Kendini tanıtmak.... Kendini tanıma yolunda ilerleyen biri için hayli zor! İnsanların çoğu kendinde gerçek değil olmak istediği kişiyi görür diyen biri için zordan öte... Ne yani 1983 yılında İstanbul’da doğdum diye başlayan ilköğretimimi şurda tamamladımla devam eden cümleler mi kurayım,iyi de ne yaşadığından çok nasıl yaşadın, yaşarken ne hissettin ne kadar yoğun yaşadın sorularının önemine inanan birisi olarak inanmadığım birşeyi yapmış olmazmıyım. En iyisi başkasının gözüyle kendime bakmak belki de. Zaten hep bir yazarın kaleminden kendimi seyretmeyi istemişimdir. Hatıra defterleri bu konuda hep işe yarar! İşte en beğendiğim yazıdan bir bölüm. Daha doğrusu bana en çok yakışandan bir bölüm. Şöyle başlıyordu: “ Yaşadığı her şeyi en uçta yaşayan deli kız...” İnsanlar bir konuda delilik yapacaklarsa mutlaka sana danışmalı çünkü bu sana yakışıyor. Birlikte çalıştığımız günden beri aramızda hep en panik, en sevimli, en idealist oldun. Anlayamadığım bir şeyler vardıhem çok güçlüydün hem de başı okşanacak bir çocuk gibi şendin... Belki de hiper Polyannasın... Ben özgünlüğü, doğallığı seviyorum. Yaptığım işde mutlaka özgün birşeyler olmalı. Mecburiyetlerle başlayan adanmışlık bana göre değil. Seçimin gücüne inanıyorum. Neye inandığımı, neyi sevdiğimi ben seçmeliyim. İnandığım şey ne olursa olsun onun için savaşırım. Hayatı seviyorum. Yaşlı insanların öykülerine, çocukların hayallerine kulak vermeyi severim. Kırları, kırçiçeklerini, şarkı söylemeyi şarkı dinlemeyi, bisiklete binmeyi ve hala oyuncaklarla oynamayı... Alışveriş merkezlerinde almayacağım kıyafetlere bakmaktansa doğada sevdiklerimle birlikte olmayı çok daha anlamlı buluyorum. Biraz dağınık bir yapım var. Hem çok duygusal çok neşeliyimdir mesela. Gizemli olanı severim. Astrolojiye inanıyorum. Kendimle konuşabliyorum. Kendimi seviyorum. Kendime gülüyorum, kendimle dalga geçiyorum. Kendime yapamadığım şeyleri başkasına yapamam ki... İnasana özgü olan herşey tabii bence. Bu yüzden çok detaylarda olanlar beni ençok etkiler. Çok ince şeyler üzer, ince şeyler kızdırır. İşte böyle... Ben de kendimi mi olmak istediğim beni mi anlattım tartışılır, tabi. Ama hayat andan ibaretse işte bu da benim bir anım.
Kendini tanıtmak....
Kendini tanıma yolunda ilerleyen biri için hayli zor!
İnsanların çoğu kendinde gerçek değil olmak istediği kişiyi görür diyen biri için zordan öte...
Ne yani 1983 yılında İstanbul’da doğdum diye başlayan ilköğretimimi şurda tamamladımla devam eden cümleler mi kurayım,iyi de ne yaşadığından çok nasıl yaşadın, yaşarken ne hissettin ne kadar yoğun yaşadın sorularının önemine inanan birisi olarak inanmadığım birşeyi yapmış olmazmıyım.
En iyisi başkasının gözüyle kendime bakmak belki de. Zaten hep bir yazarın kaleminden kendimi seyretmeyi istemişimdir. Hatıra defterleri bu konuda hep işe yarar! İşte en beğendiğim yazıdan bir bölüm. Daha doğrusu bana en çok yakışandan bir bölüm. Şöyle başlıyordu:
“ Yaşadığı her şeyi en uçta yaşayan deli kız...”
İnsanlar bir konuda delilik yapacaklarsa mutlaka sana danışmalı çünkü bu sana yakışıyor. Birlikte çalıştığımız günden beri aramızda hep en panik, en sevimli, en idealist oldun. Anlayamadığım bir şeyler vardıhem çok güçlüydün hem de başı okşanacak bir çocuk gibi şendin... Belki de hiper Polyannasın...
Ben özgünlüğü, doğallığı seviyorum. Yaptığım işde mutlaka özgün birşeyler olmalı. Mecburiyetlerle başlayan adanmışlık bana göre değil. Seçimin gücüne inanıyorum. Neye inandığımı, neyi sevdiğimi ben seçmeliyim. İnandığım şey ne olursa olsun onun için savaşırım. Hayatı seviyorum. Yaşlı insanların öykülerine, çocukların hayallerine kulak vermeyi severim. Kırları, kırçiçeklerini, şarkı söylemeyi şarkı dinlemeyi, bisiklete binmeyi ve hala oyuncaklarla oynamayı... Alışveriş merkezlerinde almayacağım kıyafetlere bakmaktansa doğada sevdiklerimle birlikte olmayı çok daha anlamlı buluyorum. Biraz dağınık bir yapım var. Hem çok duygusal çok neşeliyimdir mesela. Gizemli olanı severim. Astrolojiye inanıyorum. Kendimle konuşabliyorum. Kendimi seviyorum. Kendime gülüyorum, kendimle dalga geçiyorum. Kendime yapamadığım şeyleri başkasına yapamam ki... İnasana özgü olan herşey tabii bence. Bu yüzden çok detaylarda olanlar beni ençok etkiler. Çok ince şeyler üzer, ince şeyler kızdırır.
İşte böyle...
Ben de kendimi mi olmak istediğim beni mi anlattım tartışılır, tabi. Ama hayat andan ibaretse işte bu da benim bir anım.