Ramazan Topoğlu Adlı Antoloji.com Üyesinin Ş ...

Yazan ve yazılmasında kaynak olan her iki şairin gönülleri vefa ve değerbilirlik duygularıyla nice coşkulara ulaşsın.

Dostluklar hainliklere birlikte siper olsun.
Yüreklere, gönüllere gelen zehirlere panzehir olsun.

Evet sevgili Nilgün Aras daha çok okuyucuya eriştirilmeli bu şiirler. Ve şairi

Bak yine söylüyorum :)

Daha çok insan tanımalı Ali Tekmil'i.
Ara vermeden. Çağ bitse bile yeni çağın iyi şairlerinden biri olarak..

Son günlerde canım bir çocuk korosundan şarkılar dinlemek istiyordu. Son günlerde bizim apartmanın arka bahçesinde oynayan bir küçük kız çocuğunun konuşmaları, kendi kızımın çocukluktaki özlemini dindiriyordu, dinleyip duruyordum.

Bir de bir çocuğa yazılmış şiir özlüyordum.
Ben yazamıyordum.

...

Sadece 'yazdıklarıyla' tanımlayıp sorumlu tutuyorlar. Kişilik ve yaşam biçimini pek önemsemiyorlar. Oysa şiirdeki kutsal değerle kişilik arasında koşutluk bulunması gerekmektedir.

Sayın Tekmil'in bu konuda söylediklerinin tümüne katılıyorum, Sayın Nilgün Arasın eklediği açılımlarla birlikte.

...

Seçilen konu ve şiirleştirme tek sözcükle harika.
Laf olsun diye söylemiyorum gerçekten de öyle.
Ali Tekmi'in ilk okuduğum şiiri.

Hemen anladım, bir ŞAİR şiiri bu.

Genç yaşına rağmen Ali Aydoğdu için söylenecek tek bir sözcük var. ŞAİR.

Derin duyarlığın, mimarisi farklı ve yeni olan dizelerle yeni kurulan kuleler gibi.

Örneğin:
şehir içi minibüsünün gözü yolunda, elli kuruş uğruna
şehirli zamparanın göz ucunda beş dakikalık manivela


Örneğin:
uz ...

Yağmur yağar su üstüne. Minik minik çipilti izleri.
Yağmur yağar çiçeklere günahların affı gibib
Mermiler yağar yağmur zıddı, günahkar ve hain.

Yağmur ille de yağmur. Çiçeklere.

Zeynep folklorik bir şiir adıdır zaten.
Zeynep Ayşe ile Fatma gibi herkese yakındır.
Bir de şiiri oldu mu dokunmayın artık.

Zeynep, bahçede oynayan sevimli çocuk, sevimli insan. Köy rüzgarı, kent hanımefendisi.

Bir denizli şehirdeki yeni öğrcenin burukluğunu etkili anlatan bir güzel şiir.

O şehirde bir deniz varmış yine de.
Denizi olmayan bozkır şehirlerindeki öğrenciler ise bir başka yaşar o günleri.

Şehre yeni gelen öğrencilerin hep bir destanı vardır.

Kuşlara bırakma dese, kuşlar huzur verse bile orada kalmaya razı değil diyecektim. 'Beni sakın kuşlarla yalnız bırakma' diye söyleyince kuşlara yakışmasa da 'bir kuş hırpalaması' hissettim.

Kuşlar toplu halde haykıracaklar:
'Biz kuş sürüleri sürgün yeri değiliz.'

Yalnız bırakılanın, kuşlara ...

Burnun giysisi yoktur, zaten çıplaktır. Durun, gevezelik yaptığımı düşünmeyin. Şair neden öyle diyor biliyor musunuz? Biliyorsunuz. Seven iki insan burnu sevgiyle birbirine değdiğinde burun olmayan giysisini çıkarır, bir serin enerji akımı hissedersiniz. Hatta denizlerin içine doğru uzanmış kara par ...

Şiirin başlığı ile içeriğinin bağlantısı konusunda söyleceklerimi unuttum.

Şiirin adı/başlığı içeriğinin temsilcisi olan bir yada bir kaç sözcüktür, yada şiirden bir dizedir. Uzak gibi görünen ama 'cuk' diye oturan pek ilgili görünmeyen kavramlar da vardır. Ama şiirle öyle bir jimnastik yaptırır ...

