010 - 08:22
geldiğinde
ayrılığın taze yarası kanıyordu yüreğimin küçük havuzlarında
hala gidenlerin numarasız bileti duruyordu
öksüz sevdanın dipsiz uçurumlarında
hüküm giymiş kelimelerim susuyordu
uykusuz gecelerin sabıkalı sabahlarında
korkuyordum aşktan
kaçıyordum sevdadan
zamana bir kere yenilmişken
korktum seni delice sevmekten
ama yalnızlığın sokağından kaçıp
gülüşlerine sığındım
ayrılığı satırlara gömüp
yüreğinde yaralarımı sardım
sen gelmiştin artık
herşey daha güzeldi artık
seninle nefes alıyor
seninle yaşıyordum sanki
gülüşün güneşim olmuştu perdelerimde
gözlerin ateşim olmuştu üşüyen tenimde
öyle güzeldiki seninle herşey
pamuksu bulutların üstünde
gözlerini çiziyordum küçük ellerimle
hasretimin rüzgarı ilişse de tenine
yüzüne güneşi seriyordum öksüz yüreğimle
yağmur yağıyordu kentime
ayrılığını müjdelediğin saatlerde
seni severken gidiyorum deyip
yalnızlığımı hediye ettin yüreğime
gidiyordun
ben ardından ağlayamıyordum bile
susup kalmıştım bıçağın keskin yüzünde
gidiyordun
ve ben tek kelime söyleyemiyordum
elleimle ördüğüm sevdamı
ayrılığınla söküp gidiyordun
ve ben ardından ağlayamıyordum bile
sevdanda bir bahar göremeden gittin
mevsm bahar olsa da
sonbahar anılacaktır ömrüm
herşeye zamana gömüp gittin
ben ise boynumu yalnızlığa büküp
yalnızlığınla kanayıp durdum
bedenimden yüreğimi söküp
yokluğunda kelimelerimle sana sustum
tek bir cümle kurmadım gisişine
hiçbir zaman suç giydirmedim sevgine
gitmeliydin
ve bir sabah çekip gittin
gün gelecek adımı unutacaksın
gün gelecek hiç yaşanmamış deyip sevdamı kibritsiz yakacaksın
hakkındır sevgili
unutabilirsin beni
bana ait herşeyi yakabilirsin
ama bana unut deme
ayrılığa kurşunları örüp
ölüm olsada ömrümün
bana seni unutmamı söyleme
çünkü biz seninle hayat kadar yalan
ölüm kadar gerçektik
yokluğuna inat
yaşatacağım seni
çünkü benim kitabımda
unutmak ölmekti...
Toplam 5 mesaj bulundu