Onur Bilge Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

  • ”Yıkadılar, aldılar, götürdüler.”

    Genelde öyle yapıyorlar. Sadece şehitse, kanıyla gömüyorlar. Bunu şimdi burada, böyle hatırlatmaya gerek var mı?

    “Sahi, ölü neden yıkanır?”
    “Âdettir de ondan…”
    “Yok, değil, dinimiz gereği…”
    “Dinimiz gereği, anladık da neden yıkanır?”
    “Pis olduğu için… ...

  • ”Benim bir kere öldü, kör oldum.”

    Bir kere daha ölürse, sağır olacak! Bir kere daha ölürse topal, bir kere daha ölürse… Dur, çok karıştırma!.. Altından çapanoğlu çıkacak!..

    Yedi canlı mübarek! Ne babaymış be! Şair babası olunca böyle oluyor demek ki! Kedi gibi yedi canlı!..

    Öl babam öl!..
    ...

  • Sizin Hiç Babanız Öldü Mü?
    “Sizin hiç babanız öldü mü?”

    Sorunun soruluş şekli saçma!

    “Sizin” zaten gereksiz de haydi dokunmayalım, orada dursun, yeşillik olsun!

    “Hiç babanız öldü mü?”

    “Hiç diş çektirdiniz mi?” dercesine…

    Sanki birçok baba var! Var ya… Neden olmasın? Şambaba var. İ ...

  • “Neden titriyor velur parmakların”

    Bu dizede durak kaymış.

    “Ah saçların esiyor esrik ve ılgın”

    Bu dizede de bir hece fazla. AH çıkarsa düzelir ve zarar görmez.

    Uyaklar sağlam...

  • Zahirdir gözlerin ötenazime
    Ah dudaklarında zulüm nam saçar
    Bir taşla veda et senli mazime
    “Zambaklar en ıssız yerlerde açar”
    Zahirdir gözlerin ötenazime


    Bunca olumsuzluğuna rağmen bir de onun için ölecek misin? Yok artık!.. Ötenazi, Türkiye’de de olmuyor. İskandinav ülkelerine mi gide ...

  • Aydınlığa söndüm her yer karanlık
    Ruhu tutuşturan bu ateş de ne
    Yaşamak eziyet vazgeçmek anlık
    Her façan imzadır fahiş bedene
    Aydınlığa söndüm her yer karanlık

    'faça İt. faccia
    a. argo 1. İskambil destesinin en altındaki kâğıt. 2. Yüz, çehre, surat. 3. Giysi. 4. den. Yüklü geminin ...

  • Mevsim haziransa yenil eleme
    Zuhur aşk elinden sevda taşkını
    Dem içre sunalım cümle âleme
    Katille maktulün sayrı aşkını
    Mevsim haziransa yenil eleme

    Her şey hazirana bağlı… Haziran değilse iş değişir.

    Şaka bir tarafa, ben de NİSAN için söylemiştim benzer şeyleri:

    NiSAN

    'Unutu ...

  • Neden titriyor velur parmakların
    Ağu içtim aşkın kafatasından
    Ruhuma saplansın kör tırnakların
    Kanat yüreğimi tam ortasından
    Neden titriyor velur parmakların

    El titremesi, parmaklar, (kafatasını kavramada da öyle…) Tırnakların saplanması ve kanatması uyumlu… Burada TENASÜP var.

    Aşk yı ...

  • Aynayı kırsan da kırılmıyor yüz
    Fikrinde aslolan, intiharındır
    Aksimden yansıyan her cinnet öksüz
    Doğdum sandığın an sonbaharındır
    Aynayı kırsan da kırılmıyor yüz

    Kendisini ayna olarak almış. Kırılmak, çift anlamlı… Darılmak anlamını da içeriyor. Çok güzel! “Aslımdan yansıyan her cinnet ...

  • Yaprak ne anlasın, dalın hüznünü
    Çıtırtısız sakin yol bulur gider
    Ah talep etmedin gidiş iznini
    Sandın ki bu masal geceden biter
    Yaprak ne anlasın dalın hüznünü

    Adam gitmiş, kuru bir yaprak gibi dalından kopup, arkasına bakmadan burnunun gösterdiği yere gidiyor, izin mi alacaktı? İzin is ...

  • Rüsva et as beni darağacına
    Kurt peşinden gider yaralı kuzu
    Eğ kirpiklerini zül miracına
    Yaralarıma bas kezzabı tuzu
    Rüsva et as beni darağacına

    Zaten ömrünü yemiş be arkadaşım! Edeceği kadar rüsva etmiş! Kendisini de gömmüştük. Hortlayıp mı gelsin şimdi? Onca olumsuzluğuna rağmen ona ba ...