Ellerime baktım, tam on parmağım duruyordu irili ufaklı. Onlar benim aynı zamanda beyin-ruh ikilisinin iletişim antenleri. Gökyüzüne doğru açtığımda zaman yolculuğu yaparlar, ışık hızından daha hızlı iletirler. Koyuverdiğim, serbest bıraktığım ve dilediklerimi uzaklara taşırlar.

Bir hünerleri de ...

Üretken koca yürek.
Yine bir Abdurrahim Kahraman şiiriyle,
Bir ıslık çaldın uzaklardan.
Geldi başkentte kadar.
Bir akşamüstü.
Bin ıslık da benden sana dostum buralardan.
Bir yüksek binanın pencerelerinden.
Bir ıslık da ben sana dostum.

Şimdi nerdedir, ne yapıyordur acaba?

Vakit akşamdır. Pencere önünde oturmaktadır. Yalnızdır. Ah kapımın zili çalsa. Uzaklardadır, bekliyordur, ah postadan bir mektup çıksa.

Sait Faik sokakta yürümektedir. Hep duyar o sesi:
Hişt Hişt. Ah yürürken arkadan bir hişt diyen olsa.

Şu sıralar her ...

Her sazın altındaki tek dizeler, son kuşlar dizesinin altındaki iki dize de şairin ustalığını ve derin duygularını kanıtlamakta.

Örneğin nefeslide:
sarıya boyadığı kağıdı sallıyor çocuk çabuk kurusun diye.

Bu dizenin şiirsiliği bence muhteşem. Öteki dizeler ve şiirin bütünü de.

Eğlendiren insanlardan birinin kederli yanı.
Akıcı biçimde şiirleştirilmiş, uzun oluşu da
sıkmıyor. Hatta bitmesin istiyorsunuz.

Şu iki dizede toplanmış gibi geldi bana her şey:

arada düşer gibi yapardım, tek alkışımı o zaman alırdım

annem gelince aklıma hiç belli etmez içimden ağlardım

O inkar saatleri kükreyen insan saatleri oluvermiş.
Hele ne olur gelme üstüme diye başlayan uzun paragraf anlatımlı uzun dizedeki yaşlı bir balinanın denizi inkar ettiği saatler...

Gitme üstüne. Kendi haline bırak.

Aşağıda anlatılan yerde olmak istiyor insan:

Şimdi kaf dağında, ulu bir yayladayım
Derme çatma, kirli paslı
Damı sazlı, torlutozlu yayla evinde
En güzel rüyadayım...

Rüya do olsan. Kaf dağında ulu bir yaylada olmak istiyorum. Varsın damı sazdan olsun.

Kerat cetvelinde en şöhretli söz, iki kere iki?
En sevilen rakamlardan biri iki.
İkiye şiirler borçluydu. Yukarıdaki şiir ödemiş oldu. Artık borcumuz kalmamıtır.

(Politikacılar da günde iki kez sakal traşı olurlarmış, iki yüzlülüğü korumak için)
Bu mesajımı sil

Bütün sevgiler doğru adresini bulsaydı dileyelim ama ne yazık ki ters adreslerin yolu daha kısa oluyor ve daha kolay ulaşılıyor be şair.

Başta büyük olsa da sevgi bir daha da büyütme konusunda değil de küçültme konusunda çok yetenekliyiz.

Yok olmuyorsa yalnızlıkla uyumak daha geçerlidir söyled ...

Yaşamı yitirmeden. yaşarken kıymetini bilmenin şiirsel sayıklamalarını tertemiz bir yaşama sevinciyle ve burukça, biraz da boynu bükük yazıyor Güven Kırma. Israrla Yaşam Elimizdeyken diyor. Yaşamın yönlendirilmesi elimizde, beynimizde, gönlümüzde, cesaretimizde demek istiyor şiirlerinde. Büyütülmemi ...

Victor Hugo kırklı yaşları gençliğin ihtiyarlık dönemi, ellili yaşları ihtiyarlıın gençlik dönemi sayarmış.

Ne çok şanşlıyız. Daha erimeyen tatlı yaşlılıkların gençlik dönemi duruyor önümüzde.

Ne insanlar var yirmibeşinde ihtiyarlamış, ne yaşlılar var yetmişinde gencecik.

Elmizde olan tek ş ...

Futbol takımı tutmayan biriyim:))
Bütün centilmen takımları severim.
Hep fener, hep galatasaray.
Beşiktaşı acırdım. Hep üçüncü diye. Üçüncülük hatırına başarılar dilerdim, birinci olsun o da derdim.
Yaaa.