  • Ah saçların esiyor esrik ve ılgın
    Serçeler göçüyor şarktan güneye
    Sustur şu sesleri, kanatlar yılgın
    Kapat gözlerini yürek ver neye
    Ah saçların esiyor esrik ve ılgın

    Yere batsın onun saçları!.. Adamı gömmedik mi? Akreplar üşüşsün, yılanlar sarsın! Tarla fareleri yesin onu!.. :)


  • Davetsiz her ölüm cana üşüşür
    Gözlerin şehrimi terk ettiğinde
    İçteki son dirim huzmesi üşür
    Cellâdın tanrınmış fark ettiğinde
    Davetsiz her ölüm cana üşüşür

    “Davetsiz her ölüm cana üşüşür”

    Davetli ölüm cana üşüşmez mi? Teğet mi geçer? Bu dizedeki iddia kabul edilir gibi değil.

    “Dav ...

  • Şimdi buza tapar boş kalan yatak
    Haydi, onlara sun loş bedenini

    Buradada LOŞ ile BOŞ yer değiştirmeli, aslında. Yatak loş kalabilir. Zaten yatakodaları genellikle güneş almayan arka odalardandır ve haliyle sessiz ve loş yerlerdir. Ortama uyar op zaman.

    Beden loşolabilir mi? Olamaz. BOŞ olu ...

  • Rüya bir ölümdür gölgen kadar ak
    Gürgenler altında çürüt tenini
    Şimdi buza tapar boş kalan yatak
    Haydi, onlara sun loş bedenini
    Rüya bir ölümdür gölgen kadar ak

    Rüya bir ölümdür. Yani aksi de geçerliyse... ÖLÜM, bir RÜYAdır. 'Rüya' demeyelim de uzunca bir uyuma diyelim... Derin bir uyku. ...

  • Ellerini götür hüviyetimden
    Yeter bu esaret bu adanmışlık
    Bilmem ne istersin hürriyetimden
    Niçin mem u zine bu aldanmışlık
    Ellerini götür hüviyetimden!

    Ellerini götür hüviyetimden

    Şair; bazen erkek olur bazen kadın, bazen çocuk olur bazen yaşlı, bazen kocasına yazar, oysa hiç evlenme ...

  • Soysuz bir muhteva gizler bakışın
    Tanrıya küfreden o naif nazar
    Aşkın boğazına ilmek takışın
    Sevda mezarını diliyle kazar
    Soysuz bir muhteva gizler bakışın

    Bu kıtada, 'Aşkın boğazına ilmek takışın...' muallakta kalmış. Hiç bir dayanağı yok. Sadece uyak yapmak için gelip, sıraya geçmiş.
    ...

  • Soysuz bir muhteva gizler bakışın
    Tanrıya küfreden o naif nazar

    İşte tasavvuf şiiri olmayan bir şiirde de karşımıza TANRI çıktı. Bu tanrı, sıradan bir tanrı değil öyle uyduruk... ALLAH!..

    Müslüman mahallesinde salyangoz satılacakdeğil ya... ALLAH ALLAH!.. 'ALLAH' dememe neden bu kadar deli ...

  • Şairin geçmişinde bir tasavvuf yaşantısı olduğunu sanmıyorum. Kesinlikle yok. Olsaydı, ezana türkü deme saygısızlığını yapmaktan kaçınırdı. Müslümanlara da saygısı yok. Egosu çok yüksek. Firavunlaşmaz, İnşallah!

  • Sn Açanba,

    Nem alan duvar küflenir. Yaslananın üstünü kirletir.

    Orada, duvarın yapılma aşamasındaki su değil, dışarıdan emdiği sudan bahsediliyor. bir nevi çürümeden...

    Dünyanın çivisinin çıkması gibi...

  • Sn Mehmet Binboğa,

    Bir şiirimde ben de KUKLALAR olduğumuzu yazmıştım. Birleştiren ve ayıranın O olduğunu... O şiirimi bulunca ekleyeceğim. Başka bir dörtlüğümde de şöyle ifade ettim:

    SEMBOLLeR

    Silinmesi imkânsız çizgileriz biz
    Rabb’imizin sesiyiz, ezgileriz biz.
    Ses O’nun, varlık O’n ...

  • I- yaslandığın duvar su içmişse karanlıktan
    üzerinde siyah bir iz bırakması muhtemeldir
    ve inanç serapla gelen berrak sudur çoğu zaman
    kirlerinden arınmak için suretine girmek gerekir

    Yaslandığımız duvar, DÜNYAdır. Dünya hayatı, ister istemez günaha bulaştırır. Kara yanına varana kara bula ...

  • Kalp Allah’ın evidir kul hakkıyla gitmeyin
    Henüz nefes alırken helalleşin barışın
    Elin etmediğini kendinize etmeyin
    Allah için severek Yunus gibi sarışın

  • Tam bin üç yüz on üç dost edinmişim burada
    Kurduğum tüm dostluklar kıyamete kadardır
    İnşallah ereceğiz ukbada da murada
    N’olur kalp kırmayalım kabir beden kadardır

Toplam 1683 mesaj bulundu